AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı futbol maçlarında yaşanan olaylara işaret ederek, "Sporun ruhunu anlamamış, sporla uzaktan yakından alakası olmayan fanatiklerin, bir dayanışma ve şenlik havasında geçmesi gereken müsabakaları kirletmesine müsaade etmeyeceğiz." dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Davutoğlu, 1 Kasım'dan bu yana, dış politikadaki en önemli gelişmelerden birinin, AB ile yaşandığını, 29 Kasım'dan bu yana 3 kez Türkiye-AB Zirvesi gerçekleştiğini hatırlattı.
Davutoğlu, Avrupalı yöneticiler pek çok kez Türkiye'yi ziyaret ettiğini, Almanya Başkanı Angela Merkel'in dört ayda dört kez Türkiye'ye geldiğini belirterek, "29 Kasım ve 18 Mart'ta aldığımız kararlarla ilgili çok önemli mesafeler aldık. O mutabakatı yaptığımızda 'Kriz çıkacak, hükümetin başı dara girecek' diye sevinenler, el ovuşturanlar oldu. 'Binlerce, onbinlerce mülteci Türkiye'ye geri gelecek' diye el ovuşturanlar çıktı." diye konuştu.
AB ile varılan mutabakatta birinci hedefin, "Aylan bebeklerin cansız bedenlerinin bir daha Ege sahillerine vurmaması" olduğunu belirten Davutoğlu, bu konuda önemli sonuçlar alındığını, kasım ayında 6 bin 882 olan Ege'deki günlük illegal kaçak göçmen sayısının kademeli şekilde indirdiklerini söyledi.
Davutoğlu, "Önce 3 bine, mart ayında 870'e, benim şahsen önce Sayın Tusk ve Merkel'e, sora diğer liderlere ifade ettiğim mekanizmanın devreye girmesiyle 4 Nisan'dan beri günlük ortalama 130 civarına düştü. Bazı günler ise, 10 Nisan gibi, hiçbir illegal geçiş olmadı. Bazı günler 10-20 ile sınırlı kaldı. Bir aydır, bu anlaşma devreye girdikten sonra hiç batan mülteci botlarından ya da kıyıya vuran çocuk bedenlerinden bahseden var mı? Yok. Elhamdülillah bizim birinci hedefimiz bu." ifadelerini kullandı.
Birinci hedefin, illegal göçü legal mülteci hareketine dönüştürmek olduğuna işaret eden Davutoğlu, Avrupa'nın sorumluluklarını ellerinden almadıklarını, aksine "İllegal göç yerine legal olarak siz bunları kabul edin" dediklerini ve bu konuda da önemli mesafeler katettiklerini söyledi. Suriyeli olarak 4 Nisan'dan beri 2 mülteci aldıklarını, 105 mülteciyi de Avrupa'ya gönderdiklerini ifade eden Davutoğlu, "Bire bir işleyecek bir şey, şimdi neredeyse bire 100 işliyor. Bunların belli bir dengesi sağlanacak. Suriyeli olmayanlar ise zaten Geri Kabul Anlaşması ile almak yükümlülüğünde olduğumuz, ki onların da sayıları çok yüksek değil, Suriyeli olmayan mültecilerle ilgili de gerekli adımlar atıldı." dedi.
Gaziantep'e 187 milyon avro kaynak aktarıldı
Davutoğlu, 29 Kasım'da alınan kararlardan birinin mültecilerle ilgili külfet paylaşımı olduğuna dikkati çekerek, AB'nin, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere harcanmak üzere önce 3 milyar avro, 18 Mart'ta yeni plan götürdüklerinde ilave 3 milyar avro olmak üzere 3 yıllığına 6 milyar avro destek verme kararı aldığını, bunun üzerinde de çok spekülasyon yapıldığını ifade etti.
Avrupa'da "Bunu Türkiye'ye niye veriyorsunuz? Bu Müslümanlar Avrupa'ya gelmesin, Türkiye baksın" diyen kötü ruhlu tipler ve Merkel'in üzerine olağanüstü baskı uygulamaya kalkışanlar bulunduğunu, kendilerinin de Merkel'in de direndiğini, Türkiye'de de para üzerinden spekülasyon yaparak 'Türkiye para dileniyormuş' gibi tavır sergilemeye çalışan bir muhalefet olduğunu anlattı. Davutoğlu, ancak bütün mekanizmaların devreye girmesiyle AB'nin taahhüt ettiği fonları harekete geçirmek üzere ilk adımları attığını söyledi.
Gaziantep'e 187 milyon avroluk kaynak aktarıldığını, temmuz sonuna kadar da 1 milyar avroluk yardımın Türkiye'deki Suriyelilere sağlanacağını kaydeden Davutoğlu, "Biz kimseden ne para dileniriz ne minnet, himmet bekleriz. Biz kendi imkanlarımızla Suriyeli kardeşlerimize baktık, bundan sonra da bakarız" ifadelerini kullandı.
Gümrük Birliği revize ediliyor
Alınan bir diğer kararın AB'ye üyelik sürecinin hızlanması çerçevesinde 30. faslın açılması olduğunu belirten Davutoğlu, "Haziran ayında da inşallah 30. faslı açıyoruz. Adım adım bu işleri takip ederek netice alıyoruz. Pazartesi günü Türkiye ve AB yetkilileri, bakanları, komiserleri arasında da Gümrük Birliği'nin modern şartlara uyumlaştırılması, güncellenmesi için ekonomik görüşmeler başladı. Bu da ilk defa oluyor. En üst düzeyde Gümrük Birliği yeniden revize ediliyor."
Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanmasıyla vize muafiyet anlaşmasının da haziran ayında devreye gireceğini anlatan Davutoğlu, bunun için "Hayal, olmaz. 72 şartı 3-4 ayda nasıl tamamlarız" diyenler çıktığını ama kendilerinin bu sözlere bakmadığını, 72 şartı hayata geçirecek Hükümete ve Meclis Grubu'na güvendiğini vurguladı.
Davutoğlu, milletvekillerine, "Gece gündüz çalıştınız. Çelme takmak isteyenlere, bunu yavaşlatmak isteyen muhalefete rağmen bu 72 şart büyük ölçüde sağlandı. Geri kalan siyasi etik gibi, inşallah onlar da önümüzdeki günlerde yasalaşacak. Vize muafiyeti çerçevesinde gerekli yasal ve idari düzenlemelerin büyük kısmını gerçekleştirdik. Meclis'te gece gündüz demeden yoğun mesai harcadık ve özverili çalışmanızla çok şükür belirlediğimiz takvim içinde gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmiş olacağız." diye konuştu.
"Türkiye verdiği her sözü yerine getirmiştir"
AB tarafından, Avrupa Komisyonunun mayıs ayı içindeki raporu sonrasında gerekli adımların atılmasını beklediklerini kaydeden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vize muafiyeti Türkiye için hayati bir konudur. Bunu Sayın Merkel'e de Sayın Tusk'a da söyledim. Bu bizim Türkiye halkına taahhüdümüzdür ve mutlaka gerçekleşecektir. Biz vize muafiyetini AB-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli bir unsuru olarak görüyoruz. Gaziantep'te gerçekleştirdiğimiz basın toplantısında da ifade ettim, vize muafiyeti ile geri kabul anlaşması arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur. Dolayısıyla geri kabul anlaşması, ancak vize muafiyetiyle birlikte uygulanabilir. Biz üzerimize düşeni yapacağız, AB'nin de üzerine düşeni yaparak vize muafiyetiyle ilgili herhangi bir siyasi gerekçe ileri sürmeksizin hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz. Böyle bir durum olmaması diye bir ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Ama zaten böyle bir durumda geri kabul anlaşması da devreye girmeyecek demektir. Biz sözlerimizi yerine getirdik, onlar da getirecekler. Terazinin iki kefesine konan şeyden biri terazinin kefesi dışına alınırsa, diğeri de dışarıda kalır. Onun için bu konudaki kararlılığımız da kesindir. Kimseyi aldatmadık ama kimse tarafından da aldatılmaya asla gelmeyiz. Burada önemli olan herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi. Ben çok samimi bir şekilde şunu ifade etmek isterim; Türkiye verdiği her sözü yerine getirmiştir. Türkiye üstlendiği sorumlulukların gereğini yapmıştır. AB'nin de bu çerçevede gerekli adımları atacağına dair inancımı, güvencimi bir kez daha ifade etmek isterim. Gördüğünüz gibi Türkiye ve AB olarak birlikte çok önemli bir krizin içinden omuz omuza çıkma çabası yanında ilişkilerimizi de yeni bir stratejik zemine oturtmuş durumdayız."
Davutoğlu, dün Bakanlar Kurulunda karara bağladıkları bir müjdeyi de paylaşarak, "Taşeron olarak çalışan vatandaşlarımızın kamuya alımıyla ilgili yasa tasarısında son düzenlemeleri yapıyoruz. Maliye Bakanı'mız dün bu konuda kapsamlı, çok iyi, titiz bir çalışmayı bize sundu. Tasarıyla 720 bin çalışanın kamuya geçiş esaslarını belirledik." diye konuştu.
"Ortaya çıkan görüntüler, sporumuza zarar vermiştir"
Hafta sonu bazı futbol maçlarında yaşanan olayların herkesi üzdüğünü ve spora gönül veren kesimleri derinden yaraladığını dile getiren Davutoğlu, "Bize, milletimize yakışmayan bu hareketler özellikle sporun ruhuna da yakışmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ortaya çıkan görüntülerin futbola ve spora zarar verdiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Centilmenliğin hakim olması gereken spor müsabakalarında bir daha böyle görüntülerin yaşanmamasını temenni ediyorum. Bu konuda alınması gereken tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz. Bir daha öyle görüntülerin yaşanmaması için mevcut önlemleri gözden geçireceğiz ve ne gerekiyorsa yapacağız. Sporun ruhunu anlamamış, sporla uzaktan yakından alakası olmayan fanatiklerin, bir dayanışma ve şenlik havasında geçmesi gereken müsabakaları kirletmesine müsaade etmeyeceğiz.
Yaşanan çirkin olaylar kadar gerek medyada gerekse sosyal medyada bazı odakların, bu olayları fırsat bilerek ayrıştırıcı bir dili, nefret dilini hemen kullanmaya başladığını dile getiren Davutoğlu, bir takımın tüm taraftarlarını tahkir edecek, bir şehrin tamamına hakaret içeren içeriklerin maksatlı şekilde tedavüle sokulduğunu söyledi.
Bu tavrın sporla, sportmenlikle bağdaşmadığını ve önlemek adına ne gerekiyorsa yapılacağını belirten Davutoğlu, "Biz sahalarda sportmence mücadele edilmesini ve sporun toplumsal barışa ve kardeşliğimize katkı sağlamasını istiyoruz. İnsanlarımızın büyük acılar yaşadığı şu zamanda spor rekabetinin, toplumsal hayatımızda yaralar açmasına izin veremeyiz. Ben spor taraftarının sağduyulu hareket edeceğine ve bu şiddeti tribünlere bir daha sokmayacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Süper Lig'e çıkan Adanaspor'u da tebrik etti.
"Türkiye, bir başarı hikayesinin adıdır"
Türkiye'nin 2015'te yanı başındaki kaos ve istikrarsızlığa, içeride maruz kaldığı teröre rağmen oldukça başarılı bir ekonomik iyileşme sağladığını belirten Davutoğlu, son gelen verilerle birlikte Türkiye ekonomisinin teröre ve bölgesel tehditlere rağmen nasıl sağlam olduğunun tescillendiğini kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, mart ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,22 arttığını, ihracatın ithalatı karşılama oranının ise geçen yılın mart ayında yüzde 66,2 iken bu yılın aynı ayında yüzde 72 olarak gerçekleştiğini, inşaat sektöründe büyümenin "tam gaz" devam ettiğini, ocak ve şubatta konut satışlarının önceki yıla göre yüzde 6 arttığını kaydetti.
TÜFE'nin mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,04 düştüğüne işaret eden Davutoğlu, dolar kurunda genel anlamda bir düşüş devam ederken ülkeye döviz girdisinin de arttığını söyledi.
Borsanın tüm bu verilerle birlikte yükseliş eğilimini sürdürdüğünü, yeni yatırımların hız kesmeden devam ettiğini anlatan Davutoğlu, "Türkiye ekonomisi bizi 'bahar' ile tehdit edenlere inat bahar havasını yaşıyor.' dedi.
Davutoğlu, Gezi Parkı odaklı olaylarından beri ekonomiyi hedef alanların, Türkiye'nin büyümesini hazmedemeyenlerin paralel ve terör kartını devreye soktuğunu ifade ederek, bu son ekonomik verilerle birlikte bu çevrelerin oyunlarının tutmadığını görüp kahrolduğunu belirtti.
Türkiye'ye yönelik tüm karalama kampanyalarına, ekonomiye yönelik tüm dezenformasyonlara rağmen ulusal yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin devam ettiğine, güveninin arttığına dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bunu her fırsatta görüyoruz. Türkiye, bir başarı hikayesinin adıdır. 14 yılda bu ülkede yapılamaz denilenler yapıldı, hayal olanlar gerçek oldu. Bir yandan terörle, siyasi dizayn projeleriyle uğraşırken bir yandan da millete hizmet yolunda hiçbir boşluk bırakmadan dört koldan çalışıyoruz. AB'den EXPO'ya, İslam İşbirliği Konferansı'na bütün uluslararası platformlarda Türkiye'yi temsil ettik. Düzce'den Antalya'ya, Osman Gazi Köprüsü'ne büyük açılışlar, büyük yatırımlar yaptık. Kültür Eylem Planı'ndan Kilisli vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermeye, her alanda boşlukları doldurmaya, vatandaşlarımızın derdine çare olmaya devam ettik. 3 ay gibi kısa bir süre içinde milletimize verdiğimiz her sözü yerine getirdik. İftiharla söylüyorum, kendi adıma değil, benimle birlikte Bakanlar Kurulundaki arkadaşlarım, bütün bunları Meclis'ten geçiren aziz grubumuz sizler, her an teşkilatımızı ayakta tutan il başkanlarımız, belediye başkanlarımız adına, bize oy veren 24 milyon vatandaşımız adına söylüyorum, bu bir başarı öyküsüdür. Bu AK Parti Grubunun, AK Parti Hükümetinin, AK Parti kadrolarının başarı hikayesidir. Bu, Türkiye'nin başarı hikayesidir. Allah'ın izniyle ülkemize karabasan gibi çöken tüm bu suni belalardan kurtulup ülkemizin şahlanışına hep beraber şahit olacağız. 2023 ve 2071 hedeflerimize emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz. Yeter ki bir olalım, yeter ki kendimize güvenelim. Birlik ve berberlik ruhunun her şeyden daha önemli olduğunu bir kez daha huzurunuzda zikretmek isterim