Türkiye'nin 11. sakin şehri (cittaslow) Erzurum'un Uzundere ilçesi oldu.
Türkiye'nin ilk sakin şehri Seferihisar Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, İtalya'nın Greve in Chianti kentinde Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi.
Polonya, Almanya, Güney Kore, İtalya, Belçika, ABD, İsviçre, Fransa, Çin, Macaristan ulusal koordinatörlerinin katıldığı toplantıda, yeni web sayfası, "Web TV" projesi ve eğitim projelerine ilişkin çalışmalar yapıldı.
Toplantıda, Almanya, İtalya ve Tayvan'dan yeni katılan kentlerle Türkiye'den de Uzundere'nin üyeliği kabul edildi. Ayrıca Aydın'ın Yenipazar ilçesindeki Yedi Bilgeler İşletmesine "Cittaslow Dostu İşletme" unvanı verildi.
Uzundere'nin üyelik sertifikasını, Kaymakam Hacı Arslan Uzan ile Belediye Başkanı Halis Özsoy adına Cittaslow Genel Başkan Yardımcısı ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer aldı.
Üyeliğin alınmasına katkı veren gönüllüleri kutlayan Soyer, Türkiye'de ilk kez bir kuruluşun "Cittaslow Dostu İşletme" unvanını kazanmasından da mutluluk duyduğunu vurguladı.
- Sakin şehir sayısı 11 oldu
Öte yandan, Türkiye'de şimdiye kadar İzmir Seferihisar, Aydın Yenipazar, Muğla Akyaka, Çanakkale Gökçeada, Kırklareli Vize, Isparta Yalvaç, Sakarya Taraklı, Ordu Perşembe, Şanlıurfa Halfeti, Artvin Şavşat ve Erzurum Uzundere "sakin şehir" kabul edildi.
- Cittaslow ağı
İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşan cittaslow, "sakin şehir" anlamında kullanılıyor.
Cittaslow ağı ise küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını, yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için "Slow Food" hareketinden ortaya çıkan bir kentler birliği olarak faaliyet gösteriyor.
Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliği ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almayı amaçlayan kasaba ve kentlerin katıldığı birlik, şöyle tanımlanıyor:
"Şehirlerin hangi alanlarda önemli ve özel olduklarını düşünmeleri, bu özelliklerini korumak için strateji geliştirmeleridir. Şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikayesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri hızda yaşanmasıdır. Yerel zanaatları, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak için bunları çocuklarımızla ve misafirlerimizle paylaşmaktır. İnsanların kendi sağlıklarını ön planda tutmalarıdır. Bunu gerçekleştirmek için hava, gürültü, ışık ve elektromanyetik kirliliklerin sürekli kontrol edilmesi ve sağlığı tehdit etmeyecek boyutta tutulmasıdır. Çöp toplama saatlerinden ilaçlamaya kadar birçok konuda önlem almak ve uygulamaktır. Çevreye ve insana zararlı olmayan alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesidir. Belki de en önemlisi bir şehrin, dünyada binlerce birbirinin aynı şehirden kendini farklılaştırmasıdır."