Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Milli Eğitim Komisyonunda kabul edildi.
Bu yasa tasarısının çok tehlikeli olduğunu anlatmamıza, komisyonda sakıncalarını bir bir dile
getirmemize, değiştirilmesi gereken hususları gündeme taşımamıza rağmen Hükümet yine
bildiğini okudu.
4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul
yöneticilerinin kaderinin Valilerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin iki dudağı arasına
bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki
yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere
getirilen uygulamalar ile AKP iktidarının kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının
önünün açılması, eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması,
sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna
düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmenlerinin taleplerinin karşılanmaması,
insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu
barındıran bu yasa tasarısını ŞİDDETLE VE NEFRETLE KINIYORUZ.
Düşünebiliyor musunuz; okul müdürlerinin, müdür baş yardımcılarının ve müdür
yardımcılarının 4 yılını doldurduğu taktirde görevleri sona erdirilecek, bu kişilerin yerine
getirileceklerde sınav şartı aranmayacak, karar merci Valiler ya da İl Milli Eğitim Müdürleri
olacaktır. Bu durumda 73 bin okul yöneticisinin olduğu hesap edildiğinde, eğitimde adeta bir
KIYIM yaşanacaktır. Sendikaların mücadelesi sonucu okul yöneticilerine getirilen sınav
uygulamasının bu tasarı ile kaldırılması, 19 yıl öncesine dönülmesi ADİL OLMAYI, KUL
HAKKI YEMEMEYİ, EHLİYETİ, LİYAKATİ HAYATININ MERKEZİNE ALAN
HİÇ KİMSENİN KABUL EDECEĞİ BİR DURUM DEĞİLDİR.
Eğitim fakültesini kazanmanın ne kadar zor olduğuhepimizin malumudur.Tasarıyla
eğitim fakültelerinden mezun olanların artık KPSS’de yeterli puan alması yeterli
olmayacaktır. KPSS’den yeterli puan alanlar, performans değerlendirmesinde başarılı olursa
bir yılın sonunda yazılı veyasözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Peki performansı kim,
neye göre ölçecektir? Bu durumda yandaş ve arkası sağlam olanlar, siyasi görüşü AKP
ile uyuşanlar mı öğretmen yapılacaktır? Öte yandan sözlü sınav ne anlama gelmektedir?
Sözlü sınav; akılla, izanla açıklanabilecek bir şey asla değildir. Herkes bilmektedir ki;
SÖZLÜ SINAV =TORPİL’dir.
Bu tasarı ile iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatı yeniden değiştirilecektir.
Şu anda 600 kişinin havuzda olduğu göz önüne alındığında, bu tasarının yasalaşmasıyla da
300 kişinin daha havuza alınacağı düşünüldüğünde, MEB’in hafızasının tamamen silineceği
bir gerçektir. İki yılda bir üst düzey bürokrat yemenin amacı ne olabilir doğrusu merak
ediyoruz. Merkez Teşkilatındaki tecrübeli şube müdürlerinin eğitim uzmanı yapılmasını da
aklı selim hiç kimse açıklayamaz.
Tasarıda teftiş sisteminde yapılan değişiklikler ise büyük sakıncalar doğurmaktadır.
Bakanlık denetçileri ve il eğitim denetmenlerinden oluşan teftiş sisteminin, tasarıyla sadece
eğitim denetmenlerinden oluşan bir sistem haline getirilmesi, böylece Bakanlık denetçilerinin
haklarının gasp edilmesi, mevcut statülerinin ellerinden alınması büyük bir olumsuzluktur.
Öte yandan il eğitim denetmenleri Bakanlık denetçilerinin haklarına sahip olmak istiyordu.
Bu tasarı ile il eğitim denetmenlerinin talepleri de karşılanmamıştır. Dolayısıyla tasarı, hem
Bakanlık denetçilerini hem de il eğitim denetmenlerini mutlu etmemiştir.
Dershane öğretmenlerinin KPSS şartı aranmadan mülakatla MEB kadrosuna atanması
bu tasarının ucube maddelerindendir. Bu durumun atama bekleyen 350 bin öğretmene,
atanamadığı için intihar eden, psikolojileri bozulan, ellerinde diplomalarıyla sokaklara itilen
öğretmenlere haksızlık olduğunu göremeyenler ocaklara ateş düşürmüştür. Bu tasarıyla
kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağı şimdiden belli olan iktidar, EĞİTİMİ
BAŞTAN SONA KENDİ GÖRÜŞLERİNE GÖRE DİZAYN ETMEKTEDİR.
Türk milli eğitimini yüz yıl geriye götürecek olan bu yasa tasarısı eğitimde torpili,
adam kayırmaları, yandaşlığı, ideolojik ve siyasi yapılanmaları hâkim kılacaktır. ‘İktidarın
adamı’ mantığını eğitimin her hücresine yerleştirecek olan bu yasa tasarısı çok açık
söylüyoruz ki; SİVİL BİR DARBEDİR. YAPILANLARIN DEMOKRASİYLE
UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOKTUR.
BU TASARI;
İNSAN HAKKI İHLALLERİYLE DOLUDUR. KAZANILMIŞ HAKLARI
BUDAMAKTADIR.
EĞİTİMİN YANDAŞLIKLA BİRLİKTE ANILMASINA NEDEN OLACAKTIR.
EHLİYETİN, LİYAKATİN, BİLGİNİN, TECRÜBENİN DEĞİL; AKP
İKTİDARININ ADAMI OLMANIN TEMEL KISTAS YAPILMASINA YOL
AÇACAKTIR.
SİNEN, KORKAN, İTİRAZ EDEMEYEN, BİR KÖŞEDE KENDİSİNE
ÇİZİLEN KADERİ BEKLEYEN, HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SESİNİ
YÜKSELTEMEYEN ‘KÖLELER’ EĞİTİMİN HER KADEMESİNDE
FİLİZLENECEKTİR.
Tasarı, TEK ADAMolma hevesiyle nasıl yanıp tutuşulduğunu, milli eğitimde anti
demokratik uygulamalarının nasıl yapıldığını görmekaçısından da son derece önemlidir.
Herkes bilmelidir ki; bu tasarıyı hazırlayanlar tebeşir tozu yutmamıştır, öğretmenlik
mesleğinin çilesini bilmemektedir, eğitim camiasının nasıl yönetileceğinden bihaberdir. Bu
tasarı MEB’in çalakalem yönetildiğini de göstermektedir. Oysa masa başında alınan
kararlarla, makam koltuklarında bacak bacaküstüne oturmakla, burnu kaf dağındaki
zatlarla, tek adam olma hevesiyle eğitimde başarı sağlayamazsınız.
Çok açık söylüyoruz ki; tasarı bu haliyle yasalaştığında EĞİTİM YÖNETİLEMEZ
HALE GELECEKTİR, OKULLARDAKİ BAŞARI DÜŞECEKTİR, MEB’İN
HAFIZASI SİLİNECEKTİR, MEB YANDAŞ YETİŞTİRME KURUMU HALİNE
GELECEKTİR.
İşte tüm bu nedenlerde Türk Eğitim-Sen olarak bugün Türkiye’yi eylem alanına
çeviriyoruz. Türk Eğitim-Sen tüm illerimizde tasarının geri çekilmesi için alanlara
inmiştir.Türk Eğitim-Sen olarak, MEB Yasa Tasarısının geri çekilmesi için 26 Şubat
2014 tarihinde de Eğitim-Sen ile tüm Türkiye genelinde ortak iş bırakma eylemi
yapacağız. İş bırakma eylemine üyemiz olsun ya da olmasın tüm eğitim çalışanlarımız
davetlidir.
Öte yandan bu süreçte tasarıdan doğrudan etkilenen okul yöneticilerimizin başta
AKP milletvekilleri olmak üzere tüm milletvekillerini aramasını, tasarının sakıncalarını
anlatmasını da istiyoruz.
Şayet tasarı geri çekilmezse, önümüzdeki günlerde binlerce kişinin katılımıyla
Ankara’da miting de yapacağız ve Hükümeti, MEB’i, bu tasarıyı hazırlayanları en
yüksek perdeden bir kez daha protesto edeceğiz.
HÜKÜMET, BU TASARI İLE TÜRKİYE’DE TARİHİ GÖRÜLMEMİŞ
GERGİNLİKLERİN FİTİLİNİ ATEŞLEMİŞTİR.
HERKES EMİN OLMALIDIR Kİ; BİZ EĞİTİMCİLER, GERGİNLİK İSE
GERGİNLİK, EYLEM İSE EYLEM ÜZERİMİZE DÜŞEN HER ŞEYİ SONUNA
KADAR YAPACAĞIZ. BU TASARIYI BİZLERE REVA GÖRENLERİ, TASARI
GERİ ÇEKİLENE KADAR RAHAT BIRAKMAYACAĞIZ.
KİBİRLİ OLANLAR, HER TÜRLÜ KUDRETİ KENDİSİNDE GÖRENLERE
SON SÖZÜMÜZ ŞUDUR: EĞİTİMCİLER KENDİLERİNE YAPILAN ZULMÜ,
GÜCÜ ELİNDE BULUNDURANLARIN EZİYETİNİ GÖRMEKTEDİR.
DOLAYISIYLA İNATLAŞMANIN EĞİTİMİZE FAYDASI DEĞİL, AKSİNE ÇOK
BÜYÜK ZARARLARI OLACAKTIR.
EĞİTİM, ATINIZI İSTEDİĞİNİZ GİBİ OYNATACAĞINIZ BİR ALAN
DEĞİLDİR. EĞİTİM; BİLGİ VE TECRÜBENİN BİRLİKTE HARMANLANDIĞI,
HAK EDENİN MAKAMLARA GETİRİLDİĞİ, KORKUNUN, ZULMÜN, DEĞİL,
DOĞRULARI SÖYLEME CESARETİNE SAHİP İNSANLARIN OLMASI GEREKEN
BİR ALANDIR.
DOLAYISIYLA İNTİKAM HIRSI İLE HAREKET EDENLER, EĞİTİMİ
YERLE YEKSAN ETTİĞİNİN ARTIK FARKINA VARMALI VE BU UCUBE
TASARIYI İVEDİLİKLE GERİ ÇEKMELİDİR.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Yönetim Kurulu Adına
Erhan KILIÇ
Türk Eğitim-Sen Ağrı Şube başkanı