Ağrı'da Haber - Osman KAYHAN
Ağrı'nın Bilinmeyen Güzelliği: "Diyadin Meya Mağaraları" tarihe ışık saçıyor!
Ağrı'nın Bilinmeyen Güzelliği: "Diyadin Meya Mağaraları" Diyadin ilçe merkezine bağlı Günbuldu köyünde bulunan Meya Mağaraları köye yaklaşık olarak 400 metre uzaklıkta bulunuyor. Köyü çevrelemiş farklı dağların tepelerine de inşa edilmiş olan ve Meya Mağaraları olarak adlandırılan bu mağara ve tarihi kalıntılar antik bir kent görünümüne sahip.
Yaklaşık olarak 150 metre yüksekliğinde ki tepede bulunan ve 20 metrelik sarp kayalıklara oyularak yapılmış barınma yerleri, tapınak, ibadethane, oda, erzak muhafaza yerleri ve mağaralar oldukça ilgi çekici nitelikte. Barınak, ibadethane ve kayalıklarda çeşitli izlerin görülmesi farklı inançlara da ev sahipliği yaptığı anlamını taşıyor. Oldukça tahrip edilmiş olan bu antik kentten, günümüze sadece mihrap, haçlı taşlar ve mezarların kaldığı görülüyor.
"Eski İnsanların Yerleşim Yerlerinden"
Köy halkından olan sarp kayalıkların oyularak yapıldığı yerleşim alanı olduğunu belirten Ramazan Demir: "Köyümüzün, ilçemizin, ilimizin hatta ülkemizin görülmeye değer nadir yerlerinden olan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, büyük sarp kayalıkların oyularak yapıldığı Meya Mağaraları eski insanların ilk yaşam merkezlerindendir. Köyün çevresinde bulunan hemen hemen bütün dağlarda buna benzer yerler var fakat en belirgin ve günümüze tarihi yansıtan en kalıcı eser olarak burası gezilip görülecek yerlerden bir tanesidir. Turizme açılmasını bekleyen ve ülkemizin sahip olduğu ender güzelliklerden biridir. Gerçekten herkesin gelip görmesi gereken görülmeye değer bir yapıttır." dedi.
"Mağaraların İç Duvarları Sert Değil"
Meya Mağaralarını çocukluğundan itibaren bilen yine o köyde doğup büyümüş, öğrenci ve aynı zamanda çobanlık yapan Ömer Karakuş: "Buralarda doğup buralarda büyüdük. Köyümüze uzak bir yer değil. Yaz aylarında buralar çok daha güzel oluyor. Arkadaşlarımızla sürekli bu mağaralara tırmanıp boş vakitlerimizi öyle değerlendiriyoruz. Mağaraların içine giriyoruz, bizim için eğlenceli oluyor. Mağaraların alt zemini yumuşak topraktan oluşuyor ve sert bir zemin değil. Mağaraların yan ve üst zeminleri yumuşak tortulardan oluşuyor ve elinizi vurduğunuz zaman parça parça kum gibi döküldüğünü görüyorsunuz." dedi.
"İçlerinde Tandırlar Var"
Konuşmasının devamında yüksek mağaralara tırmanan Ömer Karakuş: "Mağaraların içinde tandırlar mevcut. Günümüzde kullanılan tandırlar ile aynı şekilde yapılmış. Fakat bizim kullandığımız tandırlar kadar derin değil. Belki de bizimkiler kadar derindi zamanla toprak içini doldurdu. Bazı mağaralar var içine girdiğiniz zaman insan daralıyor, kendini kötü hissediyor. Bazı mağaralarda var ki içi gayet geniş ve refah. Farklı mağaralardan birbirlerine geçiş yerleri var. Bazı mağaralarda ise taştan kapı var taşa vurduğunuz zaman arka tarafının boş olduğunu gelen sesten anlıyorsunuz." dedi.
Hayatlarını orada sürdüren ve geçimlerini hayvancılık ile sağlayan, kaplıcalara ve sıcak su kaynaklarına yakın olan, murat nehrinin doğduğu yerde bulunan ve Antik Kent niteliği taşıyan Meya Mağaraları ve burada yaşayan köy halkı ziyaretçilerini bekliyor.