Yüksek bir tepeye kurulan İshakpaşa Sarayı'nın yanındaki Eski Beyazıt Camii ve bu ibadethanenin üst bölümünde kayalık alanda yer alan Bazid Kalesi, Osmanlı, Fars ve Selçuklu uygarlıklarının mimari üslubuyla bölgenin tarihi geçmişini yansıtıyor.
Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği bu tarihi mekanlar, fotoğraf tutkunlarına eşsiz imkanlar sunuyor. Zirvesi yılın dört mevsiminde erimeyen kar ve "takke buzulu" ile kaplı volkanik bir bölge olan, Türkiye'nin en yüksek dağı unvanına sahip Ağrı Dağı da bu yönüyle güzel manzaraları barındırıyor. "Mem-u Zin" adlı eserin yazarı Ahmedi Hani'nin, her yıl binlerce kişinin dua etmek için geldiği türbesi ise 2000 yılında tarihi görünümlü Ahlat taşlarıyla restore edildikten sonra fotoğrafçılar ve klip çalışması yapan bölge sanatçılarının uğrak yeri haline geldi. Söz konusu tarihi mekanlar, düğün, yöresel giysi, katalog ve tarihi belgesel çekimlerinde sıkça kullanılıyor. Bölgede fotoğraf çekimleri yapan sanatçılardan Mehmet Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu mekanların kendileri için çok güzel manzaralara sahip olduğunu söyledi.
Daha önce günübirlik turlarla geldiği bölgenin güzelliklerini görünce fotoğraf çekimlerine başladığını belirten Özcan, şöyle konuştu: "Çekimlerimizi yaz, bahar ve kış olmak üzere üç mevsimde bu doğal platoda yapmaya karar verdik. Bu tarihi mekanlar, Ağrı Dağı, Ahmedi Hani Türbesi, İshakpaşa Sarayı, Şafii Camii ve daha keşfedilmeyi bekleyen onlarca mekanın yanı sıra birçok tarihi ve turistik mekanı hem görmek hem de buralarda çekim yapma imkanı bulduk. Ayrıca fotoğrafın yanı sıra yerel sanatçılar dengbejlerinde klip klip çekimlerini burada yapıyor. Son derece görsel materyallerle zengin olan bu ilçe, özellikle son 6 ayda birçok kişi tarafından tercih edildi. İnsanlar artık kapalı kapılar ardındaki stüdyo fotoğrafçılığını bırakıp gerçek doğa fotoğrafçılığına yöneliyor."