Ağrı Haber

Akdağ: Sağlıkta dönüşüm programının ikinci fazı yeni uygulamalar getirecek

Sağlık

Üsküdar Üniversitesinin akademik yılı Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın verdiği "Sağlıkta Dönüşüm" konulu dersle başladı...

 

Slaytlar eşliğinde sağlıkta dönüşüm programını anlatan Akdağ, katılımcıların görüşlerini aldı, sorularını yanıtladı.

Sağlıkta dönüşümde en önemli paydaşı her zaman halk olarak gördüklerini ve halkın desteğini her zaman arkalarına aldıklarını ifade eden Akdağ, "Bakan olduğum ilk gün bir genelge yayınladık. Hazırlıklıydık, 2002. Bütün bir ömür öğrenci, asistan ve hoca olarak geçen bir ömür bize bir şey söylemişti. Problemlerin hepsini birebir yaşıyorduk. Hem vatandaş mağdurdu o gün. Hem biz mağdurduk. Çalışanlarda ağır derecede mağdurdu." diye konuştu.

Sistemin içinden gelen birisi olarak ilk görev gününde yayınladığı genelgenin "Hastaları rehin tutanı yakarım" anlamına geldiğini aktaran Akdağ, Türkiye'de devlet hastaneleri de dahil hastaların, hastanelerde faturayı ödeyemediği için rehin tutulduğunu anımsattı.

"İnsanlar hastanede bir müddet yattı, iyileşti, hastaneden çıkacak, parası yok. Erkek hasta kadın kılığına girerek hastaneden çıkıyordu." diyen Akdağ, hastane yönetiminin personele "Hastayı neden kaçırdın?" diye soruşturma açtığını hatırlattı.

Hastanın ödeme yapmadan çıkmasının "Hastayı kaçırmak" şeklinde tabir edildiğini belirten Akdağ, bunun Anayasaya, kanunlara, insan haklarına, insanlığın kendisine aykırı olmasına rağmen uygulandığını kaydetti.

'Yerimizde sayamayız'

Dünya Sağlık Örgütünün, "Sağlık herkesin hakkıdır, herkes buna erişmelidir, imkanı olmayan para harcamamalı, kaliteli hizmet almalıdır" şeklinde bir tanımlama yaptığını dile getiren Akdağ, "Birçok ülke 'Evet biz de evrensel sağlık kapsayıcılığına ulaştık' gibi lanse ediyor ama genelde sağlık sigortacılığını alınan hizmetle karıştırdıkları için böyle söylüyorlar. Aslında böyle bir şey yok." diye konuştu.

Dünyada bunu gerçekleştiren ülke sayısının çok az olduğunu ifade eden Akdağ, şöyle konuştu.

"Türkiye bu işi gerçekleştirmiş ya da gerçekleştirmeye en yakın birkaç ülkeden birisi, bütün sorunlarımıza rağmen. Türkiye'de 2002 yılında anne ölüm oranı, 100 bin hamile annede yüz binde 70 iken, 2012 yılında yüz binde 15'e geriledi. Dünyada bu kadar hızlı bunu düzeltebilmiş hemen hemen hiçbir ülke yok. Bebek ölüm hızımız binde 30'larda iken, binde 7,5'lara geriledi, 4 kat azaldı her ikisi de. Bunu da dünyada bu hızla başarmış bizim büyüklüğümüzde bir ülke yok. Daha küçük ülkeler var. Fakat son 4 yıldır bu hususta yerimizde sayıyoruz, gerilemiyoruz ama. Çünkü zor bir sürece girdik. Önlenebilir olanların çoğu ortadan kalktı. O zaman yeni bir şey yapmamız lazım. Bu sebeple diyorum ki sağlıkta dönüşüm programının ikinci fazını başlatıyoruz. Önümüzdeki 3 sene içerisinde yeni modaliteler getireceğiz, yeni uygulamalar yapacağız. Çünkü yerimizde sayamayız."

Sağlıkta memnuniyet değerlerine ilişkin bazı görselleri paylaşan Akdağ, Türkiye'de hükümetlerin daha önce düzenli bir biçimde kamu hizmetlerinden memnuniyet araştırmaları yapmadığını söyledi.

Bunu dönemin Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın başlattığını ifade eden Akdağ, sağlıkta memnuniyetin 2012'de yüzde 75'e geldiğini, sonraki yıllarda bunun 71 ile 73 arasında durduğunu kaydetti.

Akdağ, oranın düşmüş gibi görünse de istatiksel olarak sonucun aynı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Demek ki yeni bir hamleye ihtiyaç var. Birileri, 'Toplumun bütününü nasıl mutlu edeceksin' diyebilir. Bunu muhafaza ederseniz bu iyi ama bizim hedefimiz yüzde 80. Aslında bu da dönüşümcü liderliğin bir karakteridir. Önünüze ulaşılabilir ama iddialı hedefler koymalısınız. Bu sizi teşvik eder, bu sizinle çalışanları teşvik eder ve böylece bir adım daha ileriye gitmeye gayret edersiniz. Dünyada yüzde 80 sağlık memnuniyetine erişmiş ülkeler var mı? Var. Onlar belki bizden çok zengin ülkeler ama olsun biz niye ulaşmayalım? Biz de ulaşabiliriz."

 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.