BİTLİS - Bitlis'te yaşayan Ramazan Hikmet Koç, otistik oğlu Can Recep (25) ile ilişkisi ve gösterdiği fedakarlıkla "örnek baba" portesi çiziyor.
Bitlis Belediyesinden 2010 yılında emekli olduktan sonra başka bir işte çalışmayı düşünmeyen ve hayatını oğluna adayan Koç, günlük programını Can Recep'e göre için planlıyor.
Eşinin ev işleri nedeniyle Can Recep ile yeterince ilgilenememesinden dolayı sorumluluğu kendisi üstlenen Koç, gün boyu oğluyla zaman geçiriyor, kıyafetlerini değiştiriyor, karnını doyuruyor ve sohbetler yapıyor.
Tüm gününü oğluyla geçiren baba Koç, Can Recep'i evde sıkılmaması için yaz kış demeden her gün parka götürüyor ve gezintiye çıkarıyor.
Yarın kutlanacak Babalar Günü'nde fedakarlık örneği olan Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Can Recep'e 2,5 yaşındayken otizm teşhisi konulduğunu belirtti.
Bu rahatsızlığın tedavi edilemediğini ifade eden Koç, şunları söyledi:
"Birçok doktora gittik ama bir çaresinin olmadığını söylediler. Belediyeden emekli olduktan sonra dışarıda 3 bin veya 5 bin liraya operatör olarak iş bulabilirdim ama çocuğumun hatırı için emeklilikten sonra bir işe girmedim. Eşim ev işleriyle ve küçük çocuklarımızla ilgilendiği için oğlumuzla ilgilenmeye pek vakti olmuyordu. Ben de tüm vaktimi oğluma ayırdım. Kendimi eve bıraktım. Çocuğum 25 yaşında. Ona bakmaya çalışıyorum. Onunla bir arkadaş gibi vakit geçiriyorum. Haftanın her günü yaz kış dışarı çıkarıp gezdiriyorum. Kendi hayatımızı onun için ayarladık. Bu nedenle çocuk rahat olsun diye elimden gelen her şeyi yapıyorum. Çocuğumun bu hastalığı bir nebze de yenmesi için eğitim alması gerekiyor ama Doğu'da otizmlilerin öğretmenleri yok. Bu nedenle tedirginiz."
Emeklilik sonrası hayatını oğluna göre şekillendirdiğini dile getiren Koç, "Biz bu şekilde zaman geçiriyoruz ve mutluyuz. 6 yıldır emekliyim. 25 yıldır onunla bir arkadaş gibiyiz. Onu kendime çok alıştırdım. Beni görmeyince hemen gözleri beni arıyor. Dışarı çıkma vakti geldiği zaman bir dakika yerinde duramıyor" diye konuştu.
Koç, ülkede otistik bireylerin rehabilitasyonuna yönelik eksikliklere işaret ederek "Çocuğumun topluma kazandırılması için maddiyattan çok manevi desteğe ihtiyacımız var. Çocuğumuz 25 yaşında ama elbisesini biz giydirip yemeğini biz veriyoruz, bütün ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Çocuğumuz kendini ifade etsin istiyoruz. Tıpta bunun bir çaresi yok. Bu hastalıkla ilgili tıpta bir gelişme varsa öğrenmek isterim" ifadelerini kullandı.