Destek Group Genel Müdürü Emre Vural, şirketlerin yayılma ve bilinirliğini artırma arzusuyla uyguladıkları franchising sisteminin yapılan yanlış uygulama ve denetlemeler nedeniyle kurum ve marka algısına zarar verebildiğini bildirdi.
Vural, yaptığı yazılı açıklamada, marka değeri ve müşteri deneyiminin sözleşmeyle bir başka firmaya kiralanması olarak tanımlanan franchising sisteminin getirileri kadar götürüsü de olabildiğini kaydederek, sistemin marka değerini koruyarak ilerlemesi gerektiğini vurguladı.
"Şube altyapısını geliştirerek müşteriye dokunabilmek, firmaların müşteri odaklı yaklaşımı benimsediğinin en önemli göstergesi. Fakat franchise yalnızca şube açma yetkisi vermek değil, marka değerini ve müşteri deneyimini de teslim etmek anlamına geliyor" ifadelerini kullanan Vural, dolayısıyla bu sistemde dikkat edilmesi gereken birtakım hususların söz konusu olduğunu aktardı.
Vural, franchising modeline geçmeden önce uzman desteği ile kapsamlı araştırmalar yapılıp ona göre çalışmalara başlamanın önemine değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İlgili markaların tescillenmiş, varsa ayırıcı teknoloji ve buluşların patentlenmiş olması kritik önlemlerden birisi. Öyle ki markasını distribütörüne veya franchise'ına kaptıran çok fazla yatırımcı bulunmakta. Franchising verilecek ülkelerin tespiti ve bu bölgelerdeki rekabetin anlaşılması çok önemli. Kar maksimizasyonuna uygun modelin belirlenmesi, hedef ülkelerde iş yapmak için franchising sözleşme koşullarının o ülke koşullarına uyumu, hukuki uygulanabilirliği gibi konuların incelenmesi son derece kritik aşamalardır."
- "Bedel marka değerleme raporu ile belirlenmeli"
Vural, "Franchising esasen ana bir sözleşme ve münhasırlık üzerine kurulduğundan, sözleşmenin içeriği ve ülke hukukuna uygun yönetimi, dış kaynak ve danışmanlığı gerekli kılmakta. Bu noktada firmaların danışman kullanarak ilerlemelerinde fayda var." ifadelerini kullandı.
Franchising modelinde, ana firmanın gelirlerini nasıl oluşturacağının önemli ve dikkat isteyen bir konu olduğunun altını çizen Vural, giriş bedellerinden ciro primine, kampanya katılım iskontolarından royalty değerlerine kadar konunun incelenmesi, pazara ve ürüne göre modellenmesi gerektiğini bildirdi.
Vural, royalty bedelinin bir marka değerleme raporuna dayandırılmasının vergisel açıdan da önemli avantajlar sağladığını aktardı.