Acarkent Doğa Anadolu Lisesi IB öğrencilerinin katılımıyla "2. Sağlıklı Yaşam Sağlıklı Gelecek Paneli" gerçekleştirildi.
Doğa Okulları'ndan yapılan açıklamaya göre, EDU FOR HEALTH ERASMUS + programı, "Birlikte daha iyisini yapabiliriz! Okul Eğitiminde Sağlıklı Beslenme Bilincinin Arttırılması" isimli proje kapsamında Acarkent Doğa Anadolu Lisesi tarafından "2. Sağlıklı Yaşam Sağlıklı Gelecek Paneli" düzenlendi.
Panelde, bilinçli gıda tüketimi ele alınırken, uzman konuşmacılar gençlerle yaşam boyu sağlıklı kalmanın altın kurallarını paylaştı. Doktor Ender Saraç, öğrencilere vücudun sağlıklı kalmasının en büyük kaynağının gençlik hormonu olduğunu hatırlatarak, "gençliğinizin değerini bilin" tavsiyesinde bulundu. Diyetisyen Nilay Coşkun’un sınav döneminde beslenme tüyoları verdiği panelde, Aslı İçingür Güler de obezitenin tehlikeli artışına dikkati çekti.
- "Hijyenik olmayan gıdaların tüketimi 200’den fazla hastalığa yol açıyor"
Panelin açılışında, 11 IB Sınıfı'ndan Nurgeldi Guyzmuhammedov ve Ece Deniz adlı öğrenciler, "besin güvenliği ve hijyen" konulu disiplinler arası araştırma projesi sunumunu gerçekleştirdi. Hijyenik olmayan gıdaların tüketilmesi sonucu zararlı virüs, bakteri ve kimyasal maddelerin 200'den fazla hastalığa yol açtığını anlatan öğrenciler, bunların birçoğu çocuk olmak üzere her yıl 2 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu, riski en aza indirmek için meyve ve sebzelerin mevsiminde tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
Panele katılan uzman isimler, obeziteden sağlıklı yaşam sırlarına her yönüyle beslenmeyi ele aldı. Panelde ilk sözü alan Uzman Doktor Ender Saraç, konuşmasından önce salonda bulunanlardan ayağa kalkmalarını istedi. Kendisini zinde bir şekilde dinlemeleri için öğrenci ve velilere bazı egzersizler yaptıran Saraç, salonda eğlenceli anlar yaşattı. Ender Saraç, daha sonra yaptığı konuşmada, "İnsan vücudunun en büyük gıdası önce gün ışığıdır. Gün ışığı hormonları canlandırıyor, bizi depresyondan uzaklaştırıyor. İkinci önemli şey oksijendir. Şekerden uzak durmak gerekiyor, çünkü vücutta hormonlar dahil birçok şeye zarar veriyor. Etiketinde 'glikoz şurubu' yazan yiyecek-içeceklerden kaçın" ifadelerini kullandı.
GDO’lu gıdalar nedeniyle günümüzde çocukların 10-11 yaşında ergenliğe girmeye başladığına işaret eden Saraç, "Harvard Üniversitesi’nden birincilikle de mezun olsanız, 10 tane doktora da yapsanız sağlığınız yerinde değilse hiçbir anlamı yok. Bedeninizi erken tüketmeyin. Bu hayattaki en büyük hazineniz 'gençlik (büyüme) hormonu'dur. Gençlik hormonu, düzenli uykuyla korunur. D vitamini ve egzersiz de bu hormonun salınımını artırır. Gençliğinizin kıymetini bilin" bilgisini verdi.
Unilever Ülke Diyetisyeni Aslı İçingür Güler de dengeli bir yaşam için sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayarak, "2010 yılı Türkiye Sağlık Araştırmasına göre 0-5 yaş arası fazla kilo sıklığı yüzde 17.3’e yükselmiş. Yani artık şişmanlık ve obezite bebeklik çağından başlıyor. 2025’te dünyada fazla kilolu ve obez insan sayısının 2.7 milyar olması bekleniyor. Fazla kilo tamamen yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklanıyor ve ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Herşeyden yiyebilirsiniz yeter ki ölçüsüne dikkat edin" değerlendirmesinde bulundu.
- "Enerjinizin 4’te 1’ini beyniniz tüketir"
Sofra Grup’tan Diyetisyen Nilay Coşkun ise sınav döneminde beslenmenin inceliklerini ve zekaya iyi gelen besinleri anlattı. Sınavlarda başarı için öncelikle beynin iyi beslenmesi gerektiğini dile getiren Coşkun, "1 günde tükettiğiniz enerjinin 4’te 1’i beyniniz tarafından kullanılır. Şeker hızlı enerji verse de bu enerji çok kısa sürede tükenir. Kan şekerinizi hızla yükselten her yiyecek zararlıdır. Bunun yerine, sebze, meyve, tahıl ve proteinden oluşan yemeklere yönelin" ifadelerini kullandı. Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF) Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER) Genel Başkanı Fuat Engin, Tüketicinin Korunması Kanunu’na göre, gıdaların içeriğinin paketlerinde okunaklı puntolarla yazılması gerektiğini ancak firmaların uygulamasının bu şekilde olmadığını aktardı.
Engin, "Markete büyüteçle gidin ve her gıdanın içindekiler kısmını inatla okuyun. Tüketici İl Müdürlükleri’nden bu konuda denetim yapılmasını talep etme hakkınız var" ifadelerini kullandı.
Lösemili Çocuklar Vakfı’ndan (LÖSEV) Neslihan Çelik de dernek hakkında bilgi vererek, LÖSEV’in lösemili çocuklara maddi destek ve tedavi desteğinde bulunan, bu yolla pek çok hayat kurtarmış bir dernek olduğunu anlattı. Derneğin tamamen gönüllülerin bağışlarıyla ayakta durduğunu belirten Çelik, "Lösemi, erken tedaviyle iyileşme oranı yüzde 92’lerde olan bir hastalık. Bize destek olun. Çalışmalarımızı tanıdığınız diğer insanlara duyurun" yorumunu yaptı.