İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gazze’de devam eden İsrail saldırılarının durdurulmasını ve İsrail’in Gazze’den çekilmesini istedi.
Bir dizi incelemeler ve temaslarda bulunmak üzere öğle saatlerinde Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine gelen İçişleri Bakanı Efkan Ala, buradaki incelemelerinin ardından Ağrı’ya geldi. Ağrı Valiliğini ziyaret ederek temaslarda bulunan Ala, Valilik ziyaretinin ardından Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından Belediye Açık otoparkında düzenlenen “Gönül Dostları” iftar programına katıldı. AK Parti tarafından düzenlenen iftar programına, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, AK Parti Ağrı İl Başkanı Abdurrahman Çetin ile çok sayıda partili ve vatandaşlar katıldı. Düzenlenen “Gönül Dostları” iftar programında partililer ve vatandaşlara seslenen İçişleri Bakanı Efkan Ala, İsrail’den Gazze’ye yapılan saldırıları durdurmasını ve derhal Gazze topraklarından çekilmesini isteyerek, yapılan saldırıları kınadı. Ala, “bugün Valimiz, milletvekillerimiz, Belediye Başkanımız, rektörlerimiz bütün Ağrılı kardeşlerimiz hep bir arada beraber bir iftar sofrasındayız. Temenni ederdim ki Irak’ta kardeşlerimiz, Suriye’de dostlarımız, Mısır’da dostlarımız, kardeşlerimiz aynı imkânı, rahatlıkla, huzur içerisinde iftar yapabilme imkânını bulmuş olsalardı. Gazze’de kardeşlerimiz sofralarında bomba değil, ekmek bulabilmiş olsalardı. Bunu sizlerle paylaşıyor ve izin verirseniz, Ağrılı hemşehrilerim, siz kardeşlerimle birlikte buradan bu Ramazan günü sofrasına çocuklarıyla beraber iftar açmak için ekmek kazanma peşinde olan insanları ve o sofraya koşarak gitmek isteyen çocukları bombalayan İsrail’e derhal bu insanlık dışı saldırılarını durdurma çağrısı yapıyorum ve bu saldırıları sizler adına kınıyorum” dedi.
İçişleri Bakanı Ala, “Bizler bakınız Ağrı Dağı kadar yüksek bir medeniyeti birilikte inşa ettik değerli kardeşlerim bu öyle bir medeniyetti ki bugün o bombalamaları yapanları, o saldırıları gerçekleştirenleri yurtlarından ettiklerinde, İspanya’dan sürdüklerinde gidecek yer bulamamışlardı. Bu insanlara Osmanlı yani beraber inşa ettiğimiz uygarlık kucak açmıştı. Gelin bu topraklarda barış içerisinde yaşayın diye. Şimdi onların torunları olarak onların mirasçısı olarak çağrıda bulunuyorum durdurun bu insanlık dışı saldırıları ve çekilin Gazze’den. Şimdi biz Türkiye’de Allah’a şükür hep beraber 77 milyon istikrarı yakaladık hedeflerimizi önümüze koyduk. Kendi problemlerimizi çözecek iradeyi sandıkta gösteriyoruz. Sandıkta ortaya koyuyoruz. Bizi yönetenlerde eskiden olduğu gibi gidip orada bizim irademizi başka ittifaklara peşkeş çekmiyorlar. Ve bizim irademizi bizim arzu ettiğimiz istikamette bizim problemlerimiz çözmek için kullanıyorlar. Değerli kardeşlerim bakın siz Cumhurbaşkanlığı referandumunda yani Cumhurbaşkanını ahali seçsin mi? Halk seçsin mi seçmesin mi? diye bir referandum yaptık. Ağrı yüzde 95 oy oranıyla evet biz kendi irademizle, biz cumhuruz başkanımızı biz seçeceğiz dedi. Cumhurbaşkanını biz seçeceğiz dedi. Bu ne demektir kardeşlerim artık bir sabah kalktığımızda yönetime şu el koydu, yönetime bu el koydu lafının yerine 10 Ağustosta yönetime millet el koyacak demektir. Bundan sonrada artık milletin dışında yönetime el koyma ihtimali herkes için ortadan kalmıştır. Bu istikrardır ki bizi böylesine kargaşa içerisindeki bir coğrafyada istikrar içerisinde büyümeye kalkınmaya fırsat veriyor ve oraya doğru yönlendiriyor. Ve daha önemlisi kendi problemlerimizi artık 77 milyon beraber çözme iradesini gösteriyoruz. Bu problemler bakın bize çok ağır maliyetler ödetmiş hepimize, yüreğimizden bir parça kopartmış, bütün anaların vicdanlarını sızlatmış. Hepimize çeşitli maliyetler ödetmiş sorunun adını da, sorunumuzu da masaya yatırdık ve dedik ki kardeşim bundan sonra çözüm süreci başlatıyoruz. Hep birlikte, kardeşçe kendi meselemizi kendimiz çözeceğiz. Aracıları devre dışı bırakacağız, biz kardeşiz biz oturacağız, biz vatandaşız biz oturacağız. Bu memleketin 77 milyon olarak tamamımın sahibi biziz. Bu anlayış içerisinde daha başka her birimizin bir hakkı, bir temel insan hakkı ihlal edildiğinde, bir başörtülü kardeşimizin başörtüsü sorunu gündeme geldiğinde, bir Kürt kardeşimizin Kürtçe konuşmasının önündeki engel benim masama geldiğinde biz hep birlikte temel hak ve özgürlükler söz konusu olunca biz 77 milyon birbirimizin hakkını koruyacağız. Yetmez yükselteceğiz, yetmez garanti altına alacağız. Çözüm süreci bu demektir kardeşlerim. Artık sözü olan söyleyecek. Sandığa gideceğiz, sandıktan çıkanlar yönetecek ama yönetirken de bir kişi bile olsa hakkı anasından doğuştan getirdiği temel hak ve özgürlükleri 77 milyonun garantisi altında olacak kimse onlara hiçbir otorite dokunamayacak. O bakımdan ümitliyiz, gururluyuz çünkü kendi sorunlarımızı çözüyoruz. Ümitliyiz çünkü 77 milyonu, 77 milyonun sorunlarını çözmeye ortak ediyoruz. Kardeşlerim dirençliyiz çünkü biz bizim irademize saldıranların sonra hangi pazarlıklar içerisinde olduklarını çok çok iyi biliyoruz, buna asla ve asla fırsat vermeyiz. Bu bakımdan ben eminim ki Ağrılı kardeşlerim 10 Ağustos’ta milletin makamına milletin adamını, milletin iradesiyle getirecek ve yeni Türkiye’nin değişim sürecini birlikte yöneteceğiz. Güçlü bir Türkiye, güçlü bir vatandaş temel hak ve özgürlüklerine sahip kimsenin örseleyemediği kimsenin öteleyemediği kimsenin hakkında olumsuz bir tavır ve karar alamadığı temel hak ve özgürlüklerini rahatça yaşayan bir Türkiye’yi inşa etme konusunda hep birlikte yolumuza devam edeceğiz. İnanınız bizim verdiğimiz her bir oy bu istikrarın devam etmesi için çok önemli. Türkiye’yi Suriye’ye, Türkiye’yi Irak’a Türkiye’yi başka ülkelere Allah muhafaza orada da kardeşlerimiz var benzetmek isteyenlere bir şamardır ve oradaki, Suriye’deki, Mısırdaki, Irak’taki, Gazze’deki kardeşlerimizin umuduna da bir katkıdır. Türkiye’den umuduna da bir katkıdır” şeklinde konuştu.
MİLLETİN OYU SEMBOLİK DEĞİLDİR
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partilerinin devletin başına getirilecek şahıslara sembolik makamlar, sembolikler deme gafletinde bulunduklarını söyleyen Bakan Ala, “Dilim varmıyor demeye ama milletin oyuyla seçip devletin başına getireceği kimselere şahıslara sembolik makamlar, sembolikler deme gafleti bulunanları da buradan uyarıyorum. Siz orayı darbe düzeninin düzenlemeleriyle mevzuatıyla ki millete doğru söylemiyorsunuz. Sembolik bir makam olarak tanımlamış olsanız bile milletin oyu sembolik değildir. Vatandaşın oyuna nasıl sembolik denilebilir. Sembolik bir yer için vatandaşa sandığa buyurun nasıl denir. Ama sandığa buyurun da demiyorlar biliyorsunuz. Sandığa şöyle şöyle gideceksiniz diyorlar ama ben onu telaffuz edemem edebime aykırı bulurum. Çünkü milletimiz bir adım atıyorsa bir oy veriyorsa o oyun iradesini göstermesi bakımından kıymeti ölçülemez değeri biçilemez. O iradedir iradenin ne demek olduğunu bilmeyenler nasıl siyaset yapıyor onu da anlamış değilim, inanılmaz bir gaflettir. Kardeşlerim nasıl sizin oyunuz sembolik değilse, seçeceğimiz makamda sembolik değildir. Seçimini yapacağımız Türkiye’nin liderliğini üstlenecek, değişimin liderliğini yapacak, yeni anayasanın liderliğini yapacak yeni düzenlemelerin çözüm sürecinin liderliğini üstlenecek, bizim problemlerimizin çözümlerini üstlenecek bir makamdır. Ve eğer bunu engellemek isteyenler bunu söyleyerek bir soru işareti uyandırmak istiyorlarsa o zaman şu sorunun cevabını versinler lütfen. nasıl oluyor da hepsi biraya geliyor bir sembolik makam için. Nasıl oluyor. O zaman değerli kardeşlerim kurdukları tuzağa kendileri düşerler” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yapılan konuşmaların ardından esnaf ziyaretinde bulunan İçişleri Bakan Efkan Ala, daha sonra Ağrı Merkez Camisinde, teravih namazını kıldı.