Ağrı Haber

iBRAHiM KUTLUAY'IN iHANETi

Gündem

Demet Şener ile İbrahim Kutluay’ın 2005 yılında Çırağan Otel’deki muhteşem düğünleri, merdivenlerde çekilmiş fotoğraflarını hâlâ gayet net hatırlıyoruz.

Daha sonra yıllar içinde iki çocuklarıyla birçok kez mutluluk pozları da verdiler. Evliliklerinin 11’inci yılında ise Demet Şener boşanma kararı aldığını açıkladı.

Olabilir tabii, insanlar evlenirken sonsuza kadar aynı yastığa baş koyacaklarına, iyi günde kötü günde beraber olacaklarına dair sözler verirler ama her evliliğin sonsuza kadar sürmesi beklenemez.

Aşk biter, anlaşmazlık başlar, başka sorunlar ortaya çıkar ve ayrılırsın. Birbirine saygını kaybetmeden, varsa çocuklarına zarar vermeden, incitmeden ayrılırsın. 

Ama işin içine ihanet girmişse her şeyden önce saygıdan eser kalmaz, çocuklar etkilenir, hatta küçük yaştan başlayarak evlilikten korkmaya, güven duygularını kaybetmeye başlar. 

Hele olay toplumda ‘rol model’ olarak görülen ünlü isimler arasında geçiyorsa o zaman toplumun da olumsuz etkilenmesi, ‘ihanetin doğallaşması’ gibi ciddi bir sorun ortaya çıkıyor. 

“İbrahim Kutluay bile yapıyorsa ben niye yapmayayım” diyen tipler türüyor. 
Güven ve dürüstlük konusunda Türkiye’deki yozlaşmanın benzeri sanırım pek az ülkede vardır.

En son Şener duymuş!

Demet Şener ‘Renkli Sayfalar’ programında eşinin ihanetini duyurdu ve boşanacaklarının sinyalini verdi. Uzun bir aradan sonra çıktığı bir defilede de bu haberi tekrarlayarak kesinleştirdi. “İhaneti öğrendim. Elimde yeterli belge var. Ona ve evliliğimize güvenmiştim, yanılmışım” dedi.

Gazetecilere; “Dör senedir ne yaşadığımı biliyorsunuz” dedi. Ki ‘kendisi yeni öğrendiğine’ göre başkaları dört senedir ondan daha çok ne bilebilir gibi bir çelişki var sözlerinde... Belki de biliyordu ama evliliği bozmamak veya delil toplamak için bekledi, bilemeyiz. Demet Şener’in avukatı “Henüz açılmış bir dava olmadığını” söylemiş, Şener de “Boşanıyorum” demesine rağmen alyansını çıkarmamış. Boşansalar da, barışsalar da bundan sonra asla eskisi gibi olamazlar.

Aldatmak üstünlük duygusu mu veriyor?

İhanetin ‘özrü ve affı’ olmaz, olsa da dikiş tutmaz. Benim anlayamadığım nokta şu; hile ve ihanet; dürüst olmayan, kendine güvenmeyen insanların işidir. İhanet eden aslında kendine, onuruna, verdiği söze ihanet eder. 

Acaba neden bu kadar çok kendine güvenmeyen kişi dolaşıyor ortalıkta? İnsanlar neden kendi karakterlerini bile bile gidip birilerini aldatma, yalan içinde yaşama yolunu seçiyorlar? Seni seven, sana inanan bir kadını veya erkeği aldatmak ‘üstünlük duygusu’ mu veriyor? İçine yalan ve ikiyüzlülük karışmış bir ilişki daha mı heyecan verici oluyor? Korkarım bunların cevabını asla bulamayacağız. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.