Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Tarım sektörünü anlatamazsak, kamuoyu oluşturamazsak, tarımda hedeflere ulaşamayız." dedi.
Bayraktar, Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü" programında yaptığı konuşmada, zenginleşmenin kaynağının tarım olduğunu belirterek, "Amerika, dünyayı yönetiyor ama mısır, tütün, pamuk, buğday üretiminden vazgeçiyor mu? Unutulmasın ki tarıma hükmeden ülkeler, dünyaya da hükmedecek. Zenginleşmenin kaynağı tarım. Dünyada gıda önem kazanacak." diye konuştu.
Tarımda kamuoyu oluşturulması gerektiğini belirten Bayraktar, koşulların Doğu Anadolu'da ağır olduğunu, buna rağmen çiftçinin canını dişine takarak üretime devam ettiğini söyledi. Bayraktar, şöyle konuştu:
"Benim 8-9 ay kış yaşanan Ağrı'da ve Doğu Anadolu'daki diğer 8 ilimizdeki çiftçim, bütün zorluklara direnerek hayvancılık yapmazsa, İstanbul'daki, Ankara'daki, İzmir'deki tüketicim, hatta 79 milyonluk tüketicim nasıl et yiyecek? Kurbanlıklarını nasıl temin edecek? Tarım sektörünü anlatamazsak, kamuoyu oluşturamazsak, tarımda hedeflere ulaşamayız. Doğu'da ve Güneydoğu'da güvenlik sağlandığında çiftçimizin neler yapabileceğini de hayal bile edemeyiz.
Tarımın en önemli sorunlarından biri de tarım alanlarının korunması. Son 20 yılda 3 milyon hektar, yani Belçika büyüklüğündeki tarım alanını çeşitli sebeplerle kaybetmişiz. Dünyanın sadece yüzde 10'u tarım alanı olarak kullanılıyor. Sonuç olarak gıda açısından geleceğin aydınlık olacağını ne yazık ki söylemiyoruz. Uluslararası toplum hızlı hareket etmelidir. Açlığın ve yetersiz beslemenin yok edilmesi ve gıda güvencesinin sağlanması için uluslararası stratejiler geliştirilmeli ve etkin bir işbirliği yapılmalıdır."
Bayraktar, hükümetin genç çiftçilere yönelik 30 bin liralık hibe programının çok yerinde olduğunu söyledi.
Kırsalın gelirini artırmak zorunda olduklarını ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti:
"Çiftçimizi tarlada tutmanın başka yolu yok. Genç nüfus eksikliği tarımda en önemli sorunlarımızdan biri haline geldi. Nüfusu kırsalda tutacak projeler yürürlüğe koymalı, kırsal kalkınmayı desteklemeli, başta gıda sanayi olmak üzere kırsalda tarımsal girdi kullanan işletmelerin kurulmasını teşvik etmeli ve kırsal turizm geliştirilmeliyiz. Aile çiftçiliği bu açıdan çok önemlidir. Birleşmiş Milletler de bunu gördü ve 2014 yılını aile çiftçiliği yılı ilan etti. Tarım Bakanlığımız da kırsalı kalkındırmak ve kırsalda genç nüfusu tutmak için önemli projeler yürütüyor. En son genç çiftçilere yönelik 30 bin liralık hibe programı çok yerinde bir proje olmuştur."
Bayraktar, çiftçilerin yüksek maliyetlerle üretim yaptığını ve mazot, gübre, yem, elektrik, tohum, ilaç gibi girdi fiyatlarının yüksekliğinin çiftçileri zorladığını vurguladı.
Genel olarak girdilerdeki vergi yükünün fazla olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Hükümetimizin, KDV oranını gübrede yüzde 18'den, yemde yüzde 8'den yüzde 1'e indirmesi yerinde bir karar olmakla birlikte, çiftçimize tam olarak yansıtılmadı. Vergi indirimleri çiftçimize doğrudan destek olarak verilmelidir. Girdilerde vergi yükü azaltılmalı, girdi fiyatları üreticimizi zorlamayacak makul düzeylere indirilmelidir. Çiftçimiz, dünyada yalnız değildir. Rakipleri vardır. Dünyada ihracat yapmak arslanın ağzından ekmek almaktan zor bir hale gelmiştir. Rakibinle aynı koşullarda üretmiyorsan, nasıl rekabet edebilirsin ki? Girdi maliyetlerini düşük tutarsak, ihracatta hedeflere ulaşmak hiç de zor değildir."