Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun gündeminde referandum vardı. Kılıçdaroğlu, "Asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. Bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğiz" dedi.
Başbakan Yıldırım ve MHP lideri Bahçeli'ye çağrı yapan Kılıçdaroğlu, "Sizin istediğiniz televizyon kanalı, sizin istediğiniz gazeteciler olsun. Gelin diyoruz, oturalım birlikte konuşalım" diye seslendi. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satır başları;
"HAYIR DEMEZSENİZ FELAKETLERLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ"
Bunlara hayır demezseniz yarın hangi felaketlerle karşı karşıya kalacağımızı bilmenizi isterim. Bunların derdi illa başkan olacağım. Vatandaşın derdi başka. Vatandaş borç batağında, çocuğu işsiz. Emekli aylığı yetmiyor. Hep beraber Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Türkiye için hayırlı bir iş yapacağız.
Bunlara rağmen 15 Temmuz'da darbe girişimi oldu. hepbirlikte dik ve onurlu durduk ama 20 temmuz'da başka darbe oldu OHAL ilan edildi, binlerce insan hapislere tıkıldı. 1 milyon fazla aile mağdur edildi. 12 Eylül darbesinde ihraç edilen öğretmen sayısı 3 bin 854 kişi, 20 Eylül darbesinden sonra 30 bin 470 öğretmeni kapıya koydular.
Banka hesaplarına el koydular. Kenan Evren'in bile yapamadığını bunlar yapıyorlar. Bir aileyi tümü ile aç bırakmak kimin görevidir, hangi insan yapabilir bunları? 12 Eylül'de ihraç edilen akademisyen 12 kişi, 20 Temmuz'dan sonraki darbede 4 bin 811 akademisyen ihraç edildi.
Bir akademisyenin hangi koşullarda ve nasıl yetiştiğini acaba bunlar biliyor mu? Bizim saygı duymamız gereken hocaların olduğunu bilmiyor muyuz? Bilmemiz gerekir. Siyasi partiler yasasına göre bir hoca arzu ettiği siyasi partide hizmet verebilirler.
Siz beğenmediğiniz üniversite hocalarını kapının önüne koyuyorsunuz. Biz bilim insanını hep el üstünde tutarız. Siz hangi gerekçe ile bu hocaları kapının önüne koyuyorsunuz?
"ZALİMLİKTE REKOR KIRDILAR"
Bunlar Osmanlıyı'da bilmiyorlar. kendisi diye düşünüyorsa el üstünde, kendisi gibi düşünmüyorsa koyun kapı önüne. 12 Eylül'de tutuklanan gazeteci sayısı 31, 20 Temmuz darbesinde sayı 150'yi aştı. Zalimlikte rekor kırdılar. 15 günlük çocuğu annesinden ayırdılar.
Kalkmış 'kim hayır derse bunlar terörist sayılır' diyorlar akla bakın akla! Onlar 'hayır' diyenleri terörist olarak gösteriyorlar. Biz ister evet ister hayır deyin başımızın üstünde yeriniz var. Aramızdaki fark siyahla-beyaz kadardır. Hayır dediğiniz andan itibaren bu Türkiye derin ve rahat bir nefes alacaktır.
YILDIRIM'A VE BAHÇELİ'YE ÇAĞRI YAPIYORUM
Sayın Binali Yıldırım'a Bahçeli'ye çağrı yapıyorum gelin istediğiniz kanal, istediğiniz gazeteci olsun gelin oturalım birlikte konuşalım vallahi konuşalım onlara yarım saat versinler bana 15 dakika versinler. Onlar çıksın biz çıkalım konuşalım. Beyler gibi çayımızı, kahvemizi içelim.
Vallahi soru da sormayacağım. Yeter ki medeni insanlar gibi konuşalım. şimdi ne gerek var diyecekler. Anaysa görüşmelerinde televizyonları kısıtladılar.
CUMHURBAŞKANI CUMHURİYET KURULALI BERİ TARAFSIZ
Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı? Cumhuriyet kurulalı beri tarafsız. 80 milyonu temsil ettiği için tarafsız olmalı. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaset girmesin diyoruz. Oraya siyaset girerse demokrasi tehlikeye girer. Siyaset buralara girdiği zaman, ülkenin çivisi çıkar.
Bir kişi Meclis'i tek taraflı fesh ediyorum desin mi, demesin mi? Böyle bir yetki Mustafa Kemal Atatürk'e verilmemiştir. Başkanın kaç yardımcısı olacak, kaç bakanı olacak? Tamamen başkanın keyfine bağlı.
“SON SÖZ YÜCE DİVAN DEĞİL MİLLETİN DİVANIDIR”
Anayasa Mahkemesi'ne gitme yolu açıktır. Ama sorun bir hukuk sorunu değil. Halkın konuya el koyup kesin bir şekilde çözmesidir. Amasya Tamimi'nde denildiği gibi, milleti azim ve kararlılığı kurtaracaktır.
Sandıkta kararın verileceği 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. Bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğiz. Son söz yüce divan değil, milletin divanıdır."