Erzurum'da ilk FETÖ davası açıldı. Komutan vekalet bıraktığı astını ikna edememiş
Erzurum'da darbe girişimine ilişkin açılan ilk dava kapsamında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince talimatla ifade veren dönemin İl Jandarma Bölge Komutanı olan Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Lapanta ile dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında görevli bulunan Jandarma Genel Komutanlığında çalışan Albay Gül, 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin açılan ilk dava kapsamında talimatla ifade veren dönemin Jandarma Bölge Komutanı olan Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Ali Lapanta ve dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında Emniyet ve Kaza Önleme Proje Subayı olan Jandarma Genel Komutanlığında görevli Albay Cüneyt Gül, darbe gecesi yaşananları anlattı.
Korgeneral Lapanta, darbe girişimiyle ilgili tutuklu sanıklar Murat Koçak ile Murat Yılmaz'ın yargılandığı Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava çerçevesinde talimatla ifade verdiği Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde, olay günü izinli olduğunu ve teşebbüsü kendisini telefonla arayan Ağrı İl Jandarma Komutanından öğrendiğini belirtti.
Konuşma esnasında darbe planı emri geldiğini bildiren Lapanta, "Ağrı İl Jandarma Komutanı, Murat Koçak'ın Erzurum Sıkıyönetim Komutanı olduğunu ifade etti." dedi.
Lapanta, komutana bu hareketin FETÖ tarafından planlanmış olabileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kendisine bağlı birimlere emir vermesini ve talimatım olmadan hareket etmemelerini söyledim. Vekalet bıraktığım Kurmay Başkanı Murat Koçak'ı aradım. Durumun ne olduğunu sordum. Darbe uygulama emrinin geldiğini, birlikleri kışlaya topladığını ve hazırlık yaptığını söyledi. Kendisine 'Oğlum bu normal silahlı kuvvetlerin inisiyatifinde olan bir faaliyet değildir' diyerek yanlış yapmamasını ve gelen talimatlara uymamasını söyledim. Bana aynen 'Komutanım ben askerim, ben gelen emri uygulamak zorundayım' deyip gelen emre uyacağını söyledi."
- "Komutanım siz ve Kolordu Komutanım görevden alınmışsınız"
Telefonda Koçak'a, "Ben ve kolordu komutanı varken sıkıyönetim komutanlığı sana mı kaldı" sorusunu yönelttiğini anlatan Lapanta, "Komutanım siz ve kolordu komutanım görevden alınmışsınız. Jandarma Genel Komutanlığının emrine verilmişsiniz." yanıtını aldığını kaydetti.
Koçak'ı darbecilerin emirlerini yerine getirmemesi için ikna etmeye çalıştığını vurgulayan Lapanta, şöyle devam etti:
"Kendisi 'Ben askerim, gelen emirlere uyarım.' dedi. Kendisine ailesiyle ilgili bazı açıklamalarda bulundum. 'Oğlun daha yeni doğdu, baba demesini bilmiyor. Yapmış olduğunuz faaliyet darbeye teşebbüstür. Bunun cezası da müebbettir. Sakın ola yanlış yapmayın.' diyerek nasihatta bulundum."
Söylediklerine karşılık Koçak'ın "Emredersiniz." demesine rağmen kışla içerisinden personeli hazırlama ve dışarı çıkarmada ısrarcı olduğunu öğrendiğine işaret eden Lapanta, şu ifadeleri kullandı:
"Kurmay Başkanının durumunun şüpheli olduğunu öğrenmem üzerine İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik'i arayarak durumunu sordum. Bir sıkıntı olmadığını, personeli göreve çağırmadığını, gelişmeleri takip ettiğini ifade etti. Ben de kendisine derhal Jandarma Bölge Komutanlığı karargahına giderek duruma el koymasını istedim ve gelişmelerden Valiyi haber etmesi talimatını verdim. Gelişen süreç içerisinde kolordu komutanımızı aradım. Kolordu komutanına, Murat Yılmaz, MEBS Şube Müdürü Yaşar Uçgun ve Mali Şube Müdürü Mehmet Karaman'ın yanlış hareket ettiklerini ve haklarında tutuklama kararı çıkarılması için askeri savcılığa bilgi verilmesi gerektiğini söyledim. Kendisi de gereğini yapacağını söyledi. Gece 2-3 sıralarında da askeri savcılık tarafından tutuklama kararı çıkarılmış ve merkez komutanlığınca gereği yapılmış."
- Albay Gül'ün ifadesi
Dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında Emniyet ve Kaza Önleme Proje Subayı Albay Cüneyt Gül ise ifadesinde, olay gecesi Erzurum Orduevi bahçesinde oturduğu ve darbe girişimini kız kardeşinin telefonundan öğrendiğini bildirdi.
Daha sonra televizyondan gelişmeleri takip ettiğini belirten Gül, ifadesinde şunları anlattı:
"Televizyondaki durumdan rahatsızlık duyarak komutanlığa gittim. Nizamiyeden içeriye girdiğimde karargahta görevli personelin hücum yeleklerini alıp silahlandıklarını gördüm. Yaklaşık 40-50 kişiydi. Hepsi rütbeliydi. Tanıyanlar bana 'Komutanım ne oluyor?' dediler. Ben de 'Bilmiyorum, içeri girip öğreneceğiz' dedim. Koçak'ın odasına gittim. 'Murat ne oluyor?' diye sorunca bana 'Komutanım sıkıyönetim ilan edildi.' dedi. Ben de ne 'Sıkıyönetim mi? Ne diyorsun?' deyince sıkıyönetim direktifi mesajı gösterdi."
Etrafındakileri darbe mesajına inanmamaları konusunda uyardığını vurgulayan Gül, şu bilgileri verdi:
"Murat'a 'Bu mesaja nasıl inanıyorsun, üç tane çocuğun var. Bu, karargahtaki Fetullahçının birinin oyunudur. Sakın kanma. 9. Kolordu ve Jandarma Genel Komutanını aradın mı?' diye sordum. Murat, bana kolordu komutanına ulaşamadığını, Jandarma Genel Komutanlığının da sıkıyönetim faaliyetini gerçekleştirmeye başladığını beyan etti. Bunun üzerine 'Murat, bunda yanlışlık var, kolordu komutanını aramadan bir şey yapma.' dedim. Bir ara odasından çıkıp geri geldim. Bu sırada bazı komutanları gördüm. Bana ne yapacağımızı sordular. Ben de onlara 'Bunlar kesinlikle Fetullah'ın oyunu. Tanıdığınız, güvendiğiniz adamlara yavaş yavaş yayın.' dedim. Koçak'ın telefonda Ali Paşamla konuştuğunu duydum. 'Murat emir veriyorum, o direktifi kaale almayacaksın.' dedi. Murat da kendisine 'Sizi genel komutanlık emrine aldılar.' dedi."
Gül, Murat Koçak'ı darbe emrini uygulamaması konusunda ikna etmeye çalıştığını dile getirerek, "Daha sonra Albay Mustafa Çelik geldi. Bana 'Murat'ı bir şekilde durdurmamız lazım.' dedi. Ben de kendisine 'Derdest etsek olur. Ancak kimin ona taraf olduğunu bilemiyorum. Biri silah çeker, kışla içerisinde kan gövdeyi götürür. Müsaadenizle içeride Murat'ı ikna edeyim. Siz de dışarıda personel ile konuşun, doğruyu anlatmaya çalışın' dedim." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Emri aldıktan sonra içeri girdiğine değinen Gül, şunları kaydetti:
"İçerdi otururken Binbaşı Murat Yılmaz odaya gelerek 'Komutanım, Mustafa Albay personeli toplamış, konuşuyor.' dedi. Koçak hızlı bir şekilde bahçeye koştu ve içtimada bulunan rütbelilere 'Bu bir emirdir, isteyen gelir.' diyordu. Çelik, bundan önce kendisine 'Murat saçmalıyorsun.' şeklinde uyarıda bulunmuştu. Koçak da Çelik'e 'Komutanım bu emirdir, emri uygulayacağız.' dedi. Mustafa Albayın 'Sen o saçma mesajla gidip valiyi mi alacaksın?' diye sorması üzerine Koçak da 'Vali artık yok.' dedi. Personelin etrafımızda toplanması üzerine Koçak, Mustafa Albay ve Albay İsmail Güzel ile birlikte kamelyaya geçtik. Orada Murat'ın tutum ve davranışlarından bu işi yapamayacağını anladığını sezdim."
Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı Korgenaral Harun Ocaklı'dan mesaj geldiğini işaret eden Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunun üzerine Koçak'ın yanına giderek 'Murat, Harun Paşa arıyormuş, ne dedi' diye zarf attım. Koçak da bana 'Kışladan çıkmayın.' diye emir verdiğini söyledi. Ondan sonra Koçak'ın hiçbir girişimde bulunamayacağı kanaati bende hasıl oldu. Gözaltına alınarak götürülmelerine kadar odasında televizyon izledi."
Erzurum'da FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında haklarında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava süren tutuklu sanıklardan örgütün sözde "Erzurum Sıkıyönetim Komutanı" Murat Koçak ile sıkıyönetim komutanları atama listesinde ismi bulunan Murat Yılmaz'ın, üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor.