HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, TBMM Anayasa Mutabakat Komisyonunun ilk toplantısını yapmasına ilişkin, "Meclis Başkanı'nın siyasi partilerin temsilcilerini, siyasi partilerin uzlaşma komisyonuna verdiği üyeleri bir araya getirmesini önemsiyoruz" dedi.
Bilgen, HDP Kars İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, TBMM Anayasa Mutabakat Komisyonu üyelerinin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlığında ilk toplantı için bir araya gelmesini değerlendirdi.
Bir taraftan anayasa yapma iddiasıyla çalışma yürütülürken, diğer tarafta mevcut anayasa koşullarında bile partilerinin siyaset yapmasını imkansızlaştıracak, zorlaştıracak arayışlara girildiğini iddia eden Bilgen, bunun kabul edilmesi ve onaylanmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Bilgen, bununla birlikte anayasa çalışmalarını önemsediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
''Bugün Meclis Başkanı'nın siyasi partilerin temsilcilerini, siyasi partilerin uzlaşma komisyonuna verdiği üyeleri, bir araya getirmesini önemsiyoruz. Türkiye'nin barışına, demokratikleşmesine hizmet etmesi içinde elimizden gelen katkıyı sunacağımızı zaten söyledik. Özellikle şimdiye kadar anayasa alanında çalışmış demokratik kitle örgütleri, sivil toplum örgütleri, inisiyatifler, girişimlerle uzlaşma komisyonumuz (HDP üyeleri) bir Ankara'da, bir de İstanbul'da olmak üzere iki kapalı toplantı gerçekleştirecek. İçlerinde gazetecilerin ve akademisyenlerin bulunduğu bu toplantılarda anayasa sürecine onların nasıl baktığını, bizden ne beklediklerini, Türkiye'nin nasıl bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, anayasa yapım sürecinin nasıl şekillendirilmesi gerektiğine dair onlarında görüşlerini, önerilerini, düşüncelerini, eleştirilerini alacağız ve bu doğrultuda biz uzlaşma komisyonundaki çalışmalarımızı, tutumumuzu ve kamuoyundaki etkinliklerimizi, anayasaya dair buluşmaları planlayacağız."
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları
Bilgen, demokratik bir anayasanın yapılabilmesinin koşullarının son derece önemli olduğunu vurgulayarak, bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, anayasa konusunda açıklamalarını kaygı verici bulduklarını bildirdi.
Bilgen, "Cumhurbaşkanı'nın Mecliste bir komisyon kurulmuşken, daha bu komisyonun ilk toplantısını yapmamışken, 330'u bulmaktan bahsetmesi kaygı verici bir durumdur. Mecliste 367 milletvekilini bulmanız halinde de referanduma götürmeme imkanınız olabilir, anayasa değişikliğini tümüyle tamamlayabilirsiniz ama anayasada değişiklik yapmak ile yeni anayasa yapmak farklı şeylerdir" dedi.
Anayasada bir madde değiştirmek için 330 milletvekiline ihtiyac olduğuna işaret eden, Bilgen, şunları ifade etti:
"Anayasanın felsefesini, ruhunu, anayasanın darbeci karakterini ortadan kaldıracak, çoğulcu, gerçekten yeni, demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapmak için bu işi böyle 330 milletvekili bulmaya endekslemek, indirgemek anayasanın meşruiyetini, yeni yapılacak anayasanın tartışılabilirliğini, meşruiyetini ortadan kaldıracak bir bağlama şimdiden indirmektir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın artık Meclisteki mekanizmanın üzerinde vesayet algısı oluşturacak sözlerden, yaklaşımlardan kaçınması gerekiyor."
- İstanbul'daki kahvehane saldırıları
HDP Sözcüsü Bilgen, İstanbul'da son 3 günde meydana gelen kahvehane saldırılarına da değinerek, bu olayların, yeni anayasa ve rejim tartışmalarının yapıldığı ortamda, 12 Eylül öncesi askeri darbeyi bir çözüm olarak topluma kabul ettirme girişimlerine benzer bir nitelik taşıdığını ileri sürdü.
Türkiye'de 12 Eylül öncesi benzer ortamın yaratıldığını ve sivilleri hedef alan bu saldırılardan kurtulmak için halkta "asker yönetime el koysun" duygusunu güçlendirmek kullanıldığını iddia eden Bilgen, "Muhtemelen önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin kaostan, krizden çıkmasının yolunun ancak başkanlıktan geçeceği, başkanlık sisteminden geçtiği algısını geliştirmek için kullanılacaktır" dedi.
- Amed Sportif Faaliyetler'e verilen ceza
Bilgen, Ziraat Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe ile oynayacakları maç öncesi Amed Sportif Faaliyetler takımına, seyirci tezahüratları gerekçe gösterilerek verilen cezayı da eleştirdi.
Yeni anayasa tartışmalarının, "çocuklar ölmesin, maça da gidebilsinler" cümlesi dolayısıyla bir spor kulübünün sanki suç işlemiş gibi baskıya maruz kaldığı, cezalandırıldığı, seyircisiz maç oynamaya yönlendirildiği bir ortamda yapılmak durumunda kalındığını ifade eden Bilgen, "Bir ülkede eğer 'çocuklar ölmesin' cümlesi de tehdit olmaya başlamışsa siyasal iktidarı rahatsız eden, korkutan bir cümle haline gelmişse o ülkede gerçekten kaygı duyulacak, endişe edilecek ciddi bir tehlike var demektir'' diye konuştu.
Bilgen, yine aynı şekilde "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine Ankara Üniversitesinden imza veren 70 akademisyenle ilgili araştırma ve soruşturma başlatıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun daha önce kötü örneklerini Türkiye yaşadı. 1960 öncesinde Demokrat Parti de üniversitelerle muhalefetle çok ciddi bir gerilime girmişti. O dönemde de mülkiyeyi, Türkiye'nin en eski üniversitelerinden birisini, Türkiye'nin en eski fakültelerinden birisini Konya'ya sürmek, Konya'ya göndermek gibi arayışlar başlamıştı siyasi iktidarda. Bugün belki üniversiteleri sürmek, başka bir şehre taşımak gibi planlar yapılmıyor ama bir üniversitede 70 akademisyen düşüncesini açıkladı diye soruşturmaya tabi tutuluyorsa yargılamaya, işinden edilmeye yönelik bir tehditle karşı karşıya bırakılıyorsa bu ciddi biçimde endişe edilecek bir durumdur.''