Bir suçtan bulunduğu cezaevinde mahkum arkadaşlarının, bir infaz koruma memurunun hükümlü ve tutuklulara uyuşturucu temin ettiği yönündeki sözlerini gerçek zanneden genç, durumu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdi. Suç duyurusunda, infaz koruma memurunun mahkumlara uyuşturucu madde temin ettiğini öne süren mahkum, hayatının şokunu yaşadı. Arkadaşlarının gazına geldiğini, şaka amaçlı söylenen sözleri gerçek olarak algılayarak suç duyurusunda bulunduğunu belirten genç mahkum, şikayetinden vazgeçti. Savcılık, olayla alakalı soruşturma başlattı. İddiasından dönen mahkum hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 'İftira' suçundan dava açıldı.
Mahkeme, sanığın beraatine hükmetti. Savcılık karara itiraz edince devreye Yargıtay 8. Ceza Dairesi girdi.
Emsal nitelikteki kararda şu ifadelere yer verildi: "Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olan sanığın, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı'na hitaben yazmış olduğu dilekçesinde, infaz koruma memuru olan mağdura iftira atmıştır. Mağdurun, cezaevindeki bazı mahkumlara uyuşturucu madde tedarik ettiğini belirterek suç duyurusunda bulunmasının ardından Savcılığa hitaben yeni bir dilekçe yazarak, isnat ettiği suça ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, cezaevindeki diğer mahkumların kendisine şaka yaptığını bu nedenle özür dilediğini ve şikayetini geri çektiğini belirtmiştir. Sanığın iftirasından döndüğü anlaşılmakla, sanığa yüklenen iftira suçunun yasal unsurları oluştuğundan, sanığın TCK.nın 267/1, 269/2 maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."