Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile İtalya ve İspanya'nın başbakanları Matteo Renzi ve Mariano Rajoy ile biraraya geldi.
Obama'nın AB liderleri ile görüşmelerinde ağırlıklı olarak Ukrayna ve Suriye'deki gelişmelerle ABD ile AB arasında imzalanması planlanan, ancak geniş kesimler tarafından reddedilen Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması (TTIP) ele alındı.
Zirve sonrasında yapılan açıklamada AB liderleri ve Başkan Obama'nın "Rusya, Minsk Anlaşmaları çerçevesinde tüm yükümlülüklerini yerine getirene kadar, Ukrayna ile ilgili Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımları devam ettirmeye karar verdikleri” belirtildi.
Açıklamada ateşkesin geride kalan dönemde süreklilik kazanmadığına vurgu yapan liderler, Rusya'nın bölgede güvenliği sağlaması ve ayrıca Rusya yanlısı Donetsk ve Luhansk bölgelerinde serbest seçimlerin yapılması gerektiğini dile getirdiler.
Suriye'deki duruma da değinen Obama ve diğer liderler, Rusya ile İran'ın desteğiyle Halep'e yapılan hava saldırılarını sert bir dille eleştirerek, şiddetin sona erdirilmesini ve işgal altındaki bölgelere Birleşmiş Milletler yardımlarının gönderilmesini talep ettiler. Açıklamada Suriye'deki savaşın diplomatik yollardan çözülmesine alternatif olmadığının altı çizilirken, şiddetin sürmesi halinde yeni sığınmacı dalgalarının engellenemeyeceği de vurgulandı.
Başkan Obama, AB liderleri ile zirvesinden sonra Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Liderleri Zirvesi'ne katılmak üzere Peru'nun başkenti Lima'ya hareket etti.
Obama'nın ziyareti ve burada özellikle Başbakan Merkel'le temasları ile ilgili yapılan yorumlarda, ABD Başkanının görev süresince altıncı kez Almanya'ya gelmesi ve Avrupa'ya Berlin'den veda etmesi çok önemli siyasi bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Analizlerde, Obama ve Amerikan yönetiminin Almanya'yı, dünya politikasında sözsahibi olmaya çalışan Avrupa'nın motor gücü olarak algıladığı ve hem ekonomik hem de askeri olarak Almanya ile ortak stratejileri vazgeçilmez olarak gördüğü belirtiliyor.
Obama'nın Berlin'de verdiği mesajlarla Almanlar'ın seçimi kazanan Donald Trump hakkındaki endişelerini de dağıtmaya çabalaması bu kapsamda yorumlanıyor.