Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın 13. celsesi, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) İstihbarat Başkanı eski Tuğgeneral Aydemir Taşçı'nın savunmasıyla tamamlandı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada Taşçı, savunmasına 15 Temmuz'da hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileyerek başladı.
Sanık Taşçı, 15 Temmuz'da "sızma teşebbüsü var" denilerek Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahına çağrıldığını, karargaha girdikten sonra öncelikle bu sızma faaliyetini engellemeye, darbe teşebbüsünden haberdar olduktan sonra da darbe faaliyetini engellemeye çalıştığını savundu.
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı emekli Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın, karargaha sızma teşebbüsüne zamanında reaksiyon göstermediğini öne süren sanık Taşçı, Yazgılı'nın tüm bilgileri maiyetinden sakladığını, tek başına kararlar aldığını ve bunun da darbe faaliyetini engellemede zaman kaybına neden olduğunu iddia etti.
15 Temmuz'da Akıncı Üssü'ne hiç gitmediğini, sadece saçları dökük sivil kıyafetli bir kişinin kendisine benzetilmesi nedeniyle suçlandığını iddia eden Taşçı, "Allah'a şükürler olsun ki mahkeme başlamadan, iddianame yazılmadan benim Akıncı Üssü'ne gittiğim bilgisi emniyetin raporuyla çürütülmüş. Ancak rapor iddianamede dikkate alınmamıştır." dedi.
Akıncı Üssü'ne gitmediğini ve 15 Temmuz'da HKK karargahında bulunduğunu savunan Taşçı, HKK personeli ve karargahtaki subayların tanıklığının kendisini teyit edeceğini söyledi. İddianamede Korgeneral Mehmet Şanver'in düğününe katılmayan generallerin darbeciymiş gibi gösterildiğini öne süren sanık Taşçı, düğüne davet edilmediğini, davetsiz olduğu bir yere gitmesinin beklenilmemesi gerektiğini kaydetti.
İddianamede Akıncı Üssü'ne gidip, darbe faaliyetlerine katıldığı ve tekrar HKK karargahına döndüğünün belirtildiğini hatırlatan Taşçı, "Genelkurmay'ın önünde bombalamalar yaşanırken, yollar kapanmışken benim HKK karargahından çıkıp, Genelkurmay kavşağından geçerek Akıncı Üssü'ne gidip geri dönmem mümkün görünmemektedir, hayatın doğal akışına uymamaktadır. Benim Akıncı Üssü'nde olduğumu ifade eden bir Allah'ın kulu da yoktur." diye konuştu.
Taşçı, 15 Temmuz'da Genelkurmay karargahında düzenlenen terörle mücadele harekatı toplantısına katıldığını, toplantıya kuvvet komutanlıklarının üst düzey yetkililerinin, jandarma, emniyet ve MİT'in yetkililerinin katıldığını ifade etti.
Sanık Taşçı, "Türkiye'nin emniyet ve güvenlik birim temsilcileri elimizin altındaydı, bu kişilere hızlı şekilde talimat ve emir verme fırsatınız var. Fakat MİT Müsteşarının alınacağına yönelik bilgiden daha büyük olaylar olacağı öngörüsüne sahip komutanlar, yetkililer, ellerinin altındaki güvenlik birimlerinin temsilcilerine bu bilgiyi aktarmamışlar, 250 kişinin şehit olmasına sebep olmuşlardır. Bu saatten sonra 'darbeyi önlemek için ne yaptınız?' soruları manasızdır. Stratejik seviyedeki hata, taktik seviyedeki manevralarla düzeltilemez." savunmasını yaptı.
Toplantının ardından evine gittiğini belirten Taşçı, akşam saat 20.45'te Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri eski Albay Veysel Kavak'ın askeri hattan arayarak, kendisini çağırması üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahına döndüğünü söyledi.
Mahkemeye eliyle çizdiği krokiyi gösteren Taşçı, kendisinin ve Cevat Yazgılı'nın odasının bulunduğu yerleri anlattı.
Karargaha sızma olacağına dair duyum olduğunun söylenmesi üzerine yolu kontrol ettiğini ve polisleri gördüğünü ifade eden Taşçı, durumun ciddi olduğunu düşündüğünü söyledi.
Yazgılı'nın makamında olduğunu öğrenince yanına gittiğini ve aldığı duyum ile gördüklerini aktardığını dile getiren Taşçı, Yazgılı'nın bunlara tepkisiz kaldığını öne sürdü.
Buradayken kimsenin kendisine uçuş yasağından söz etmediğini savunan Taşçı, jetlerin alçaktan uçması nedeniyle karargaha sızma tehdidinin büyük olduğuna kanaat getirdiğini iddia etti.
Taşçı, karargahtaki cep telefonlarını toplatmasına ilişkin savunmasında ise içeriden birilerinin karargaha sızmaya çalışan teröristlerle irtibatlı olabileceği gerekçesiyle bu yola başvurduğu iddiasında bulundu.
Bu sırada darbe girişiminden haberdar olmadığını, Yazgılı'nın da kendisini bilgilendirmediğini ileri süren Taşçı, Genelkurmay Başkanlığından gelen sıkıyönetim uygulama emrini görünce kanaatinin değiştiğini anlattı. Taşçı ayrıca, emrin ekindeki listede bulunduğu göreve devam etmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
Daha sonra Yazgılı'nın, kimsenin bulunduğu yerden ayrılmamasını emrettiğini, aksi davranışta bulunanların tutuklanmasını istediğini aktaran Taşçı, kendisinin de bu emre itaat ederek, bulunduğu odadan televizyondan gelişmeleri takip ettiğini söyledi. Sanık Taşçı, ertesi gün Yazgılı tarafından merkez komutanlığından gelenlere darbeci şüphesiyle teslim edildiğini anlattı. Taşçı, hakkındaki tüm suçlamaları reddederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın 13. celsesi Taşçı'nın savunmasıyla tamamlandı. Duruşma yarın Taşçı'nın çapraz sorgusuyla devam edecek.