HDP'li Altan Tan, düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tan'ın konuşmasında dikkat çeken kısım ise partisine yönelik eleştirel açıklamaları oldu. HDP'nin basında çıkan aday adaylarını doğru bulmadığı ifade eden Tan, "Ben basında çıkan listeleri olumlu bulmuyorum, çok sosyalist, marksist bir çizgide görüyorum. Bunun da çok fayda getirmeyeceğini düşünüyorum" dedi.
"SELVİ VE YAYMAN OLMASA, SÜREÇLE İLGİLİ BİLGİ ALAMIYORUZ"
HDP'li Tan, "HDP'nin milletvekili aday listeleri ile ilgili" soru üzerine, "Ben bilmiyorum. Abdülkadir Selvi ve Hüseyin Yayman olmasa, süreçle ilgili bilgi alamıyoruz. Kendi partimizle ilgili bilgileri basından alıyoruz. Ben basında çıkan listeleri olumlu bulmuyorum, çok sosyalist, marksist bir çizgide görüyorum. Bunun da çok fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Kendimle ilgili de bilgim yok ama kuşların söylediğine göre büyük ihtimalle Diyarbakır'da evimden aday olacağım, birinci sıra, tabi hanım verirse" dedi.
"Çözüm sürecinden çıkarıldığınız gibi adaylıktan da mı çıkarıldınız?" sorusuna Tan, "Bunu beraber göreceğiz" yanıtını verdi.
Altan Tan gündemde yer alan Yemen ve Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinerek şu açıklamalarda bulundu:
Yemen'in tümünün ırk olarak Arap olmasına rağmen, inanç olarak Müslümanlığın Zeydi ve Sünni mezhebinden olduğunu söyleyen Tan, Zeydiliğin de Şiiliğin ana kollarından birisi olduğunu ifade etti.
"SUUDİ ARABİSTAN, TÜRKİYE VE İRAN ÇARPIŞIYOR"
Tan, "Yemen'de iç savaş çıktı, niye bizim gündemimize geldi? Ortadoğu'da şu an fiilen Suudi Arabistan, Türkiye ve İran çarpışıyor. Suriye de Irak da hatta Kürdistan da maalesef bunun bir parçası ama esas çatışan Türkiye, İran ve Suudi Arabistan. Bizim hariciyecimiz başlangıçta bütün Ortadoğu'yu yöneteceğini zannetti. İran, şu an fiilen Yemen'e de el koymuş oldu. İran, Lübnan'a Hizbullah vasıtasıyla el koydu. Suriye'de Beşar Esad rejimiyle, Irak'ta Şii iktidarla, Kürdistan'da Talabani hareketiyle, en sonda da Yemen'de Husiler vasıtasıyla, Ortadoğu'da ne kadar etkili ve güçlü olduğunu gösterdi. Bizimkiler de maalesef 37 kilometre ötedeki türbeye bile sahip olamadı ve getirmek zorunda kaldı. Dış politikanın sefaleti ortada" diye konuştu.
"KANLI BIÇAKLI OLMADIĞI BİR İRAN KALMIŞTI"
İran'ın Türkiye'ye nota verdiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "İran'a gelme" dediğini kaydeden Tan, "Kanlı bıçaklı olmadığı bir İran kalmıştı, onunla da böyle bir durum ortaya çıktı" dedi.
Altan Tan, "Başbakan, başkanlık sisteminin de olduğu seçim beyannamesini kendisinin yazdığını, Cumhurbaşkanı da beyannamenin kendisine okutulduğu belirtti. Bunu, Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"KEŞKE KENDİSİ YAZSAYDI AMA MAALESEF YAZI YAZAMIYOR"
"Keşke Ahmet Davutoğlu yazmasaydı, kendisi yazsaydı ama maalesef yazı yazamıyor. Yazı yazma yeteneği çok zayıf ama konuşma çok iyi. Ben Cumhurbaşkanı'nın bugüne kadar yazdığı bir tek makaleyi bile okumadım, bırakın kitabı. Keşke kendisi yazsaydı, bence bizim parti ile ilgili de görüşlerini belirtsin, yazı yazsın göndersin; her şeye karışsın. Bizle ilgili yazdıklarının tersini yaparsak doğruyu buluruz. Hızını alamazsın bence, Yemen'deki Mısır'daki partiler için de bir şeyler yazsın. Bu işin suyu çıktı. 'Cumhurbaşkanı'nın yetkisi var mı, yok mu?' Cumhurbaşkanı'nın her şeye yetkisi var ve karışmalı. Yediğimize, içtiğimize, giydiğimize, konuşmamıza... Meclis'in yemek mönüsü de çok iyi değil; mesela çiğ köfte yok, ciğer kebap yok, ben cidden şikayet ediyorum. Bunlara da karışsın, yemek mönüsü de yazsın, çok iyi olur."