Milli Eğitim Bakanı İsmet YILMAZ : "Kaliteli eğitim diyoruz ama ikili eğitimde kaliteli eğitimi verebilmek, sağlayabilmek mümkün değil. O halde ne yapmak lazım? İkili eğitimi ortadan kaldırmak lazım." dedi.
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesine bağlı Elmasbahçeler Mahallesi'nde, 5'i hayırseverler tarafından yaptırılan 18 eğitim kurumunun hizmete açılması nedeniyle Salih Şeremet Ortaokulu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, eğitime katkıda bulunanlara, emeği geçenlere teşekkür etti.
Yılmaz, Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatı doğrultusunda daha kaliteli bir eğitimi çocuklara sağlamaları gerektiğini vurgulayarak, "Değişmez hedefimiz; kaliteli bir eğitim ve fırsat eşitliğini herkese eğitimde sağlamamız lazım. Kaliteli eğitim diyoruz ama ikili eğitimde kaliteli eğitimi verebilmek, sağlayabilmek mümkün değil. O halde ne yapmak lazım? İkili eğitimi ortadan kaldırmak lazım." diye konuştu.
"BEN İLKOKULU DA LİSEYİ DE 70 KİŞİLİK SINIFLARDA OKUDUM"
İkili eğitimi ortadan kaldırabilmek için yeni okulların, dersliklerin yapılması gerektiğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Ben ilkokulu da liseyi de 70 kişilik sınıflarda okudum. Ama şimdi Cenabı Allah'a hamdolsun tüm Türkiye'de 30'un altında derslik başına düşen öğrenci sayısına ulaştık. Ancak 58 bin derslik ihtiyacımız var tüm Türkiye'de ikili eğitimi sonlandırmak için. Başbakanımız bu talimatı verdiğinde 77 bin derslik ihtiyacımız vardı, şimdi 58 bine düştü. Genelde bu 58 binin de çoğunluğu 30 tane göç alan büyükşehirlerde. Bursa da bunlara dahil. Allah nasip ederse hep beraber el ele çalışacağız, inşallah 2019'a da bırakmadan bu yıl sonuna kadar, yeni eğitim-öğretim yılında inşallah devlet-millet iş birliğiyle biz bu ikili eğitime Bursa'da, tüm Türkiye'de son veririz."
Yılmaz, bir ülke için yapılabilecek en önemli, katma değeri en yüksek olan yatırımın eğitim yatırımı olduğunu, bu anlayışla ülke genelinde yaklaşık 60 milyar liralık, Bursa'da da 1,5 milyar liraya yaklaşan eğitim yatırımı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"MİLLİ GELİRDE EĞİTİME AYRILAN PAY YÜZDE 6,2"
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin her alanda olduğu gibi, eğitimde de çok önemli mesafeler katettiğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu, eğitime yapılan yatırımlarla mümkündür. İyi bir sağlık, ulaşım sisteminiz, sanayiniz, ticaret hacminizin olmasının en büyük nedeni, iyi ve kaliteli bir eğitime sahip olmaktan geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak herkesin kaliteli bir eğitime ve öğretime eşit şartlar altında erişmesini, çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve değerleri almasını, girişimci, yenilikçi, iletişime ve öğrenmeye açık, öz güvene sahip, sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesini istiyoruz. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla büyük ölçüde eğitime erişimi çözdük. Nitelikli bir eğitim ve herkes için bir eğitime fırsat eşitliğini değişmez ve daimi bir hedef olarak görüyoruz. Zaten bugün Türkiye'de kaliteli bir eğitim üzerine tartışma başlamışsa, bu altyapının büyük oranda çözülmüş olmasından kaynaklanıyor."
Yılmaz, 1 milyonun üzerindeki öğretmenle 18 milyona yaklaşan öğrenciye eğitim verildiğini hatırlatarak, "Bu eğitime Türkiye'nin merkezi hükümet bütçesinden yaklaşık yüzde 18'ini ayırıyoruz. 2018'de ayırdığımız 134 milyar 727 milyon lira. Bütçenin yüzde 18'inden daha fazla. Milli gelirin kaçına tekabül ediyor? Milli gelirde eğitime ayrılan pay yüzde 6,2. Bu rakamla Türkiye Avrupa'da milli gelirinden en fazla eğitime kaynak ayıran ülke durumundadır." dedi.
"YANLIŞ ALGIYI İLERİ SÜRENLER, İDDİA EDENLER VAR"
AK Parti'nin iktidara geldiğinde ortalama eğitim süresinin 5,5 yıl olduğunu, şimdi ise 8 yıla yükseldiğini belirten Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. Bir de okul öncesi eğitimi de yaygınlaştırıyoruz. Allah nasip ederse önümüzdeki yıldan itibaren eğitimin her kademesinde okullaşma oranının ve ortalama eğitim süresinin arttığını göreceğiz. 15 yaş üzeri okur yazar oranı 2002'de yüzde 85,1 idi. Şimdi 15 yaş ve üzerinin yüzde 95'i okur yazar. Genel okullaşma oranı 2002'de yüzde 62 iken şimdi yüzde 82'nin üzerine çıktı. Bir de bu sıralarda 'Kızları erken evlendiriyorsunuz. Dolayısıyla kızlar okuldan alınıyor' diye yanlış algıyı ileri sürenler, iddia edenler var. Bunun da doğru olmadığını açıkça belirtmek isterim. 2002'de kızlar için okullaşma oranı yüzde 88 idi. Bugün ilkokullarda yüzde 91, ortaokullarda yüzde 95. Yine 2002'de kızlar için okullaşma oranı orta öğretimde yüzde 42 iken bugün yüzde 82. Yüzde 100'den daha fazla artırmışız. Yüksek öğretimde kızların okullaşma oranı 2002'de yüzde 12 idi şimdi oranı yüzde 44. Türkiye'yi bu duruma getirenler, yüzde 12 eğitim imkanı sağlayanlar şimdi bizi eleştiriyorlar. Dolayısıyla eleştiriler doğru değildir. Kızlarımızın yüksek öğretimde okullaşma oranı erkeklerden daha fazla. Erkeklerde bu oran yüzde 40. Önümüzdeki dönemde çok daha iyi yerlere geleceğiz."
Yılmaz, Diyarbakır'da 5 yaş için okullaşma oranının yüzde 95, Hakkari'de yüzde 90, Erzincan'da ise yüzde 99 olduğunu vurguladı. Yılmaz, "Bursa'da da yüzde 64'ün üzerinde. Önümüzdeki dönemde yüzde 90'a yaygınlaştırdığımızda o zaman 4 yaşı da alacağız. 4-5 yaş okul öncesi eğitimde okullaşma oranını yüzde 90'a çıkardığımızda Türkiye'nin geleceği çok daha aydınlık olacaktır." dedi.
"20 BİN ÖĞRETMEN ALIMINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Bu yıl, belirlenen pilot okullarda yaklaşık 130 bin öğrenciye haftada 15 saat yabancı dil eğitimi verildiğine dikkati çeken Yılmaz, ilerleyen yıllarda bunu yaygınlaştıracaklarını aktardı.
Özel yetenekli çocuklara Bilim Sanat Merkezlerinde (BİLSEM) eğitim verildiğine değinen Yılmaz, "Bunlar için özel bir okul uygulaması yoktu. Bu yıl ilk defa BİLSEM sınavları esas alınarak 30 orta okuldan ve 30 liseden 60 öğrenciyi bir araya getirerek İstanbul'da bir araştırma okulu kurduk. Önümüzdeki yıldan itibaren bu okulları Ankara'da, İzmir'de ve ihtiyacı olan diğer illerde yaygınlaştıracağız. Her kimin eğitim bakımından her ne ihtiyacı varsa onu karşılayacağız." diye konuştu.
Bakan Yılmaz, AK Parti iktidarları döneminde 584 bin öğretmen atamasının gerçekleştirildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bugün her 3 öğretmenden 2'sinin ataması bizim dönemimizde gerçekleştirildi. Özlük haklarını da kısmen iyileştirdik. Haftada 15 saat ek dersle birlikte 2002'de öğretmenimize verilen toplam aylık 635 lirayken bugün 4 bin liraya yaklaşmış durumdadır. 2002'deki dolar karşılığı 380 doların altıydı, şimdi ise kura göre 940 ile 950 dolar civarında. Yine öğretmen ihtiyacımızı karşılamak üzere önümüzdeki ay duyurusuna çıkacağız. 20 bin öğretmen alımını gerçekleştireceğiz. Yeni öğretmenlerimizle birlikte eğitim ailemizi daha da güçlendirip 18 milyon evladımıza, 7 milyon 700 bin de üniversitede var, toplam 25 milyon evladımıza hak ettikleri nitelikli ve kaliteli eğitimi vereceğiz."