HÜSEYİN YILDIZ - Iğdır'ın Ermenistan sınırında bulunan, 28 yıldır kullanılmayan Alican Hudut Kapısı, "Hudut Kartalları" tarafından son teknoloji cihazlarla 7 gün 24 saat korunuyor.
Karakoyunlu ilçesi ile Ermenistan'ın Margara köyü arasındaki kapı, Iğdır 5. Hudut Alay Komutanlığına bağlı Alican Hudut Karakol Komutanlığı unsurları tarafından üst düzey güvenlik gözetiminde tutuluyor.
"Hudut Kartalları", gece gündüz demeden üst düzey teknolojik cihazların yardımıyla sınır hattını gözetliyor ve termal kameralarla çevredeki hareketliliği 24 saat takip ediyor.
Adını Birinci Dünya Savaşı'nda Rus kuvvetlerine karşı kahramanca savaşan "Ali" ve "Can" isimli iki askerden alan sınır kapısı, 1946'da onarılarak bugünkü halini aldı. Kapı, en son 28 yıl önce Ermenistan'da meydana gelen depremin ardından Bakanlar Kurulu kararıyla sadece Türkiye'den gönderilen yardım malzemeleri için açıldı, açık kaldığı 1993 yılına kadar da kullanılmadı.
Türk Kızılayının, ulaştırdığı yardım malzemeleri dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi beklenirken, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden (SSCB) ayrılan Ermenistan'ın, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde gerçekleştirdiği işgal ve soykırım nedeniyle Alican Sınır Kapısı, 1993 yılında tamamen kullanıma kapatıldı.
İki ülke arasındaki sınırın Aras Nehri ile belirlendiği bölgede Alican Köprüsü de bulunuyor. İlk olarak 1895 yılında ahşaptan yapılan 178 metre uzunluğundaki köprünün 90 metresi Türkiye'de, 88 metresi ise Ermenistan tarafında yer alıyor. 90 metresi beyaza, 88 metresi ise kırmızıya boyanan köprüde, beyaz alan Türkiye, kırmızı alan ise Ermenistan sınırını temsil ediyor. İki ülke askerleri, ülkelerinin sınırlarını temsil eden renkli alanlardan öteye geçemiyor.
Alican Hudut Karakolunda görevli askeri yetkililer, sınır hattını canları pahasına koruduklarını belirterek, Mehmetçik'in yasa dışı geçiş ve kaçakçılığa izin vermediğini, çelik duvar gibi göğüslerini siper ettiklerini, yürüklerinin vatan sevgisiyle dolu olduğunu, vatanları ve milletleri uğruna can vermeye hazır olduklarını ifade etti.
Bugünkü halini 1945 yılında Türkiye ve Rusya'nın ortak inşasıyla alan köprünün en son 1988 yılında Ermenistan depreminde yardım maksatlı kullanıldığını kaydeden yetkililer, "Biz burada 7 gün 24 saat esasına göre teknolojinin sağladığı en son yenilikleri kullanarak hudut emniyetini sağlıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.