MALATYA- Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1. Dünya Savaşı'nın aslında bitmediğini belirterek, "Bugün Ortadoğu'da yaşadığımız 1. Dünya Savaşı'nın artçı depremleridir. İkinci bir Skyes-Picot, yani bu bölgeyi bir takım güçler yeniden tanzim etmek istiyorlar ve bu 1991'de Amerika'nın Irak'ı işgaliyle başlayan süreçte, bu sürecin özeti, Ortadoğu'nun daha fazla parçalanması, bölünmesidir" dedi.
Malatya'da yerel kanalların programına konuk olan Kurtulmuş, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kobani (Ayn el Arap) olaylarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Suriye'de çok kirli, çok taraflı bir uluslararası oyun oynandığını belirtti.
Irak'ın fiilen 3'e bölündüğünü dile getiren Kurtulmuş, "Ama Suriye 3 değil, belki 33 parçaya bölündü. Köy köy, kasaba kasaba, kent kent Suriye'de onlarca farklı terör örgütünün, silahlı grubun mücadelesine sahne olunuyor. Aslında Suriye olaylarının özeti şu; fillerin tepiştiği, aşağıda çimenlerin ezildiği maalesef son derece kanlı bir coğrafyaya döndü" ifadelerini kullandı.
Başından beri Suriye'de halkın özgür bir şekilde yaşayacağı, demokratik bir rejimin inşası için ellerinden geleni yapma gayreti içinde olduklarını kaydeden Kurtulmuş, "Ama maalesef kendi halkını, kendi şehirlerini attığı bombalarla vuran, 350 bin kişiyi şehit eden, masum halkı öldüren bir yönetim var. Ayrıca DAEŞ diye eli kanlı bir terör örgütü, nasıl, kimlerden komut alır, hangi akılla yönetilir son derece meçhul olan bir terör örgütü ortaya çıktı ve çok ciddi bir şekilde bir takım siyasi kararların da uygulanmasının zemini hazırlıyor" diye konuştu.
Suriye'nin bu şekilde görülmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, Suriye'de çok farklı, karmaşık tarafların bulunduğunu belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Mesela sözde DAEŞ Suriye rejimiyle de savaşıyor ama DAEŞ'in çıkardığı petroller Suriye rejimi tarafından satın alınıyor. Bakıyorsunuz, PYD ile DAEŞ ve rejim arasında kavga var zannediyorsunuz, PYD, YPG'nin rejimle arası bazı yerlerde çok iyi, rejim çekiliyor oraya PYD, YPG giriyor, YPG, PYD bazı yerlerde rejimle savaşıyor, aynı zamanda bakıyorsunuz ticaretleri de devam ediyor. Burada maalesef hain, kötü bir kumpas ortaya konulmuş vaziyette. Amaç nedir? Suriye halkının lime lime doğranmasıdır. Bir asır evvel Skyes-Picot ile Osmanlı 1. Dünya Savaşı'nı kaybettikten sonra büyük güçler masanın etrafına oturdular, ellerine cetvelleri aldılar, bütün Ortadoğu haritasını çizdiler. Türkiye-Irak haritası, Türkiye-Suriye sınırı, Suriye-Lübnan sınırı, bütün bu coğrafya çizildi. Bu coğrafyadaki çizilen sınırın hiçbirinin tarihsel gerçekliği yoktur. Mesela Türkiye-Irak sınırı niye buradan çizilmiştir de 30 kilometre aşağıdan, 5 kilometre yukarıdan çizilmemiştir?"
Kobani'nin Mürşitpınar'ın bir parçası olduğunu belirten Kurtulmuş, "Niye biraz daha aşağıdan sınır çizilmemiş? Niye başta Hatay başta Türkiye'nin dışında bırakıldı? Bunlar uzun tartışma konuları. Sonuçta 1. Dünya Savaşı aslında bitmedi. Bugün Ortadoğu'da yaşadığımız 1. Dünya Savaşı'nın artçı depremleridir. İkinci bir Skyes-Picot, yani bu bölgeyi bir takım güçler yeniden tanzim etmek istiyorlar ve bu 1991'de Amerika'nın Irak'ı işgaliyle başlayan süreçte, bu sürecin özeti, Ortadoğu'nun daha fazla parçalanması, bölünmesidir" diye konuştu.
- "Aynı geleceği kurabilecek gücümüz var"
Irak'ın, Suriye'nin bölündüğünü, Mısır'ın fiilen, siyaseten 2'ye, Libya'nın 3'e, Yemen'in 2'ye bölündüğünü dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Giderek bu bölge maalesef 2 husus üzerinden bölünüyor. Birincisi etnik ayrım. Türkler, Kürtler, Araplar ve Farisiler. Bölgenin 4 temel, kalabalık etnik unsuru. Onların etnik ayrımı üzerinden bir ayrışma. İkincisi mezhep ayrışması. Sünnilik ve Şiilik üzerinden bir savaşın sürdürülmesi. Biz de Türkiye olarak diyoruz ki; biz Sünniler de biz Şiiler de biz Türkler de biz Kürtler de biz Araplar da biz Farisiler de hepimiz aynı coğrafyanın insanıyız. Biz hepimiz aynı milletin fertleriyiz. Biz hepimiz İbrahim milletinin fertleriyiz. Hepimiz Ortadoğu milletinin parçasıyız. Hepimiz aynı büyük coğrafyanın insanıyız. Aynı geçmişi yaşadık, aynı geleceği kurabilecek gücümüz var. Bu gücü kullanabilecek imkanımız var. Bunun yolu da siyaseten farklılıklarımızı bütünleştirmeye doğru yönlendirmektir."
Bu nedenle Türkiye'nin Çözüm Süreci'ni çok önemsediğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bu manzarada eğer biz çözüm sürecini başarıyla sonuçlandırırsak, 30 senedir devam eden silahlı bir mücadele, 90 senedir devam eden bir siyasi mücadele, Türkiye'de 40 bin kişinin ölümüne neden olmuş, 1,2 trilyon dolar Türkiye'nin parasının kaybolmasına neden olmuş. Biz böylesine önemli bir meseleyi çözebilirsek, sadece kendimiz için barışı sağlamış olmayacağız, bütün bu dağılan, kanayan coğrafyamız için de umut ışığı olacağız. Ukrayna'daki insan diyecek ki 'demek olabiliyormuş Türkiye bunu yaptığına göre', Suriye'deki insan diyecek ki 'demek olabiliyormuş.' Dolayısıyla biz barışın, bütünleşmenin, birleşmenin yanındayız" diye konuştu.
- "İftira, yalan, kara propaganda uyguluyorlar"
Türkiye'nin DAEŞ'e destek verdiği yönündeki iddiaların da yalan olduğunu belirten Kurtulmuş, "Başından itibaren dünyada bir karanlık odak, Türkiye'nin içerisindeki bazı unsurları da kullanarak, Türkiye'nin özellikle Kobani'de DAEŞ'e destek verdiği, Suriye genelinde de DAEŞ'e destek verdiği iftirasını, yalanını, kara propagandasını uyguluyorlar. Türkiye, DAEŞ'e karşı en etkin mücadeleyi veren ülkedir. Türkiye, Kobani meselesinde, Kobanili Kürt kardeşlerimize, bütün dünya lak lak konuşurken, kılını kıpırdatıp Kobani için bir şey yapmazken, Kobani için kendini riske atarak işin içerisine giren Türkiye'dir" ifadelerini kullandı.
3 gün içerisinde 197 bin Kobanili Kürt'ü sınırlara aldıklarını kaydeden Kurtulmuş, burada insani trajedi olduğu sürece almaya devam edeceklerini söyledi. Kurtulmuş, "Çünkü IŞİD gelmiş, IŞİD onlara karşı bir hayati tehdit oluşturmaya başlamıştı. Aynı şekilde dünya, 'biz ne yapacağız. Kobani'yi IŞİD işgal ettiği zaman nasıl burayı kurtaracağız diye düşünürken, peşmergelerin, Özgür Suriye Ordusu'nun geçişini sağlayan Türkiye'dir ve Türkiye'nin lojistik desteği olmasa Kobani IŞİD'in elinden kurtulamaz. Mesele bu kadar açıkken maalesef birilerinin 'Türkiye IŞİD'i destekliyor' iddiası külliyen ağır bir iftiradır, yalandır, hainliktir, ihanettir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Türkmenlere de Araplara da Ezidilere de kapılarını açtığını dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin diğerleri gibi edebiyat yapmadığını söyledi. Kurtulmuş, "Türkiye nerede terör örgütleri varsa onlara karşı da en aktif mücadeleyi veren Türkiye'dir. Binlerce insan IŞİD üyesi olma ihtimaline karşı Türkiye'den deport edilmiş, yurtdışına gönderilmiştir" dedi.