Ağrı Haber

Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, Muş'ta

Gündem

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, (HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Genelkurmay hakkındaki iddialarıyla ilgili) "Hem insanımı hem ülkemin huzurunu tahrik etmek istiyor.

 6-7 Ekim olaylarında yaptığı yetmemiş ve daha sonra ortaya koymuş oldukları yetmemiş gibi, Türkiye'mi, benim güzel insanımı dünyaya an be an şikayet etmesi yetmemiş gibi, şimdi başka bir senaryonun altına imza atıyor. Bu adam uslanmayacak. Bunun tek karşılığı budur" dedi.

Varto ilçesindeki temaslarının ardından Muş'a gelen Soylu, İl Jandarma Komutanlığına ziyarette bulundu.

İl Jandarma Komutanı Pilot Kurmay Albay Osman Nuri Çevik tarafından karşılanan Bakan Soylu, askerleri selamladı. Daha sonra askerlerle yemekte bir araya gelen Soylu, onlarla sohbet etti.

İl Jandarma Komutanlığı ziyaretinin ardından Vali Seddar Yavuz ve Belediye Başkanı Feyat Asya'yı makamlarında ziyaret eden Soylu, belediye ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, katıldığı bir televizyon programında, "Hükümetin Genelkurmay'a operasyonlarda tank kullanılması talimatı verdiği" yönündeki açıklamaları hakkındaki soru üzerine Soylu, "Hem insanımı hem ülkemin huzurunu tahrik etmek istiyor. 6-7 Ekim olaylarında yaptığı yetmemiş ve daha sonra ortaya koymuş oldukları yetmemiş gibi Türkiye'mi, benim güzel insanımı dünyaya an be an şikayet etmesi yetmemiş gibi şimdi başka bir senaryonun altına imza atıyor. Bu adam uslanmayacak. Bunun tek karşılığı budur" diye konuştu.

"Yaptıklarının zararı ülkemize, insamıza, 79 milyonumuza dokunuyor. Maalesef ülkemizin itibarını yalanlarla bir şekilde azaltmaya, ortadan kaldırmaya gayret gösteriyor" diyen Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siyaset desen bu siyaset değil. Demokrasi desen, bu demokrasi de değil. İnsanlık desen, o da değil. Vatanperverlik desen, o da değil. Anlaşılıyor ki bu yalanlarla Türkiye'yi bugün benzetmeye çalıştıkları ama benzetemedikleri ülkelerin noktasına getirmeye çalışıyorlar ama bu mümkün değildir. Güçleri, takatları, yalan kabiliyetleri buna yetmez. Sadece üzülüyoruz. Neye üzüldüğümü de ifade etmek istiyorum. Bu millet onlara rey verdi. Nasıl bize rey verdi diye sorumluluğumuzu taşıyoruz onlara rey verdi diye onlarında sorumluluk taşımaları gerekir. Demokrasiden zerre miskal anlamıyorlar. Reyin önemine ve reyin namusuna zerre miskal itaat etmiyorlar ve inanmıyorlar. Baskı, şiddet, zorbalık ve çok net söylüyorum ki masum insanların üzerinden istismar ederek, yürüttükleri politik tavırlarının dönemi sona ermiştir. Hep birlikte inşallah bunun nasıl olduğunu da göreceğiz. Ta Rusya'lara kadar gidip, Türkiye'yi şikayet edeceksin, Avrupa'lara gidip Türkiye'yi şikayet edeceksin ve bir sonuç alamayacaksın. Türkiye'de bir huzur sürecini, birliktelik sürecini sabote edeceksiniz. İnsanlarımızı, gençlerimizi birbirine düşürmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaksın ama şunu söyleyim ki Güneydoğu'da yaşayan kardeşlerimize müteşekkiriz ve minnettarız. Boş kasnak gibi dönüp duracaklar hiçbir işe de yaramayacak."

Süleyman Soylu, Cizre'de PKK'ya ait tünelden HDP'ye yardım malzemeleri çıkmasına ilişkin ise "Malumun ilanı. Ne olacak yani malum birbirlerinin destekçisi olduklarını zaten bütün dünya biliyor. Bu konuda nasıl birbirlerine sözcülük yaptıklarını, legal ve illegal alanlarını nasıl birbirlerine karıştırdıklarını hep beraber görüyoruz. Milletimiz de devletimiz de görüyor" diye konuştu.

Yeni anayasa değişikliğinde referandum olacak mı sorusu üzerine Soylu, Türkiye'nin yeni Anayasa konusunda çok uzun zamandan beri ciddi bir tartışma içerisinde bulunduğunu belirtti.

12 Eylül 2010 referandumunda milletin demokrasi konusunda hür iradesini ortaya koyduğunu anımsatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi eğer Türkiye 10 bin dolarlar seviyesinden 25 bin dolarlar seviyesine gelecekse kurallarını daha demokratikleştirmeli, daha sivilleştirmeli, daha saydamlaştırmalı ve daha kucaklayıcı ve milletin kaleminden çıkan bir noktaya taşımalı. 1961 Anayasa'sı bu milletin kaleminden çıkmadı. 1982 Anayasa'sı da bu milletin kaleminden çıkmadı. Bunu biliyoruz. Şimdi yapmamız gereken milletin ortaya koyacağı değerlendirmeyle yeni bir anayasayı, hepimizi kendisinin içinde hissedebileceğimiz bir anayasayı, onu okuduğumuz zaman herkesin kendini aynada görebileceği bir anayasayı, bizi eşit vatandaş şeklinde tanımlayabilecek bir anayasayı, insanlarımızı ötekileştirmeyecek bir anayasayı, devleti ceberrut bir noktadan çıkartıp hizmetkar bir noktaya dönüştürebilecek bir anayasayı, milletin birbiriyle her lafzında, her sözünde kucaklaştığı bir anayasayı, değerlerimizin bütünlüğü içinde anlayacağımız bir anayasayı bu millet istiyor, hepimiz istiyoruz. Bu anayasadaki en önemli süreçlerden biri de yürütme mekanizmasının nasıl temsil edileceğidir."

"Başkanlık sistemi diktatörlük sistemidir" diyenlerin cahil olduğunu belirten, Soylu kişinin bilmediğinin cahili olduğunu vurgulayarak, sadece bunu kategorik olarak reddetmenin, ülkenin yarın elde edeceği kazançlardan yoksun kalmasına neden olacağını bildirdi.

Süleyman Soylu, şunları kaydetti:

"Bugün Türkiye'de hızlı kararlar almak, demokrasinin tam anlamıyla işleyebilmesi ve Türkiye'nin birikmiş meselelerinin, hatta Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ve halının altına süpürdüğü bu ülkede hemen hemen herkesin yaşadığı travmalardan biriken meselelerin, demokrasiyle çözülebilmesinin teminatı var. Bunun sağlanması, Türkiye'yi hem ekonomik hem demokratik hem de temel hak ve hürriyetler açısından ilk ve üst düzeye taşıyacaktır. Bizim ona ihtiyacımız var. Bunu engelleyenler inanıyorum ki muvaffak olamayacaklar ve milletimiz bu kararı verecek."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.