Ağrı'da düzenlenen "Hz. Hüseyin-Yasin ve Kerbela" adlı programda konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin, Kerbela hadisesi ile günümüzü mukayese etti.
Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi tarafından Kültür ve Kongre Merkezinde "Hz. Hüseyin-Yasin ve Kerbela" adlı program gerçekleşti.
İlahiyatçı Suat Çelik'in sunuculuğunu yaptığı program, Yeşil Cami imamı Hüseyin Bocuk hocanın okuduğu Kuran tilaveti ile başladı. Tilavetin ardından Kerbela hadisesi hakkındaki sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterim sırasında duygulanan halk gözyaşlarına hakim olamadılar.
Program Grup Vahdet'in Hz. Hüseyin ve Yasin Börü üzerine bestelenen eserleri seslendirmesi ile devam etti.
Daha sonra Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin bir konuşma yaptı.
Said Şahin konuşmasında, Kerbela'da yaşanan hadise ile günümüzü kıyaslayarak, günümüz İslam dünyasında Kerbela'da yaşananların karşılığının olduğunu söyledi.
Yezid'in saltanat için her şeyi yaptığını kaydeden Said Şahin, günümüz İslam dünyasında da mevki makam için inancı, kişiliği ve kimliğinden vaz geçen insanların olduğunu kaydetti.
Said Şahin konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Kerbela İslam için bir faciadır. Kerbela; ashap çocuklarının, peygamber çocuklarını katlettiği bir hadisedir. Kerbela bir başkaldırıdır, bir boyun eğmeyişin hadisesidir. Kerbela hadisesinde ilginç yanlar var. Kerbela'daki karakterler, günümüzdeki İslam toplumu içerisinde karşılığını bulan karakterlerdir. Kerbela'da hepimizin bir karşılığı vardır. Şu anda İslam dünyasında yaşayan Müslümanların veya insanlık aleminde yaşayanların Kerbela'da karakter olarak hepimizin bir karşılığı vardır. Kerbela'nın en büyük karakterlerinden birisi Yezid'dir. Saltanatı için ahretini berbat eden, Peygamber çocuklarını öldüren Yezid'in saltanatı yıl sürmüş sadece. Ve bütün bunlar bir yıl içinmiş. Bu tablo karşısında bugünün yezidleri geçmişin yezidlerinden ibret almaları lazım. İslam coğrafyası içersinde çokça yezidler var. İslam toplumlarına hükmediyorlar ama dini kendilerine alet ediyorlar. İslam toplumlarına hükmediyorlar ama haramın her türlüsünü işliyorlar. Tarihin çöplüğünde çok zalim yezidler, hükümdarlar var. Ve hak ile savaşlarında hep kaybetmişlerdir, kaybetmeye de mahkumdurlar."
Said Şahin, "Kerbela'da dünyadaki makam için ahretini satanlar vardı. Günümüz İslam dünyası içinde böyle. Makam için ahretini satanlar var İslam dünyasında. Zalimlerin korkusundan mevki için ahretini, kişiliğini satanlar var günümüz dünyasında. Bir milletvekilliği için din düşmanları ile beraber geçmişi İslamcı olan ve vekillik ahretini satabilen İslamcılar var günümüz dünyasında. Ders alacağımız karakterler var Kerbela hadisesinde." dedi.
"Kerbela da şehitler ve şahitler vardı"
Hz. Hüseyin Kıyamının İslam için çok önemli olduğunu vurgulayan Şahin, Kerbela da şehitlerin ve şahitlerin olduğunu belirtti.
Said Şahin, "Aynı zamanda Kerbela'da kahramanlarda var. Hz. Hüseyin gibi. Kişiliğini, karakterini, inancını mevki makama satmayan bir Hüseyin. Ve beraberinde Hz. Zeynepler vardır. Hz. Hüseyin kıyam etmesi gerekiyordu. Eğer kıyam etmeseydi, kendinden sonraki alimlere kötü örnek olacaktı. Hz. Hüseyin'e, Küfelilerin ihanet edeceğini düşünen yakınları Hz. Hüseyin'in gitmesine engel olmak istiyorlar. Engel olamayacaklarını görünce kadın ve çocukları kendi yanında götürmesine mani olmak istiyorlar. Hz. Hüseyin ise kendilerine 'Şehitler ve şahitler beraber olmalıdır. Yani şehit olacağız onlarda şahit olacaklar ki davamızı sürdürsünler' diyor. Zaten Müslüman için 2 seçenek vardır; ya şehit olacak yada şahit olacak." şeklinde konuştu.
Şehit Yasin Börü ve arkadaşlarının hem şahit olduğu ve hem de şehit olduklarını belirten Said Şahin, geçen yıl Ekim ayında gerçekleşen vahşetin hikayesinin 30-40 yıla dayandığını anımsattı.
"Şehit Yasin ve arkadaşları bizleri muhkem kıldılar"
Geçen yıl 6-7 Ekim tarihinde gerçekleşen katliamın, hak ve batılı ayıran bir Furkan olduğuna değinen Said Şahin, "İşte yıl dönümünde andığımız Şehit Yasin Börü ve arkadaşları, bir taraftan şahitlik ettiler bir taraftan da şehit oldular. Onlar şehit oldu bize de şahitlik düştü. 6-7 Ekim olaylarının 2 yönü vardır. Tıpkı Kerbela olayı gibi. Biri dinidir diğer biri ise siyasidir. Ashab-ı Uhdud’daki genç gibi Yasin ve arkadaşları kendi canlarını vererek hakkın ortaya çıkmasına vesile olmuşlar. Yasin Börü ve arkadaşlarını, İslam tarihinde gerçekleşen birçok hatırayı kendi hayatları ve hadiselerinde birleştirmişler. Ve Yasin'in hikayesi camia olarak 30 yıllık yaşadığımız bir hikayemizdir. Bu toprakların 30-40 yıllık bir hikayesidir. Bir vahşete uyandı bütün Türkiye Yasin ve arkadaşlarının şahsında yaşanan katliamla bütün Türkiye bir vahşete uyandı. Gözü dönmüş, insanlıktan çıkmış bir kitlenin gencecik masum çocukları nasıl katlettiğini, katlederken de nasıl canavarlaştığını bütün Türkiye bir kabusla uyanarak gördü. Ama bu kabus içerden çoktan yaşanıyordu. Bu kabus içerde 30 yıldır yaşanıyordu. İnanın öyle vahşetler var ki yaşanmış olup da bilinmeyen, yine PKK canileri tarafından işlenen. Şehit Yasin ve arkadaşları vahşeti yaşayarak bu vahşetin boyutunu gösterdi. Şehit Yasin ve arkadaşları hak ile batılı ayıran bir Furkan oldular. Kuran'da müteşabih (anlamı bilinmeyen), muhkem (anlamı bilinen) ayetler vardır. Bizde müteşabih ayetler gibi anlamı bilinmeyen ve yanlış yorumlanan bir camiaydık. Ama Şehit Yasin ve arkadaşları anlamı bilinir kılan bir ayet oldular." ifadelerini kullandı.
"Kobani bahaneli olaylar planın son vuruşlarıydı"
Emperyalistlerin 6-7 Ekim olayları günümüzün Kerbelası olduğunu söyleyen Said Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu olaylar neden yaşandı. Bu olaylar siyasi olayladır aynı zamanda. PKK ve siyasi kanadı HDP Marksist ideoloji hizmet ettikleri için bu olaylar yaşandı. Ama bunun ötesinde İslam coğrafyasının üzerinde emeli olanların planı doğrultusunda yaşandı bu olaylar. Yani daha net bir ifade ile emperyalist dünya ABD, Rusya, AB ile emperyalist güçlerin İslam coğrafyasındaki hesapları için yaşattı. İslam coğrafyasını yeniden dizayn etmek istiyorlar. Yapılamaya çalışılan ihanetin bir ayağı da PKK, HDP'ye verildi. İslam ümmeti ile birlikte olmak isteyen Kürtler, İngilizleri kızdırdılar. Ve 4 parçaya bölündüler. Ve İngilizlerin tayin ettikleri zalimler ile sürekli dövdürüldüler. Yani ulusçuluk damarlarını geliştirdiler. Bir yandan da Kürtleri İslam dünyasına düşman kılacak projeler geliştirdiler. IŞİD'in Kobani'ye saldırıması ile ekim ayında başlatılan Kobani bahaneli olaylarda bu planın son vuruşlarıdır. Kürtlerin ulusçuluk damarını geliştirmenin son vuruşlarıdır bunlar. Ve olaylar ile İsrail'in önünü açmak vardır. ABD bir taraftan kendi isteğini gerçekleştirip, İsrail'i rahatlatmak istiyor. Hem istikrarsızlık üzerinden insansızlaştırıyor sahayı hem de İslamsızlaştırıyor. Ve bir taraftan da ekonomik kaynaklara sahip olacak ortam şartlar enerji nakil yolları oluşturuyor. Ve bütün savaşlar bunun üzerine veriliyor. Bizde orada ümmetin bu tür planları karşısındaki ön cephesiyiz. Maalesef böyleyiz. Biraz yalnız kaldığımız için maalesef diyorum."
Program Grup Vahdet'in seslendirdiği eserlerin ardından İlahiyatçı Suat Çelik'in yaptığı dua ile son buldu.
Programa siyasi parti, STK temsilcileri, kanaat önderleri ile beraber halktan yoğun katılım oldu.
Programın ardından halka ücretsiz olarak aşure ikramı yapıldı.