Kafkas Üniversitesinde (KAÜ) görev yapan Türk Eğitim-Sen'e üye öğretim görevlileri, ''Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'' adıyla Güneydoğu'daki sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla ilgili bildiri yayınlayan akademisyenlere tepki gösterdi.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özmen, yaptığı basın açıklamasında, geçtiğimiz günlerde bazı akademisyenler tarafından imzalanarak kamuoyuna lanse edilen bir bildiriyi ibretle ve hayretle okuduklarını söyledi.
Bildirinin ardından ortaya çıkan gelişmeleri izlediklerini belirten Özmen, ''Akademik alanda yapılan sahtekarlıklardan biri verileri çarpıtmak ve objektiflikten uzaklaştırmaktır. Bu durum son günlerde akademik dünyada olup bitenleri özetlemeye yetiyor" dedi.
Ülkenin bir bölümünde yaşanan gerçekleri bilim insanı kimliğini kullanarak çarpıtmanın, dünya ve Türkiye kamuoyunu yanıltarak, bilimsel etiğe aykırı bir durum olduğunu ifade eden Özmen, bu çarpıtmanın aynı zamanda yasal bir suç olduğunu, bilimsel etiğe aykırı bu durumu ve aynı zamanda yasalara göre işlenmiş olan bu suçu fikir hürriyeti olarak kamuoyuna sunmak gibi trajik aynı zamanda da komik bir durumla karşı karşıya olunduğunu savundu.
Özmen, yapılmak istenenin, gerçekleri çarpıtarak terör örgütünün paralelinde ve yanında durmak, terör örgütünün güvenlik güçlerine yaptığı saldırıların ve patlattıkları bombaların etkisini güçlendirecek kalemşor bir davranış olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Konuşması gerekenler susup konuşmuyorsa mazlumun hakkı çiğneniyor demektir. Bu nedenle bizler sağduyulu bir biçimde, taşıdığımız akademisyen kimliğinin sorumluluğunu yerine getirmek için burada siz değerli basın mensuplarının karşısında bulunmaktayız. Bizi bugün buraya vicdanlarımız getirdi. Ülkemizin bir bölümünde yaşananlara, bu gün insan olan hiç kimse duyarsız kalamaz. Ülkemizde akademisyenler adına söz söyleme yetkisinin kendilerinde olduğunu sananlara, kendilerinden başka akademik düşünen insanları yok sayan ve tüm akademisyenler adına söz söyleme cüretini de kendilerinde bulanların karşısında, bilimsel ve insani bir duruş sergilemek için buradayız.''
Özmen, ''Yalın ayak dondurucu soğukta terör ablukasından bir Mehmet'in sırtında kurtarılan yaşlı ninemizin feryadını duymayanlara, şehit baba ve çocuğunun tabutlarının yan yana konulduğu cenaze merasimlerini görmeyenlere, kepenkleri kapatılmış, ekmeğe muhtaç duruma düşürülen bölge esnafının sesini duymayanlara, okulları yakılıp sokaklara mahkum edilen çocuklarımızın, masumiyet dolu bakışlarını anlamayanlara, parklarında çocukların cıvıltısı yerine mermi seslerinin yankılandığı şehirleri ve ilçeleri görmeyenlere, bu ülkenin huzuruna ve kardeşliğine kast edenlere ve bu ülkenin imkanlarını kullanarak akademik dereceler alıp daha sonra bu ülkeye ihanet edip kin ve nefret söylemiyle halkı bölen sözüm ona akademiklere diyoruz ki, siz insanlığı aldattınız, insanlık onurunu ayaklar altına aldınız, insanlık suçu işlediniz ve siz suça ortak oldunuz'' ifadelerini kullandı.
İnsan hakları evrensel beyannamesinde "yaşama hakkı temel bir haktır" ifadesinin yer aldığını vurgulayan Özmen, ''Bu ifadede yer alan en temel hak olan 'yaşama hakları' ellerinden alınmış olan bölge insanımızın haklarının korunması için, canlarını ortaya koymuş olan güvenlik güçlerimize saldırılarda bulunan kandırılmış teröristleri bir kez daha kandırmak amacıyla yapılmış olan bu hamle, bölge halkının dirayetiyle ve güvenlik güçlerimizin özverisiyle başa çıkacaktır" dedi.
Özmen, güvenlik güçlerinin gerek ulusal yasalardan gerekse evrensel yasalardan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmekte olduklarını, yaşama hakkının garantisi olarak abluka altına alınmış olan vatandaşları korumak için canla başla görev yaptıklarını aktararak, "Bu vesileyle bölgede görev yapmakta olan güvenlik güçlerimizi, yiğit evlatlarımızı, isimsiz ve unvansız kahramanlarımızı yürekten selamlıyoruz. Allah yardımcıları olsun'' şeklinde konuştu.
