UDER adına basın açıklaması gerçekleştiren Yusuf Yıldırım, "Yaşanan bu insanlık dışı olay, toplumun vicdanını derinden yaralamıştır" dedi.
Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı.
"Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedenine 19 gün sonra ulaşılmıştır. Maalesef, Narin, öldürüldükten sonra bir çuvala koyularak dere kenarına bırakılmış, üzerine taş ve dallarla gizlenmeye çalışılmıştır. Yaşanan bu insanlık dışı olay, toplumun vicdanını derinden yaralamıştır.
Narin’in kaybı ve öldürülüşü, sadece bir trajedi değil, aynı zamanda organize bir cinayettir. Bir çocuğun bu kadar acımasız bir şekilde hayattan koparılması, sadece bireysel bir suç değil, aynı zamanda çocuk haklarının vahim bir ihlalidir. Narin’in yaşam hakkı, güvenliği ve korunması gerektiği bilinci, toplumun her kesimi tarafından sorumlulukla sahiplenilmelidir.
Bu sıradan bir ölüm değil; bu, hepimizi yasa boğan, insanlığımızı sorgulatan bir cinayettir. Amca tutuklu olsa da, bu vahşetin arkasında başka kişilerin ve güçlerin de olup olmadığının ortaya çıkarılması için gereken her türlü hukuki sürecin titizlikle yürütülmesi elzemdir. Sadece bireylerin değil, sistemin de bu tür olayların yaşanmasına neden olan eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir.
Narin, bu hafta okuluna geri dönüp arkadaşlarıyla oyunlar oynayacak, yeni şeyler öğrenecekti. Oysa bugün, onu aramızdan koparan vahşetin ağırlığıyla yüreklerimiz acıyla dolu. Çocuklarımızın güvenliği ve haklarının korunması için bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı hatırlamalı ve daha fazla çocuğun geleceğinin ellerinden alınmasına engel olmalıyız.
Ulusal Çocuk Hakları Derneği (UDER) olarak bu davanın takipçisi olacağız. Bu olay, yalnızca bir aile trajedisi değil, toplumsal bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Narin’in ve tüm çocukların haklarının korunması, bağımsız ve tarafsız bir yargı önünde adaletin sağlanması için üzerimize düşen görevi yapacağımızı buradan kamuoyuna duyuruyoruz.
Çocuklarımız, geleceğimizdir. Onların hayatlarına, haklarına ve güvenliğine yapılan her saldırı, insanlığımıza yapılmış bir saldırıdır. Bu cinayetin sorumluları, bağımsız yargı önünde hesap vermelidir. Toplum olarak bu tür olaylara karşı sessiz kalamayız, kalmamalıyız. Narin’in adını ve adalet arayışımızı unutturmayacağız.
Hep birlikte, çocuklarımızın güvenliği için mücadele etmeye devam edeceğiz."