Bu da, önümüzdeki yıl yapılacak başkanlık seçimleri için yarışan adayların dikkatini terör ve güvenlik konularına kaydırıyor. Cumhuriyetçi ve Demokrat aday adayları, seçim kampanyalarında halkın kaygılarını gidermeye çalışıyor.
Paris saldırıları, Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump’ın başkanlık kampanyasının odağını ulusal güvenliğe kaydırdı.
Cumhuriyetçi aday adayı Marco Rubio, IŞİD’le savaşma sözü verirken Demokrat Hillary Clinton da IŞİD’e karşı daha sert bir tavır almak gerektiğini söylüyor. Clinton, hava saldırılarının kara gücüyle desteklenmesi gerektiğini savundu.
Siyasi uzman Stuart Rothenberg’e göre, seçim yarışında terör ve ulusal güvenliğin öne çıkması, Cumhuriyetçiler’e avantaj sağlayacak.Uzman John Fortier de, Cumhuriyetçi cephede önde giden Donald Trump’ın seçmenin korkularından yararlandığını söylüyor. Fortier’e göre Trump, birçoklarının özellikle mülteci sorunu ve bundan kaynaklanan terör ve ulusal güvenlik kaygılarından faydalanmaya çalışıyor.
Seçim kampanyasında ortaya çıkan bu ulusal güvenlik vurgusu ne kadar sürecek bilinmez. Brooking Enstitüsü’nden William Galston, Ulusal güvenlik ve terör kaygılarının şu anda siyasi söylemi şekillendirdiği ve başkan adaylarını belirleme sürecini etkilediğini söylüyor.
Terörle ilgili kaygıların tırmanması, başkanlık seçim sürecinin çok kritik bir dönemine rastladı. Partilerin başkan adaylarının belirleneceği ön seçimler, 1 Şubat’ta Iowa’da başlıyor.