ELAZIĞ (AA) - BESTAMİ BODRUK - Elazığ'da Akdağlar'ın eteklerinde yaşayan köylüler haziran ayında kar yiyerek serinliyor.
Palu ilçesinde bulunan ve Toros Dağları'nın uzantısı olan 2 bin 600 rakımlı Akdağlar, yöre halkına birçok nimeti bir arada sunuyor. Doğal hayatın canlılığını koruduğu dağlarda yaz aylarında bile kar eksik olmuyor.
Yaz ayına girilmesi ile sıcaktan bunalan bazı köylüler, sarp arazide zorlu bir yolculuğun ardından dağın belirli bölgelerindeki kar kütlesinden topladıkları karı yiyor.
Gruplar halinde dağların yüksek noktalarına kadar çıkan köylüler, mantar, keven, ışkın, dağ kekiğinin yanı sıra heybelerine kar da dolduruyor. Üzerine pekmez döktükleri karı yiyen köylüler, kar ve pekmez buluşmasının çok lezzetli olduğunu söyledi.
Kar toplamaya çıkan Hasbey köy muhtarı Fırat Cirit (36), AA muhabirine, Akdağlar'ın birçok ürünü yöre halkına sunduğunu ifade ederek, "Burada haziran ayında bile kar bulunur. Biz de gelip karın üzerindeki tozlu pis tabakayı temizliyoruz. Altta çıkan beyaz temiz karı alıp eve götürüyoruz. Ramazan ayında iftardan sonra tatlı niyetine bu karın üzerine pekmez döküp yiyoruz." dedi.
Köylerinin 25 haneden oluştuğunu fakat kışın sadece 5 hanede insanların yaşadığını dile getiren Cirit, baharın gelmesiyle köydeki insan sayısında artış olduğunu bildirdi.
- "Dedelerimiz de toplardı"
Fahreddin Cirit (60) de dağlık bölgede yaşamanın insan sağlığına katkı sunduğunu ifade ederek, şehirlerdekilerin doğal ürünler yiyemediği için sürekli hastalandığını dile getirdi.
Akdağlar'da haziran ayında kar bulunduğunu aktaran Cirit, "Dedelerimiz de gelir toplardı. Yaz aylarında bir odaya toplanırlardı. Kara pekmez katıp, herkes kaşığını alıp yerdi. Hepsi çelik gibi insanlardı. Şimdi bir genç bu karı yese hastalanır" diye konuştu.
Eskiden ramazan ayında erkenden eşeklerle kar toplamaya çıktıklarını anlatan Cirit, şöyle devam etti:
"Samanın içerisine bırakırdık. Akşam iftar vaktinde bu karı ayranın içerisine katardık, pekmezin üzerine dökerdik. Bir zamanlar serinlemek için hep böyle kar yerdik. Şimdiki gençler, açlıktan ölse gidip de o dere yatağından bu karı getirmez. Böyle nimetlerden faydalanmaz. Eski insanlar çalışkandı. Gider tarlada çalışırlardı, iftar vakti gelir bu karla ayranı karıştırıp orucunu açardı. Şimdi her şey var ama insanlar sabırlı değil."
Akdağlar'da birçok bitkinin yanında lezzetli mantarların da yetiştiğini belirten Cirit, yöredeki mantarların büyüklüğüne değinerek, "Eskiden burada mantarlar daha büyük olurdu. Ben biri 5 kilogram olan mantarı gördüm ve topladım. Et bu mantar kadar lezzetli değil." sözlerine yer verdi.