Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 4. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahiplerini açıkladı. TDV’nin “Dünyayı İyilik Değiştirecek” sloganı ile düzenlediği 4. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahipleri bin 500 iyilik hikayesi arasından belirlendi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ‘Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’ öncesi Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte basına açıklamalarda bulundu. “Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri”nin sadece bir ödül töreni ya da iyiliği ödüllendirme çalışması olmadığını vurgulayan Başkan Erbaş, “Kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, iyiliği gündem yapmak adına zihinlerde ve gönüllerde farkındalıklar oluşturmaktır. İyilik seferberliği başlatmaktır. İyilik bilinci ve gayretiyle hayatı ve yeryüzünü güzelleştirmektir” dedi.
Başkan Erbaş, iyiliğin en büyük ödülünü Allah’ın vereceğini ve iyiliklerin sadece Allah rızası için yapılacağının altını çizerek, iyiliğin içine zerre kadar gösteriş karıştığında o iyiliğin iyilik olma vasfını kaybedeceğini söyledi.
Dünyada iyiliği yaymak ve farkındalığı artırmak için yaşanmış iyilik hikâyelerini ve iyilik öncülerini, “Uluslararası İyilik Ödülleri” programı ile ödüllendirdiklerini belirten Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Türkiye Diyanet Vakfımız 1000 şubesi ve hizmet götürdüğü 140 ülkedeki iyilik paydaşlarıyla birlikte bu sene 4’ncüsünü tespit etmek üzere yaptıkları ortak çalışma ile dünyada her biri birer destan olan iyilik faaliyetlerinden bin 500 iyilik hikâyesini Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezine ulaştırılmıştır. Komisyonlar marifetiyle bu iyilik hikâyeleri etraflıca incelenmiş ve bunların içerisinden 7 tanesinin hem milletimize hem de insanlığa duyurulmasına karar verilmiştir.”
Hayatta ve insan fıtratında aslolanın iyilik olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İyilik ötelenir ve ihmal edilirse kötülük kendine zemin bulur”
İyilik ötelenir ve ihmal edilirse kötülük kendine zemin bulur. Bunun içindir ki kötülüklerle en iyi ve doğru mücadele iyiliğin yaygınlaşması için yapılan çalışmalardır. Dolayısıyla iyilik emek ister, gayret ister. İyiliğin ölçüsü dinin ve aklın iyi olduğuna hükmettiği, başkalarının hayatına umut olan ve güzellik katan değerler olmasıdır. Bencilce, beklentiyle, minnetle yapılan davranışlar elbette iyiliğe erişemezler. İyiliği güçlendirmek, iyilikleri birleştirmek, iyilik halkalarını birbirine kenetlemek, iyilik kervanını yeryüzünün her yerine ulaştırmak ve kötülüğe yer bırakmamak için çalışmaya muhtacız.
“İyiliği âleme hâkim kılma ideali ile inşa edilen İslam medeniyeti bir vakıf medeniyetidir”
Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünneti rehberliğinde, ma’ruf temeli üzerine yükselen İslam medeniyeti; iyilik ahlakını, hayır işleme bilincini İslam’ın ulaştığı bütün toplumlara taşımıştır. Müslümanlar, iyilik yapmanın kesintisiz halini ve ihsan bilincini vakıflar marifetiyle kurumsallaştırmıştır. İslâm toplumlarında birçok konuda ihtiyaç duyulan hizmetler, vakıflar eliyle gerçekleştirilmiştir. Eğitim, sağlık, şehirleşme, hayır hizmetleri, dinî ve kültürel hizmetler başta olmak üzere birçok sosyal çalışmalar “vakıf” çatısı altında hayat bulmuştur. İslam tarihinde binlerce vakıf kurulmuştur. Sadece Anadolu’da kurulan vakıf sayısı 7 bin civarındadır. Bu inanç ve ahlak üzerine, iyiliği âleme hâkim kılma ideali ile inşa edilen İslam medeniyeti bir vakıf medeniyetidir.
“TDV, bilgi ve hikmet temeline dayalı bir iyilik medeniyeti inşa etme yolunda kalıcı yatırımlar yapmaktadır”
Türkiye Diyanet Vakfı, bugün 1000 şubesi ile ülkemizde ve 140 ülkede iyiliğin adresi olan evrensel bir hayır kuruluşu haline gelmiştir. İnsanlığın ve İslam ümmetinin birçok sorun ve sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı günümüzde; Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız; dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine, dil, din, ırk, mezhep, meşrep, farkı gözetmeksizin yardım elini uzatmaktadır. Sosyal yardımlardan eğitime, camilerin inşasından gönüllerin ihyasına kadar birçok alanda hayrî çalışmaları yapmaktadır. Müslüman azınlıkların, savaşlara, işgallere, afetlere maruz kalanların, yoksulların, kimsesizlerin, çaresizlerin umudu ve sevinci olmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı, ülkemizde ve dünyada, insanlığa barış ve huzuru getirecek, hak, adalet, merhamet ve barış mefkûresine, sahih bir inanca, bilgi, bilinç ve güzel ahlaka sahip nesillerin yetişmesi için gayret göstermektedir. Kurduğu müesseseler, yayınladığı dev eserler, yetiştirdiği ilim adamlarıyla da bilgi ve hikmet temeline dayalı bir iyilik medeniyeti inşa etme yolunda kalıcı yatırımlar yapmaktadır. Kuruluşundan bu yana Türkiye Diyanet Vakfı, iki büyük hedefi daima göz önünde bulundurmuştur. Birincisi, ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak, ikincisi yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak.
“Afrin’de destansı bir mücadele veren kahraman askerimize Rabbimden nusret niyaz ediyorum”
Bölgemizin güvenliği ve milletimizin huzuru için güvenlik güçlerimiz Afrin’de destansı bir mücadele içerisindedir. Kahraman askerlerimize Rabbimizden nusret niyaz ediyorum. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı ömür diliyorum.
“Kadının eli, dünyada iyiliği egemen kılmaya muktedir bir eldir”
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Elbette kadının değeri, annelerin kıymeti yılda bir gün tahsis edilerek takdir edilemez. Nitekim Peygamber Efendimizin de hadisi şeriflerinde açıkça ifade ettiği gibi en büyük iyiliği kadınlar, anneler hak etmektedir. Kadına karşı tutum, iyiliğin, vicdanın, merhametin, insanlığın ölçüsüdür. Maalesef çağın sorunları ve hayatı kuşatan kötülükler en fazla kadınları etkilemektedir. 8 Mart dünya kadınlar gününün bu sorunların çözümüne dair katkıya ve farkındalığa vesile olmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını temenni ediyorum. Kadının kalbi, merhameti, zarafeti yeryüzünü güzelleştirecek en büyük imkândır. Kadının eli, dünyada iyiliği egemen kılmaya muktedir bir eldir. Çünkü bu el bütün insanları büyüten, eğiten, yetiştiren anne elidir, şefkat elidir.
Başkan Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfına, yaptığı güzel çalışmalardan dolayı teşekkür ederek, “Vakfımızın bir sloganı var: “Dünyayı iyilik değiştirecek” diyor. Biz dünyayı iyiliğin değiştireceğine inanıyoruz. O zaman, gelin her birimiz birer iyilik neferleri olalım. Ta ki iyilik yeryüzünde hakim olsun” diye konuştu.
Başkan Erbaş, basın mensuplarına bir öneri de bulunarak daha çok iyilik haberleri yapmalarını istedi.
Ödül töreni 13 Mart’ta
4. Uluslararası İyilik Ödülleri Programı, Türkiye Diyanet Vakfı’nın kuruluş yıldönümü olan 13 Mart 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre ve Kültür Merkezinde yapılacak. Programda, ülkemizde ve dünyanın farklı noktalarında topluma örnek teşkil eden, çevresine ve dünyaya umut olan 7 iyilik öncüsüne ödül takdim edilecek. Ayrıca Uluslararası İyilik Ödülleri kapsamında değerlendirilen vefa ödülünün bu yılki sahibi de bu programda açıklanacak.
Komisyonlar tarafından ciddi bir çalışma ve titiz bir değerlendirme sonucunda bu yıl Uluslararası İyilik Ödülü verilmesi kararlaştırılan 7 iyilik öncüsünün isimleri şöyle:
Hasan Kızıl – Mardin
İyilik kahramanlarından biri Hasan Kızıl. Hasan, 22 yaşında Mardin Derik’te yaşayan genç bir iyiliksever. Ona hayat tamircisi diyorlar. Hasan Kızıl, engelli hayvanlara kendi imkânlarıyla yürüteç ve protez yapıyor. İlk zamanlar oyuncaklardan, hurdacılardan bulduğu malzemelerden yürüteçler yapmaya çalışan Hasan, kendini hayvanlara adıyor ve onlara gönüllü olarak hizmet veriyor. Bugüne kadar Türkiye’nin her yerinden 200 hayvana protez yapmış, iki tane ise yurt dışına göndermiş. Genç tasarımcının en büyük hedefi 4 ayağını kullanamayan hayvanlar için biyosensör teknolojisini kullanarak biyonik ayaklar geliştirmek.
Üniversite sınavına hazırlanan Hasan Kızıl, hayvanlarla daha yakından ilgilenebilmek için veteriner olmak istiyor.
Sevde Sevan Usak - İstanbul
Sevde Sevan Usak, Tanzanya’da Masaili bölgesinden bir çiftçi ile evlenmiş. O günden beri bölgedeki çocukların ve kadınların eğitimine destek oluyor. Sevde Sevan Usak, sadece bunlarla yetinmiyor; Okul bahçelerine ağaçlar dikiyor, komşular için meyve bahçeleri yapıyor. Yaşadığı Masaili bölgesinde elektrik ve su bulunmadığı için Türkiye’deki STK’larla görüşerek bölgeye su kuyuları yapılabilmesi için STK’ları harekete geçiriyor ve bölgede 4 su kuyusu açılmasına yardımcı oluyor. Sevde Sevan Usak, bir süre sonra Türkiye’den denemek üzere sorgum, fiğ ve arpa tohumları götürerek bölgeye ekiyor. Bunlarla birlikte bölgedeki açlığa bir çözüm olması açısından yine Türkiye’den sebze tohumları getiriyor ve bunları eşiyle birlikte kuyulardan birinin yakın olduğu araziye ekiyorlar ve burada da çok verimli sonuçlar alıyorlar. Bu araziye ektikleri sebzelerin yetişmesi sonucu sebzeleri Ramazan ayı boyunca tüm bölge halkına iftarlık olarak dağıtıyorlar. Yakın bir zamanda Afrika’da bir okulun bahçesine 160 tane meyve ekiyorlar ve bu süreçte bölgedeki tüm okulları ağaçlandırmayı planlıyorlar. İyilik gönüllümüzün hedefi ise Afrika’yı bir milyon ağaçla donatarak, Afrika’nın çehresini değiştirmek.
Kamber Bozan – İstanbul
Kamber Bozan, 49 yaşında Üsküdar’da bir bakkal. Bakkalın bir kısmını kütüphaneye çevirmiş, mahallenin çocuklarına kitap dağıtıyor ve okudukları kitap karşılığında onlara istedikleri bir şeyi bedava veriyor. Çocukların sevgili Kamber Amcası, onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve durumu olmayanların istediklerini alabilmelerini kolaylaştırmak için kitap karşılığında alışveriş imkânı sağlıyor. Sosyal medyada da oldukça fazla ilgi gören projeye birçok ilden kitap gönderilmiş. Hatta Kamber Bozan’a 5, 6 ay içinde 2 bine yakın kitap gelmiş.
Yahya Hashemi / Ala Abdelrazaq Jabur – Kanada
Kanada'nın Montreal kentinde Müslüman lokantasında parası olmadığını söyleyen herkese ücretsiz yemek verilmekte. Bu küçük lokantanın sahibi Yahya Hashemi ve ortağı Ala Abdelrazaq işletmelerinin kapısına İngilizce ve Fransızca astıkları notla; parası olmayanlara ücretsiz yemek vereceğini duyurmuş. Bu lokanta sahipleri "Aç olanı doyurmak inancımızın gereği. Ayrıca bu ülke bize çok şey verdi, biz de Kanada'ya bir şeyler vermek istedik. Bir insan parası olmadığını ve yemek istediğini söylerse, neden ve sebep sorulmadan güler yüzle ona yemek verilir.” diyor. Bu yardım halkasına müşteriler bile katkıda bulunuyor ve bir sonraki parasız müşterinin hesabını ödüyorlar.
Mahmut Karaman – Sakarya
Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman gündüzleri üniversitede hoca. Geceleri ise evsizlere, kimsesizlere el uzatan bir yardımsever. Ve aracının üzerinde herkesi düşündürecek şu cümle yer alıyor: “Komşum aç yatmayacak.” Mahmut Karaman geceleri İstanbul’u sokak sokak gezip evsizlere özellikle Suriyeli mültecilere çorba dağıtıyor. Günde yaklaşık 500 kişiye çorba ve ekmek dağıtan Mahmut Karaman “bireysel olarak da yardım etmeyi öğrenmeliyiz” diyerek Aşhane projesini örnek gösteriyor. Mahmut hocanın eşi de bir iyilik gönüllüsü. İkisi beraber ilk başlarda yoksul ailelere, yeni evlilere ev eşyası alıyorlar fakat son yıllarda Suriyeli ailelere ev tutup ikinci el eşyalarla evleri döşüyorlar. Eski eşyalarını atacak olan evlerden bu eşyaları toplayıp Suriyeli ailelerin evlerine götürüyorlar. Mahmut hoca onların betonda yattıklarını bu sebeple bir hurda çekyata bile muhtaç olduklarını söylüyor.
Muhammed Bzeek – Abd
Aslen Libyalı olan Muhammed Bzeek 62 yaşında. 1978 yılında ABD’ye göç etmiş ve o zamandan beri kimsesiz çocukları evlat ediniyor. Evlatlık aldığı 80 çocuğun 10’unu kaybetmiş. Muhammed Bzeek, Chikago’da elektronik mühendisliği üzerine eğitim almış, Los Angeles’ta çalışmaya başlamış. Muhammed ve eşi 1995’te artık sadece ölüm döşeğindeki çocukları evlat edinmeye karar vermişler. O tarihten itibaren evlerinin kapılarını hastanelerde, soğuk odalarda ölümü bekleyen onlarca çocuğa açmışlar. Muhammed Bzeek’in eşi 2015 yılında hayatını kaybetmiş. Fakat o, eşi öldükten sonra da çocuklara bakmaya devam etmiş. O ölümcül hastalığa yakalanmış kimsesiz çocuklara ışık olmak istiyor.
Levent Uçkan – İstanbul
Levent Uçkan, Kadıköy Tarihi Hasanpaşa Camiinin din görevlisi. O, sokak çocuklarına ve sokakta kalanlara rehabilite çalışmalarında bulunmaya çalışıyor. Cami eşrafıyla birlikte önemli günlerde ve belli zamanlarda yöre günleri yapmaya başlamışlar ve bu sayede mahallenin dokusunu korumaya çalışıyorlar. Caminin hizmeti bunlarla bitmiyor. Muhtarlık ve hayırseverler aracılığıyla verilen akşam yemekleri sayesinde çok sayıda öğrenci 4 yıldır kahvaltı ve akşam yemeği için Hasanpaşa Camii’ne gidiyor.