7 Haziran seçimleri için AK Parti’den milletvekili adayı olan İlahiyatçı Yılmaz Ensaroğlu, AK Parti’den aday olmasında birden fazla sebebin olduğunu belirterek, “AK Parti’yi tercih etmemdeki ilk sebep, partinin yöneticilerinin siyasete girmem için telkinde bulunmasıdır.
İkinci sebep ise, gerek savunduğu değerler ilkeler gerek insan hakları alanındaki politikaları diğer partilere nazaran daha başarılı bir grafiğe sahip. Bunun yanı sıra AK Parti, demokratikleşmeye ve yenileşmeye açık bir parti. Ayrıca benim kişisel olarak savunduğum değerlerle en fazla örtüşen parti niteliğinde. Genel anlamda bakıldığında bu sebeplerden dolayı AK Parti’den aday oldum” dedi.
AK Parti Ağrı 2’nci sıra milletvekili adayı Yılmaz Ensaroğlu adaylık sürecine ve AK Parti’nin parti programına ilişkin AjansHaber’e anlattı:
“YENİ ANAYASA TÜRKİYE’NİN EN TEMEL İHTİYAÇLARINDAN BİR TANESİDİR”
Yeni anayasa Türkiye’nin en temel ihtiyaçlarından birisidir. Anayasada birtakım değişiklikler yapılmasına rağmen hala bu anayasa ülkemize dar geliyor. Bu anayasa ile Türkiye’nin ilerlemesi zor görünüyor. Var olan anayasa hem yapılış hem de içerik bakımından anti demokratik bir anayasa olarak ülkemize dayatıldı. Anayasa insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan toplumsal sözleşmelerdir. Bu nedenle anayasaların yapılması sürecinin yanı sıra içeriği de önemli bir durum teşkil ediyor. Her etnik kesimin katılımıyla gerçekleşecek yeni bir toplumsal sözleşmeye Türkiye’nin ihtiyacı var. Vesayetçi anayasal kurumların artık ortadan kaldırılması gerekiyor.
“ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN EN İYİ VİZYONA SAHİP PARTİ AK PARTİ”
Çözüm süreci açısından bütün Türkiye biliyor ki en iyi vizyona sahip parti AK Parti’dir. Muhalefet partilerinin çözüm sürecine ilişkin ılımlı ve uzlaşmacı bir perspektiften uzak olduğunu görüyoruz. Keşke muhalefetini demokratik açılımları ve projeleri üzerinden gerçekleştirebilseydi Türkiye daha farklı bir ortama kavuşmuş olacaktı. Ancak Türkiye’nin sorularına yönelik en uzlaşmacı parti şuan AK Parti olarak görünüyor.
“HDP KİMLİK SİYASETİ GÜDEN BİR ÇİZGİYE SAHİP”
HDP kimlik siyaseti güden bir çizgiye sahip. Dolayısıyla istediği hak ve özgürlükler, demokratikleşmeye yönelik önerileri daha çok Kürt sorununun çözümüne ilişkin projeler olarak ortaya çıkıyor veya öyle algılanıyor. Bu seçimle birlikte HDP’de farklı kesimlerden gösterdiği isimlerle siyasi çizgisini değiştirmeye başladı. Daha kapsayıcı bir parti konumuna doğru ilerliyor. Umarım Türkiye’nin siyasi hayatını dengeleyecek ve düzene sokacak hamleler siyasi partiler tarafından gerçekleştirilir.
“AK PARTİ’Yİ TERCİH ETMEMDEKİ SEBEP…”
AK Parti’yi tercih etmemdeki ilk sebep, partinin yöneticilerinin siyasete girmem için telkinde bulunmasıdır. İkinci sebep ise, gerek savunduğu değerler ilkeler gerek insan hakları alanındaki politikaları diğer partilere nazaran daha başarılı bir grafiğe sahip. Bunun yanı sıra AK Parti, demokratikleşmeye ve yenileşmeye açık bir parti. Ayrıca benim kişisel olarak savunduğum değerlerle en fazla örtüşen parti niteliğinde. Genel anlamda bakıldığında bu sebeplerden dolayı AK Parti’den aday oldum.
KAYNAK: AjansHaber