HAKAN FURKAN - YETER ERDİNE - Sosyal yaşamda omuzlarında birçok yük bulunan kadınlar arasında, hasta yakınlarının sorumluluğunu taşıyanların sayısı da bir hayli fazla.
Eşi işsiz olmasına ve 2 çocuğu bulunmasına rağmen zihinsel engelli görümcesine adeta çocuğu gibi bakan Sultan Bildik ile rahatsızlıkları nedeniyle yürüyemeyen iki ablasına bakmak için eğitimini yarıda bırakıp hiç evlenmeyen Sonay Yılmaz, fedakar kadınlardan sadece ikisi.
Sultan Bildik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 4 yıl önce Mersin'den memleketleri Adıyaman'a taşındıklarını söyledi.
Eşinin işsiz olduğunu ve 2 çocuğu bulunduğunu dile getiren Bildik, memlekete dönünce kayınvalidesi ile eşinin zihinsel engelli ablasına bakmaya başladıklarını belirtti.
Kayınvalidesinin 2 yıl önce hayatını kaybettiğini anlatan Bildik, eşinin 52 yaşındaki ablası Fatma Bildik'e ise kol kanat germeye devam ettiklerini kaydetti.
İhtiyaçlarını tek başına karşılayamayan Fatma Bildik'in her şeyi ile kendisinin ilgilendiğini anlatan Sultan Bildik, "Vicdan çok önemli. Bu tür durumlarda kan bağının bir kenara bırakılması gerekir. Engelliler sokağa atılmaz. Türkiye toplumu olarak, Türk kadını olarak engellilerimizi sokağa atamayız. Biz bunlara bakmak zorundayız. Ben bakabiliyorsam bunu herkes yapabilir. Kendi vicdanlarını teraziye alıp bakmaları gerekiyor. Kendi engellilerimize, kadınlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor" diye konuştu.
Zihinsel engelli görümcesinin bakımı için devletten herhangi bir yardım almadıklarını vurgulayan Bildik, hem kendisi hem de kocasının işsiz olmasına rağmen bu görevlerini yerine getirdiklerini söyledi.
- Kendisini hasta ablalarına adadı
Malatya'da yaşayan Sonay Yılmaz da sinir sisteminde hasara yol açan "friedreich ataksisi" taşıyıcısı iki ablasına bakabilmek için yaşamında pek çok şeyi erteleyen kadınlardan biri.
Rahatsızlıkları nedeniyle yürüyemeyen ablalarına anne şefkatiyle yaklaşan, her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Yılmaz, babalarını 20 yıl, annelerini de 6 yıl önce kaybettiklerini söyledi. 5 kardeş olduklarını, ablalarıyla aynı rahatsızlığı taşıyan ağabeyinin 10 yıl önce vefat ettiğini anlatan Yılmaz, evli diğer kardeşi ile yaşadıklarını belirtti.
Ablalarının rahatsızlığı nedeniyle liseden sonra okula devam etmediğini ve onlara bakabilmek için hiç evlenmediğini aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
"İki ablamız yanımızda. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ablalarımın yürüdüğünü pek hatırlamıyorum. O kadar uzun zaman oldu ki. Aklım yettiğinden bu yana beraberiz. Bakıyorum demek de bana biraz zor geliyor. Bunu her kardeşin yapması gerektiğini düşünüyorum. Onlar benim bir ailem, ablalarım, canım. Görevim diye düşünüyorum. Bence o kadar büyütülmemeli. Sonuçta engelliler. Yeri geliyor bir bardak suya ihtiyaçları oluyor. Temel ihtiyaçlarını gideremiyorlar. Bunu düşünürsek onlar benden önce geliyor diye düşünüyorum. Ben onlarla beraber bütünüm. Bir yere gittiğimiz zaman, beraber eğlenmeye, mutlu olmaya bakıyoruz."
Yılmaz, ablalarının en büyük hayalinin hacca gitmek olduğunu bunun için çaba sarf ettiğini söyledi.
- "Kız kardeşimiz bize anne oldu"
Güllü ve Hülya Yılmaz da kardeşlerinin kendilerine anne ve baba gibi baktığını belirterek, "Gerek bir bardak su içerken gerek konuşurken sıkıntı yaşıyoruz. Kız kardeşimiz, annemle babamı kaybettikten sonra bize anne oldu. Erkek kardeşimiz de baba oldu. Onların hakkını ödeyemeyiz. Allah, onlardan razı olsun. Gerçekten bize çok iyi bakıyorlar. Allah, herkese öyle kardeş nasip etsin" ifadelerini kullandılar.