Eğitim Bir Sen Ağrı Şubesi, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı ile ilgili basın açıklamasında bulundu.
2015-2016 eğitim-öğretim yılı, yaklaşık 17 milyonu aşkın öğrencinin ve 896 bin öğretmenin sınıflarla buluşmasıyla başlıyor. Toplu sözleşme kazanımlarının pozitif etkisiyle başlayan bu yılın Milli Eğitim Bakanlığı’nda geleceğe ilişkin sorumlulukların konuşulduğu; şura kararlarının uygulandığı, müfredatın öze dönüşe imkan ve fırsat verdiği bir eğitim-öğretim yılı olmasını diliyoruz.
Eğitim-öğretim, varlığın her anı, her alanıyla doğrudan ilişkili olması niteliğiyle, sürekli yenilenen, yenileyen, dinamik ve sürekli bir faaliyettir. Eğitim bilgilenmektir, beceri edinmektir. Ama formel olarak da disiplinli bir program içinde teorik ve pratik kavrayışların toplamını edinme çabasıdır.
Tüm eğitim-öğretim faaliyetlerinin kültür köklerine bağlı kalarak planlanması, bilgi çağının icaplarını ihmal etmeden geleceğe yönelme çabası bizi toplum olarak daha donanımlı, yetenekli ve güçlü kılacaktır. Bu da ancak zamanın değişen dinamiklerini, ilgi ve bilgi çeşitlerini, alanlarını, tarz ve yöntemlerini dikkatle izlemekle mümkündür. Var kalabilmek için bile hayatın ve insanın sürekli yenilenmesi mecburiyeti, statik değil dinamik, değişime ve değişkenlere hazırlıklı, esnek, canlı bir eğitim modelini kaçınılmaz kılmaktadır. Eğitimin asıl amacı, değişimi ve değişimle birlikte gelişen olgu ve kavramları zamanında anlamlandırmak, buna uygun davranışları sergileyebilmektir.
Okulu, öğretmen kadroları, öğrencisi, müfredatıyla bütün unsurlarının nitelikli olduğu bir eğitim sistemiyle ancak başarıya ulaşılır. Eğitim-Bir-Sen, kurulduğundan bugüne kadar bu hassasiyetleri gözeten arayışlar içinde olmuştur. Eğitimin tüm sorun ve sıkıntılarını bire bir yaşayan bir camia olarak meseleleri tartıştık, çözüm yolları ürettik, çözüm arayışlarına katkı verdik. Başta eğitimin toplumu değiştirme ve dönüştürmede güçlü, köklü etkisi olmak üzere, meselenin hayati öneminin bilincinde olarak, önerilerimizi, yönetim kademeleri ve kamuoyuyla paylaştık, paylaşmaya da devam edeceğiz.
2015 yılı Ağustos ayı, 3. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine sahne olmuş; toplu sözleşmenin ilk gününde eğitim çalışanları iki müjde almıştır. Eşi özel sektörde çalışanlar için konulan 3 yıl sigortalılık şartı; teklifimiz ve ısrarımız üzerine Milli eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın da çerçeve yönetmelik değişmeden inisiyatif kullanmasıyla ilk gün masada çözülmüştür. Birçok eğitim çalışanını huzursuz veya mağdur eden bu konunun çözüme kavuşmasında eğitimcilerden yana tavır koyan, yönetmeliğin düzenlenmesini beklemeden atama kılavuzunda konuyu çözüme taşıyan Sayın Bakan Nabi Avcı’ya bu konuda gösterdiği hassasiyet için eğitim çalışanları adına teşekkür ediyoruz. Bu yıl atanan yeni öğretmenlerimizi de kapsayarak yaklaşık 400 bin kamu çalışanına bir derece verilmesi de birilerinin provokasyon arayışlarının içinde olduğu ilk gün, Eğitim-Bir-Sen’in masada provokasyona müsaade etmeyen stratejik mücadelesi ve kararlı duruşu neticesinde provokasyoncuların değil çalışanların kazandığı gün olmuştur. Toplu sözleşme süreci baştan sona, hayır denilerek hep birlikte ayağa kalkılması gereken yerde “hayır”, kazanım elde edilen yerde “evet” denilerek, makul teklif, kararlı mücadele yöntemiyle herkesin kazandığı bir sürece dönüştürülmüştür. Neticesinde nöbet görevi için ücret ödenmesi, sınav görevlerinde ücret adaletsizliklerinin giderilmesi, hafta sonu kurslarında görevli memur ve hizmetlilere fazla mesai ücreti ödenmesi, YURTKUR ve üniversite yurtlarında çalışanlara fazla çalışma ücretinin yüzde 100 artırımlı ödenmesi, KYK sözleşmeli personeline de artırımlı fazla çalışma ücreti ödenmesi, Cuma namazı saatinde öğle tatili konusunda düzenleme yapılması kararı gibi eğitim çalışanları açısından önemli kazanımlar elde edilerek kronikleşen bazı sorunlar çözüme kavuşturulmuştur. Bu sorunların tartışıldığı komisyon toplantılarında Kamu İşveren Heyeti Karşısında çözüm odaklı yaklaşımları dolayısıyla, Milli eğitim Bakanlığı bürokratlarına, KYK ve YÖK temsilcilerine eğitim çalışanları adına teşekkür ederiz.
Toplu sözleşme kazanımlarıyla birçok problemin kökten çözüldüğü yapıcı iklimin devamında eğitimin kalitesini artırmak, eğitim çalışanlarının daha verimli çalışmalarını sağlamak adına paydaşlarla müzakere edilerek yeni adımlar atılmalıdır. Daha önce Kurum İdari Kurul’unda (KİK) imza altına alınan kararlar bir an önce uygulamaya konulmalıdır.
Öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizliğin ortadan kaldırılması, ek ders esaslarındaki adaletsizliklerin son bulacağı bir düzenlemenin yapılması, öğretmen açığının derhal kapatılması, eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşadıkları problemlerin giderilmesi, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunların nihayete erdirilmesi, yükseköğrenim öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarının karşılanması açısından 2015-2016 eğitim öğretim yılı içerisinde gerekli adımların atılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na bazı önemli başlıklar altında çağrıda bulunuyoruz.