2018 yılında ekonomik anlamda yaşanan sıkıntılı ve çalkantılı sürecin sonunda birçok kişinin gelecek ile ilgili kafasının hayli karışık olduğu görülmektedir.
2108 yılı ülkemiz açısında birçok ekonomik ve siyasi sorunun olduğu ve özellikle bundan yararlanmak isteyen iç ve dış güçlerin yaptıkları manipülasyon hareketleri ile yoğun bir çalkantının olduğu yıl olarak hafızalara kazınacaktır. Özellikle döviz fiyatlarının dolar bazında 7 TL’yi görmesi ile birçok firma fırsatçılık yaparak çok yüksek oranlarda zam yapmıştır. Döviz fiyatlarının 5,30 seviyelerine inmesine rağmen yapılan zamların geri alınmaması ise vatandaşların çok yoğun bir tepkisine yol açmaktadır.
Bu anlamda devlet olarak yaşananların en az hasarla atlatılmasına yönelik yoğun çalışmalar ve enflasyon ile mücadele programı doğrultusunda büyük başarılar yakalanmış ve Kasım 2108 enflasyon oranı son 40 yılın rekoru olarak eksi 1,44 çıkmıştır. Bu durum yaşanan kötü sürecin etkilerinin azalacağı ve ekonomik anlamda 2019 yılının çok iyi geçeceği düşünülse de son dönemde yaşananlar ve yapılan açıklamalar vatandaşın kafasını oldukça karıştırmış ve olumlu beklentilerin bir miktar azalmasına yol açmıştır.
2019 Yılında Yüzde 25 Enflasyon İddiası
Son günlerde özellikle enflasyonda yaşanan düşüşün suni olduğu ve yapılan KDV ve ÖTV indirimleri ile birlikte insanların düşen alım güçlerinin bu eksi enflasyona sebep olduğu ifade edilmektedir. Bu doğrultuda birçok şirketin zor durumda olduğu ifade edilmektedir. Yapılan KDV ve ÖTV indirimlerinin ortadan kalması ile birlikte tekrar enflasyonunun yukarı yönde bir eğilime yöneleceği ifade edilmektedir.
Uluslar arası bir derecelendirme kurumu ise son açıklamasında ülkemizde 2019 yılında büyüme rakamlarının oldukça azalacağına ve enflasyonun yüzde 25 civarında olacağını ifade etmişlerdir. Son olarak TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan bugün yaptığı açıklamasında yaşananlarla ilgili oldukça önemli ve ses getirecek açıklamalarda bulundu. Özilhan açıklamasında, "Konkordato ilan eden şirketlere her gün bir yenisi ekleniyor. Moraller bozuluyor. Reel sektör önünü göremiyor. Eğer iflaslar başlarsa durum daha da kötüye gider" şeklindeki açıklamaları özellikle hükümete ve ekonomi çevrelerine büyük bir uyarı olarak görülmektedir.