Uzmanlar Merkez Bankası'nın bugün Murat Çetinkaya Başkanlığındaki ilk faiz kararını ve gelecek döneme ilişkin politika beklentilerini Bloomberg HT Televizyonu'na değerlendirdi.
Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ardıç Kaya Merkez Bankası'ndan 25 veya 50 baz puan indirim beklediğini söyledi.
Ardıç, "50 baz puanın üzerinde radikal bir faiz indirimi başta döviz kurları olmak üzere birçok ekonomik değişkeni olumsuz etkiler" dedi.
Şeker Yatırım Baş ekonomisti Gülay Elif Girgin bankanın piyasadaki sermaye akımlarını geriye itebilecek yaklaşımlarda bulunmaması gerektiğini vurguladı.
Girgin konu hakkında "Türkiye açık ve küçük bir ekonomi, yani yurtdışı sermaye akımlarına bağımlı....Burada da Türkiye'nin sermaye akımlarını geriye itebilecek yaklaşımlarda bulunmaması gerekiyor. Çünkü sonuçta tasarruflarımızın az olduğu bir noktada, yurtdışı tasarruflara hep konuştuğumuz gibi ihtiyacımız var. Burada da dünya koşullarının tersine hareketlerde bulunursak, bu bizim negatif bir şekilde sermaye akımlarının çıkmasına ve büyümemizde de sıkışmaya neden olur" açıklamasını yaptı.
"Bankanın faizle oynayabileceği alan oluştu"
TSKB baş ekonomisti Gündüz Fındıkçıoğlu beklenen faiz kararı için Fed faiz artışı ötelemeleri devam ettiği sürece bankanın faizle oynayabileceği bir alanı oluştuğunu belirtti.
Fındıkçıoğlu "Şu an Fed'in durumu her şeyden çok daha önemli...Fed faiz artışı ötelemeleri devam ettiği sürece, Merkez Bankası'nın önünde faizle oynayabileceği bir özgürlük alanı oluştu.
Dolayısıyla bütün piyasa üst banttan 50 baz puan gibi bir faiz indirimi bekliyor. Çok az da olsa koridorun alt bandından bir indirimle bandı simetrik hale getireceğini bekleyenler de var. Eğer beklenti gerçekleşirse piyasalar herhangi bir şekilde başkanı test etmez. Hatta hoş geldin diyebilir. Ama alttan ve üstten daha ciddi bir indirim gelirse sürpriz olur. O zaman piyasalar başkanın bundan sonraki davranışlarıyla ilgili sinyal vermesini bekleyecektir. O zaman biraz test görebiliriz. Çok aşırıya gitmeden faiz indirimi yapılırsa beklenti dahilinde kalındığı için sorun çıkmayacak." diye konuştu.
"Başkanın kişiliği politikanın sürmesinde önemli bir etken değil"
Doç Dr. Ümit Akçay, "Ben esasında başkanın kişiliğinin para politikasının sürdürülmesinde çok önemli bir etken olmadığını düşünüyorum.
Türkiye gibi ülkelerde para politikasını sürdürmek uluslararası dengeleri gözetmekle ilgili bir durum. Uluslararası dengeler dediğimiz de Fed'in faiz kararının ve sermaye hareketlerinin nasıl şekilleneceği. Biliyorsunuz merkezin hedefi fiyat istikrarı. Ancak yakın zamanda finansal istikrar da fiili olarak hedeflere dahil edildi. Bunun anlamı da kur. Yani herhangi bir ekonomik çöküş yaşanmaması için faiz ve kuru gözetmek zorunda." dedi.
"Radikal değişime gerek yok"
Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız "yeni yönetimin radikal değişikliğe gitmesine gerek var mı onu kişisel olarak gerekli görmüyorum. Güvenilirliği sarsacak ve kredibiliteyi etkileyecek her hareket özellikle gelecek faiz politikası dolayısıyla kur politikasında etki yaratacaktır." diye konuştu.
"Piyasa 0,25 - 0,50 puan indirim bekliyor"
Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Taner Berksoy ise bankanın önümüzdeki dönemde atacağı adımlarla ilgili olarak "Merkez Bankası yapılması gerekenleri yapıyor mu yapmıyor mu, koşullara uygun davranıyor mu davranmıyor mu, piyasa bunu test edecek" dedi.
Berksoy; "Bu bakımdan bakarsanız mesela şu sıralar düşük marjlı bir faiz indirimi için müsait, düşünce sistematiği de müsait olabilir. Onu nasıl yapacağına bakacaklar. 0,25 - 0,50 puan gibi bir şey yapar diye bekliyor piyasalar. 4 puan yaparsa sınıfta kalır diye düşünüyoruz." yorumunu yaptı.