Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, yabancı yatırımcıların bu yıl getirdikleri paraların geçmiş üç yıl getirdiklerinin toplamından fazla olduğunu belirterek, "Türk lirası ve Türk piyasaları yabancı yatırımcılar için cazip ve güvenli liman olmayı sürdürüyor." dedi.
Birliğin bankacılık sektöründeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı TBB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Leblebici ve Genel Sekreter Ekrem Keskin'in katılımıyla gerçekleştirildi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ümit Leblebici, mevduat ve kredi faizlerinin düşmesine ilişkin soru üzerine "Kredilerdeki büyümenin kaynakta bir baskı yarattığı aşikar. Ama paranın bir dolaşım hızı var. Paranın dolaşım hızı, her bankadan bankaya değişir. Aslında bir süre sonra mevduattaki yüksek faizlerden aşağıya gelişi görmeye başlayacağız. Başladığımızı da düşünüyorum. Enflasyonla beraber bu daha da aşağı gidecektir." ifadelerini kullandı.
Leblebici, 2018'in ilk çeyreğinde yüzde 8'e yakın bir enflasyon görmenin sürpriz olmayacağını, enflasyondaki düşüşle beraber faizlerinde de genel seyrin buraya doğru olacağını belirtti.
Bu yılın ilk çeyrek karlarının geçen yılın aynı dönemine göre kıyaslandığında yüksek olduğunu aktaran Leblebici, ikinci çeyrek itibarıyla karların normalleşmeye başladığını ve bu normalleşmeyi sektör olarak beklediklerini dile getirdi.
Leblebici, ilk çeyrekte yüzde 40'lar seviyesindeki kar artışının ikinci çeyrekte yüzde 20'lere geldiğini, yılın tamamında da kar artışının yüzde 15-20 aralığında olabileceğini söyledi.
Yıl sonu dolar/TL tahminine yönelik bir soruya Leblebici, şöyle cevap verdi:
"Mevcut seviyelerimizden bizi çok farklı yerlere götürecek bir seviye beklemiyorum. Çünkü öngörülebilirlik açısından avro/dolar paritesindeki gelişmeler, sürpriz içermeyecek bir Fed bilançosu mevcut seviyelerimizi korumaya yardımcı olacaktır. Dövizin yatay seyredeceğini düşünüyorsak TL'de olmak yatırımcı için daha cazip olması gerekir. Şartlar TL yatırımlarını cazip kılıyor. Son üç yıl içinde yabancıların Türkiye'ye getirdiği paraya ve sırf bu yıl getirdikleri paraya bakın. Yabancı yatırımcıların bu yıl getirdikleri paralar geçmiş üç yıl getirdiklerinin toplamından fazla. Türk lirası ve Türk piyasaları yabancı yatırımcılar için cazip ve güvenli liman olmayı sürdürüyor. Bunlar tavsiye değildir. Tamamen gözükenleri söylüyorum."
"Türkiye'nin ana göstergeleri kuvvetli"
Ümit Leblebici, Türkiye'nin ana göstergelerinin oldukça kuvvetli olduğunu, bunların başında borcun gayri safi milli hasılaya oranı geldiğini ifade etti.
Türkiye'nin eksikliğinin sermaye piyaslarının yeterince gelişmemiş olması olduğunu söyleyen Leblebici, "Yabancıların sermaye piyasaları daha gelişmiş. Onlar tahvilleri geri alıp piyasaya likidite enjekte edebiliyor. Bakıldığında bizim elimizde ne kalıyor? Bütçe tarafında biraz daha genişlemeci politikalar uygulamak. Ekonomiyi canlandırmak için geçici olarak bir genişlemeye gidip sonrasında eski halimize dönmekte hiçbir problem yok. Yapılması gereken de budur. Burada takdir etmemiz gereken hükümetin, BDDK'nın, bankacılık sektörünün ve ilgili tarafların reorganize olarak bunu hızlıca yapmasıdır. Bunu hafife almayalım. Gelişmiş ülkelerin bazen uyguladıkları programlara biz çok iyi diyoruz. Onlardan daha iyilerini biz uyguladığımız zaman kendimize 'çok acayip yanlış işler yapıyoruz' diyoruz. Gerçek böyle değil." dedi.
Hazinenin borçlanma limitini artırmasına yönelik soru üzerine Leblebici, kamunun mali disiplini ve alınacak önlemin geçiciliği düşünüldüğünde bir sorun olmayacağının altını çizdi.
Leblebici, sermaye piyasalarının geliştirilmesinin şart olduğunu, bunun için ortaya çıkacak enstrümanlara kategorik olarak karşı olunmaması gerektiğini söyledi.
"Şubeleşmede gidecek çok yerimiz var"
Bankaların TL cinsinden borçlanma aracı sektöre etkilerine ilişkin soruya Leblebici, "Bu yıl ağırlıklı yabancı para cinsinden borçlanma aracı ihracı gördük. İlk defa bir bankamız TL cinsinden ihraç gerçekleştirdi. Devamı gelebilir." şeklinde cevap verdi.
Ümit Leblebici, kredi mevduat oranının sektörde bir problem oluşturmadığını ve her bankanın rasyosunun farklılık gösterdiğini belirtti.
Şube açma kapamaya yönelik soruya, Leblebici, "Burada optimizasyon dışında bir durum yok. Teknoloji bazı yerlerde bankalara daha fazla hizmet etmeye başladı. Teknoloji bazı yerlerde şube açmadan da bankacılık hizmeti vermeye yardımcı oldu. Şube açılış hızında yavaşlama olması normal. Kapananlar da normal. Bir cadde üzerinde 6 şube varsa bunların bir kısmının kapanması normal. Bunlar hayatın akışındaki durumlar. Şube sayılarında normal dışında bir azalış yok. Kişi başına düşen şube sayısına bakmak lazım. Bu anlamda gidecek çok yerimiz var." ifadelerini kullandı.
"Bankacılık sektörü büyümeye güçlü destek verdi"
TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin de küresel ekonomide, özellikle AB'de toparlanmanın beklenenden daha iyi olduğunu belirterek, "Küresel finans piyasaları daha istikrarlı ve risk iştahı yüksek." dedi.
ABD'de para politikasının zamanlaması ve ölçüsünün öngörülebilirliğin uzun vadeye taşınmasını sınırlandırdığını ve bölgesel risklerin yüksek olduğunu ifade eden Keskin, yurt içinde güçlü bir toparlanmanın yaşandığını ve büyümede potansiyel hıza yeniden yaklaşıldığını söyledi.
Keskin, istihdamın arttığını, dış talebin katkısın daha olumlu olduğunu, öngörülebilirlik ve iyimserliğin yükseldiğini aktardı.
Mevduatta toparlanmanın başlamakla birlikte iç kaynak kısıtının sürdüğüne işaret eden Keskin, enflasyonda yükselmenin durmasının da önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.
Keskin, bankacılık sektörünün büyümeye güçlü bir destek verdiğini ve vermeye de devam edeceğini vurguladı.
Yasal yükümlülükler dışında kaynakların tamamının krediye dönüştüğünü aktaran Keskin, "Haziran sonu itibarıyla sektörün mevduatı 1 trilyon 578 milyar TL, kredileri 1 trilyon 933 milyar TL, aktif toplamı 2 tirlyon 972 milyar TL, öz kaynakları 331 milyar TL oldu. Bu yılın 7 aylık döneminde 208 milyar lira ek kredi kullandırımı yapıldı. Bu tutar geçen yılın aynı dönemine göre iki katından fazla artışa işaret ediyor." dedi.
"Sorunlu kredi oranı azaldı"
Ekrem Keskin, geçen yıl sonunda yüzde 3,3 olan sorunlu kredi rasyosunun temmuz sonu itibarıyla yüzde 3,1'e gerilediğini belirtti.
Kredilerin mevduata göre daha hızlı artmasından kaynaklı olarak kredi ve mevduat büyümesi arasındaki farkın açıldığına dikkati çeken Keskin, haziran sonu itibarıyla sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 16,9 olduğunu ifade etti.
Keskin, öz kaynak karlılığının yüzde 14'e yükselmesine rağmen, sermaye maliyetinin altında kalmaya devam ettiğini söyledi.
2017 yılına ilişkin Türkiye ekonomisi ve sektöre ilişkin beklentilerini paylaşan Keskin, şunları kaydetti:
"Makro dengeleri gözeterek büyümeyi destekleyen proaktif yaklaşım olumlu sonuçlar verdi. Büyümenin yüzde 4-5 bandında olması bekleniyor. Kredilerdeki büyümenin mevcut düzeylerde sürmesi öngörülmektedir. Enflasyondaki düşüşün TL mevduat talebini ve beklentileri daha da olumlu etkilemesi beklenmektedir. Piyasalardaki istikrar faizlerde daha ılımlı bir seyri destekleyecektir.
Kredilerde yıllık büyümenin yüzde 16-18 bandında seyretmesini bekliyoruz. Mevduat artışının yüzde 12-14, öz kaynak büyümesinin yüzde 13-15 aralığında olmasını öngörüyoruz. Toplam aktif büyüklüğünün de yüzde 12-14 bandında olacağını tahmin ediyoruz. Yılın ikinci yarısında kredi büyümesinde makul bir düzeye gelinecek. İlk yarıda aylık 30-35 milyar liralık bir kredi artışı olmuştu. İkinci yarıda bunun 15-20 milyar liraya geleceğini tahmin ediyoruz ki, bu da makul bir seviyedir."
Keskin, Türkiye ile AB ekonomisi ve bankacılık sektörü karşılaştırıldığında; son on yılda AB ile Türkiye arasındaki farkın önemli ölçüde azaldığını sözlerine ekledi.