Bundan tam 23 yıl önce gerçekeleşen ve günümüzde bile hala etkisinin sürdürüldüğü 28 Şubat darbesi hakkında açıklaması yapan MAZLUMDER Ağrı Şube Başkanı Aslan, "28 Şubat mahpuslarının bir kısmı talep ettiğimiz yeniden yargılama süreçlerinde suçsuzlukları ortaya konularak beraat etmesine rağmen bir kısmı halen içeride tutulmaktadır." hususuna dikkat çekti.
28 Şubat'ta yaşananlar
"Ordunun, yargının, basının, bazı siyasi çevrelerin, büyük sermayenin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının el ele vererek gerçekleştirdiği ve bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat darbesinin üzerine 23 yıl geçmiş bulunmaktadır." diyen Aslan, "Darbe sürecinde dönemin hükümeti düşürülmüş, milyonlarca insan fişlenmiş, bankalar hortumlanmış, basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığı topluma dayatılmış; Genelkurmay'da düzenlenen brifinglere katılan yüksek yargıçlar, akademisyenler ve rektörler darbe düzenine itaatlerini ayakta alkışlarla sunmuş, yargıçlar bu itaatlerini 'brifingli yargı kararları' diye isimlendirdiğimiz mahkumiyet kararlarına yansıtmış.
İş ve sanayi çevreleri yeşil ve dost olmak üzere iki kampa ayrıştırılmış; siyaset dünyasının ve sivil toplumun bazı önemli aktörleridarbe düzenine selam durarak verilen rolü icra etmiş; başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kalarak okul kapılarından içeri alınmamış, 'ikna odalarında' baskıya uğramış, başörtülü kamu personeli kovuşturma geçirip adli ve idari cezalara muhatap kılınmış, sürgün edilmiş, mesleklerinden atılmıştır. İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencileri kazanılmış hakları da hiçe sayılarak katsayı engeliyle ile istedikleri bölümlere girememiş; dindar askerler eşlerinin başörtüsü ya da dini vecibelerine olan bağlılıkları sebebiyle ordudan atılmış; devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştür." dedi.
"Darbeciler salıverilirken, mağdurlar cezaevlerinde tutulmaktadırlar"
Aslan açıklamasının devamında, "Bahse konu ve sayılabilecek onlarca farklı alanda yaşanan mağduriyetlerin bir kısmı aradan geçen 23 yılda çözülmüş olsa da bazı alanlarda sıkıntılar ve mağduriyetler devam etmektedir. Özellikle halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpusları ve onların aileleri yönünden 28 Şubat bütün yakıcılığıyla devam etmektedir. Ortalama 25-30 yılını cezaevlerinde geçiren bu insanların bir kısmı bütün bir gençlik çağını bir kısmı bütün bir yaşlılık devrini cezaevlerinde geçirmiş bulunmaktadır. 28 Şubat'ta darbe yaptığı mahkemece tescil edilip müebbet hapis cezası alan darbeciler ayda bir imza karşılığı salıverilirken darbenin hakiki mağdurlarıcezavlerinde tutulmaktadırlar." ifadelerini kullandı.
"28 Şubat dönemindeki istihbari kayıtlar bugün insanların önüne çıkarılmaktadır"
MAZLUMDER olarak 28 Şubat hakkında beklentilerini sıralayan Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzleşilmeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğu gerçeğini hatırlatmak suretiyle, binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz.
28 Şubat sürecinde oluşturulan istihbari kayıtların bugün dahi insanların önüne engel olarak çıktığı gerçeğinden hareketle devletin kirli ve manipüle edilmiş hafızasının temizlenmesi gerektiğini vurguluyoruz. Kıyıda köşede kalmış, sesini duyuramamış insanların mağduriyetlerinin ortaya çıkarılıp çözülmesini sağlayacak bir yüzleşme ve hesaplaşma mekanizmasının kurulması gerekliliğini hatırlatıyoruz.
28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. Halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."
Basın Açıklamasının Tam Metni:
28.02.2020
YÜZLEŞİLMEYEN HER DARBE BİR SONRAKİNİ TETİKLEMİŞTİR!
28 ŞUBAT’LA HER ALANDA HESAPLAŞILMALI,
ZULÜM BİN YIL SÜRMEMELİDİR!
Ordunun, yargının, basının, bazı siyasi çevrelerin, büyük sermayenin ve bazı sivil (!) toplum kuruluşlarının el ele vererek gerçekleştirdiği ve 1000 yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat darbesinin üzerine 23 yıl geçmiş bulunmaktadır.
Darbe sürecinde dönemin hükümeti düşürülmüş, milyonlarca insan fişlenmiş, bankalar hortumlanmış, basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığı topluma dayatılmış; Genelkurmayda düzenlenen brifinglere katılan yüksek yargıçlar, akademisyenler ve rektörler darbe düzenine itaatlerini ayakta alkışlarla sunmuş, yargıçlar bu itaatlerini ‘brifingli yargı kararları’ diye isimlendirdiğimiz mahkumiyet kararlarına yansıtmış; iş ve sanayi çevreleri yeşil ve dost olmak üzere iki kampa ayrıştırılmış; siyaset dünyasının ve sivil toplumun bazı önemli aktörleridarbe düzenine selam durarak verilen rolü icra etmiş; Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kalarak okul kapılarından içeri alınmamış, "ikna odalarında" baskıya uğramış, başörtülü kamu personeli kovuşturma geçirip adli ve idari cezalara muhatap kılınmış, sürgün edilmiş, mesleklerinden atılmış; İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencileri kazanılmış hakları da hiçe sayılarak katsayı engeliyle ile istedikleri bölümlere girememiş; dindar askerler eşlerinin başörtüsü ya da dini vecibelerine olan bağlılıkları sebebiyle ordudan atılmış; devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştür.
Bahse konu ve sayılabilecek onlarca farklı alanda yaşanan mağduriyetlerin bir kısmı aradan geçen 23 yılda çözülmüş olsa da bazı alanlarda sıkıntılar ve mağduriyetler devam etmektedir. Özellikle halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpusları ve onların aileleri yönünden 28 Şubat bütün yakıcılığıyla devam etmektedir. Ortalama 25-30 yılını cezaevlerinde geçiren bu insanların bir kısmı bütün bir gençlik çağını bir kısmı bütün bir yaşlılık devrini cezaevlerinde geçirmiş bulunmaktadır. 28 Şubat’ta darbe yaptığı mahkemece tescil edilip müebbet hapis cezası alan darbeciler ayda bir imza karşılığı salıverilirken darbenin hakiki mağdurlarıcezavlerinde tutulmaktadırlar.
Beraat etmesi gerekirken bir torba dosyaya dahil edilen; en ağır yorumda bile “adli nitelikli süreli hapis” cezası alması gerekirken “siyasi nitelikli müebbet hapis” cezası verilen; delil niteliği tartışmalı olup ABD’de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat Mahpuslarının bir kısmı talep ettiğimiz yeniden yargılama süreçlerinde suçsuzlukları ortaya konularak beraat etmesine rağmen bir kısmı halen içeride tutulmaktadır.
MAZLUMDER olarak,
Yüzleşilmeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğu gerçeğini hatırlatmak suretiyle,
- Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasınıbekliyoruz.
- 28 Şubat sürecinde oluşturulan istihbari kayıtların bugün dahi insanların önüne engel olarak çıktığı gerçeğinden hareketle devletin kirli ve manipüle edilmiş hafızasının temizlenmesi gerektiğini vurguluyoruz.
- Kıyıda köşede kalmış, sesini duyuramamış insanların mağduriyetlerinin ortaya çıkarılıp çözülmesini sağlayacak bir yüzleşme ve hesaplaşma mekanizmasının kurulması gerekliliğini hatırlatıyoruz.
- 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz.
- Halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Kamuoyuna saygıyla sunulur.
MAZLUMDER AĞRI ŞUBESİ