Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Konuk Evi'nde düzenlenen programda kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Öztürk, bölgede 30 yıldır terör hadisesi yaşandığını söyledi.
Devlet olarak, terörü bitirme adına yapılması gereken tüm adımları attıklarını ifade eden Öztürk, "Çözüm süreci diye bir süreç başlatıldı. İnsanlar terör yöntemini kullanmaksızın dertlerini anlatsınlar diye devletimiz elinden geleni yaptı." dedi.
Çözüm sürecinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin aleyhine işletildiğini anlatan Öztürk, şöyle konuştu:
"İki buçuk senenin sonunda gördük ki 6-7 Ekim olayları ile birlikte çözüm süreci Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin aleyhine işletilmeye başlatıldı. Hileler, tuzaklar, bombalar hazırlandı. Bu kadar silahı kim için hazırladıklarını sonradan anlamış olduk.
Türkiye artık, 'Bu süreç artık milletimizin birliği dayanışması ve beraberliğini dinamitliyor. Buna tahammül edemeyiz' dedi. Biz yeniden terörle mücadele konsepti geliştirdik. Şu anda terörle mücadelemizi çok şükür başarıya ulaştırdık ve son noktaya da yaklaştık. Planlarımızı 2017'nin sonunda dağlarında eşkıyanın dolaştığı, teröristin dolaştığı bir Türkiye'den insanlarının huzur içerisinde olduğu bir Türkiye'ye tekrar döneceğiz diye yaptık."
- Cazibe merkezleri oluşturuldu
Devletin 23 ilde cazibe merkezleri oluşturduğunu anımsatan Öztürk, "İş adamlarımızın arsasından iş yerine kadar, makinesinden işletme kredisine kadar her alan düşünülerek ciddi anlamda bu bölgedeki insanlara böyle bir imkan ve fırsat tanındı. Bunun da değerlendirilmesini istiyoruz." diye konuştu.
2023 yılı hedefi olan 25 bin dolara göre zenginleşmek ve refaha ulaşmak istediklerini dile getiren Öztürk, şöyle konuştu:
"Geleceğimizden emin olmak istiyoruz. Çocuklarımızın daha iyi şartlarda yaşamasını istiyoruz. Ağrı'da da İzmir'de de bunu istiyoruz. Bunu sağlamanın en önemli ayağı olan güvenlik meselesini 2017 yılında çözeceğimizi biliyor ve inanıyoruz.
Bunu sizinle birlikte yürüteceğiz. Bu güvenlik meselesini çözdüğümüz takdirde bu cazibe merkezlerinden bu ülkenin insanları, Ağrımızın insanları yararlandıkları takdirde biz güvenliğin birinci düğme olduğunu düşünüyoruz. Ondan sonraki düğmeler sırayla gelecektir. Bu bölgenin insanı da Türkiye'nin geri kalanının zenginliğinin de üzerine çıkabilir veya o seviyeye gelecektir."
- "Görevimiz, vatandaşın hür iradesini sandığa yansıtmaktır"
Nisan ayında yapılacak halk oylamasına ilişkin gerekli bütün tedbirleri aldıklarını da belirten Öztürk, vatandaşın huzurunu sağlamanın, boyunlarının borcu olduğunu dile getirdi.
Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önünüze gelen sandıkta iradeniz her neyse ama hür olmalı. Bizim görevimiz, vatandaşın hür iradesini sandığa yansıtmaktır. Asla yıldırma, korkutma sindirme gibi ürkütücü şeylere fırsat vermeyiz ve vermeyeceğiz.
Bunu siz kendi özgür iradeniz ile devletimizin bekasını geleceğini düşünerek kendi geleceğinizi düşünerek bunu sağlayacağınıza ben yürekten inanıyorum. Çok önemli kısmı budur.
Biz de zorla birilerini şuraya göndermemeliyiz başkaları da. Vatandaşımız kanaatini getirecek değerlendirmesini yapacak o şekilde oyunu kullanacak. Biz bunu sağlayacağız. Size de düşen bu iradeye sahip çıkmaktır. Başkasının tehdit ve korkutmasına prim vermemektir. Bizim görevimiz sizin güvenliğinizi sağlamaktır.