O günlere dönebilseydik, avluları, haremi, selamlığı dolaştıktan sonra İshak Paşa’nın babası Abdi Paşa, bizi Muayede Salonu’nda kurdurduğu sofrada ağırlardı. Paşanın mide rahatsızlığı malum; o yüzden sinirsiz, yağsız, kemiksiz etten, soğan ve pirinçten yapılan meşhur abdigör köfte ana yemek olurdu. Yoğurtlu, buğdaylı, kişnişli, dereotlu, naneli sıcacık ayranaşı çorbası içimizi ısıtırdı. Genellikle bayram günlerinde ve düğünlerde yenilen nohutlu, buğdaylı, etli halise ise ziyaretiniz şerefine o gün de servis edilirdi. Aladağ balıyla ağızlar tatlanırdı.