Köylüler köylerindeki yapıların incelenip tescillenmesini istiyor
Ağrı merkeze 17 kilometre uzaklıkta bulunan Yukarı Ağadeve (Ağadeva Jorê) köyü sakinleri ikamet ettikleri köyleri ile aynı ismi alan Ağadeve Tepesinde yer altı şehri olduğunu ve tepenin üstünde, etrafında bulunan yapılan ise tarihi yapılar olduğunu belirttiler.
Tepenin zirvesinde çeşitli yapıların kalıntıları ile tepenin ortalarında yer alan, doğu, güney ve batı yönlerinde bulunan 2 ila 2.5 metre yüksekliğindeki kayalara oyulmuş, her birinin yaklaşık 30 ila 50 santimetre boyunda olan 5 haç yer alıyor.
Haçların oyulduğu kayalar ile tepede aynı yükseklikte yer alan bir yapının ise eski dönemlere ait tapınak yâda kilise olduğu düşünülüyor.
Köy sakinleri kendi büyüklerinden tepedeki yapılarla ilgili sık sık hikâyelerin anlatıldığını ve konuştuğumuz köylülerde küçük yaşlarda tepede yapılara, yeraltına inen merdivenlere denk geldiklerini söyledi.
Bahsi geçen tapınak yada kilise kalıntısı
Ağrı merkezde esnaf olan ve küçüklüğü köyün meralarında hayvan otlatma ile geçtiğini söyleyen Mehmet Akbaş, küçükken tepenin batı tarafında yer altında bulunan tüneller gördüğünü ve o tünellerin içinde merdivenlere şahit olduğunu söyledi.
Ağrı'nın tarihi yapıları ile ilgili bilgilerin yer aldığı kaynaklarda bu tepede bulunan yapılarla ilgili bilgi yâda belge bulunamadığını belirten Akbaş, "Bu alanda Ağadeve Kilisesi olduğunu düşünüyoruz. Büyüklerimizden duyduğumuz ve kendi gördüklerimiz ile kilisenin yukarıda olduğu ve o kilise'den aşağıya doğru güvenlik amacı ile tünel yapıldığını düşünüyoruz. Bu tünel tepenin eteğindeki çeşmeye geliyor. 30 yıl önce yani yaklaşık 10 yaşlarında koyun otlatıyordum burada yıkık haldeki tünellerin üstünü açıyor içine bakıyorduk." ifadelerini kullandı.
Ağadeve Tepesi
Tepedeki harabeye dönmüş yapıların aksine duvarları halen duran ve girişi kemerli kapı olan yapının tapınak yâda kilise olduğu öngörülüyor. Geçmişte yapının kemerli kapısından aşağı yaklaşık 1.5 metreye kadar inen merdiven olduğunu kaydeden Akbaş, "Bu kilise ile ilgili herhangi bir kaynak yok. Bu yapı ile ilgili bir araştırma başlatılırsa insanlık tarihi ve kentimiz için önemli bir adım olacağını düşünüyorum. Büyüklerimiz buraya Dêra Ağadeve bunun Ağadeve Kilisesi anlamına geldiğini düşünüyoruz. Bu kilise yâda manastır yaklaşık bin 500 metre yüksekliğindeki tepenin zirvesine yakın yerde yer alıyor. Yapıt definecilerin yaptığı tahribat nedeni ile zaman ciddi tahribata uğramış. Bizim isteğimiz bu alanın turizme kazandırılmasıdır. Ve tepenin değişik yerlerinde kayalara kazınmış haç işaretleri mevcut buda bu bölgenin yerleşim yeri olduğu daha aşağı kısımlarda mezarlıkların olduğunu büyüklerimiz ifade ediyor." dedi.
Gençliğinde tepedeki bazı yapıları gördüğünü belirten 72 yaşındaki Ahmet Akbaş ise, "Tepenin üstünde eski yapılar vardı, tünel vardı bizim gördüğümüz. Dêr dedikleri yani kilise vardı şimdi duvarları ve kemerli kapısı duruyor. Seferberlikten 200 yıl öncede büyüklerimiz oradaki birçok yapının sağlam olduğunu belirtiyorlardı.
Tepede iki farklı çıkış vardı biri kiliseye çıkıyordu diğeri ise ikiye ayrılan kayalara çıkıyordu. Ağrı'nın ilk yapılan Hükümet Konağı taşları hep bu tepeden patlatılarak götürüldü. O patlamalarda bir yerde cami minarelerinde olduğu gibi merdiven tepenin içine iniyordu. Üzeri toprak ile kaplıydı, temizleye temizleye aşağı iniyorduk." şeklinde konuştu.
Köy muhtarı Dilaver Aslankılıç ise oradaki yapının tarihi olduğunu ve Devletin bu konuda adımlar atarak çalışmalar yürüterek alanı turizme kazandırması gerektiğini belirtti.
Aslankılıç, "Orada kilise vardı, klişenin içinden merdiven aşağı iniyordu. Biz istiyoruz ki bu alan ile ilgili bir çalışmanın yapılması. Yapılacak çalışma ile inanıyoruz ki birçok tarihi yapı gün yüzüne çıkacak." ifadelerini kullandı.