05 Haziran 2015 Cuma 17:12
Bakanlar icraatlarını değerlendirdi

ERZURUM  - Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, vatandaşlara önceden birtakım mektup, mesajlar, kişiler göndererek, terörist kılığındaki insanları ya da teröristleri göndererek tehditler yapıldığını belirterek, "Bu tehditlere de kesinlikle boyun eğilmemeli, devlet bunun gereğini yapacaktır" dedi.

Efkan Ala, bakanlığı süresince gerçekleştirilen icraatları AA muhabirine değerlendirdi.

HDP ve PKK'nın seçmene yönelik tehdit ve baskılarına ilişkin, herkesin iradesine sahip çıkması, tehditlere boyun eğmeden sandığın başına giderek gizli olarak oy kullanması gerektiğini belirtti.

Vatandaşların herhangi bir şekilde açık oya zorlandığında ya da birtakım tehditlere maruz kaldığında devlet birimlerini, güvenlik güçlerini haberdar etmesini isteyen Bakan Ala, "Oradaki sandık başkanlarını da hemen ikaz etmelidir. Çünkü sandık başkanlarının, görevlilerinin açık oy kullandırması suçtur, tehdide göz yummaları suçtur ve ağır cezalık suçlardır bunlar. Memursa memuriyetinden olur buna göz yuman. Onun için vatandaşlarımız ve bütün müşahitler, sandık başkanları buna çok hassasiyetle uymalıdır ve bunu sağlamalıdırlar" diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı'nın ve devletin birimlerin her türlü güvenlik önlemlerini aldığını ve vatandaşın huzur içinde oyları kullanmalarını sağlayacak tedbirleri geliştirdiğini anlatan Ala, şunları kaydetti:

"Vatandaşlarımıza önceden birtakım mektup göndererek, mesajlar göndererek, kişiler göndererek, terörist kılığındaki insanları göndererek ya da teröristleri göndererek tehditler yapmaktadırlar. Bu tehditlere de kesinlikle boyun eğilmemeli, devlet bunun gereğini yapacaktır ve kimsenin iradesini kimse zorla bir yere yönlendiremez. O bakımdan tehditler var mı, var. Ortadan kaldırılacak mı, kaldırılacak. Vatandaşlarımız da bunun güveni içerisinde olsunlar. Emniyet içerisinde hissetsinler kendilerini. Mutlaka bu tehditleri yapanlar tespit edilip, gereği yapılacaktır. Hiç kimsenin demokratik düzeni böyle tehditlerle ortadan kaldırmaya yeltenmesi affedilir bir durum değildir. Bu tehditler demokrasiye saldırıdır, kişilerin temel hak ve hürriyetlerine saldırıdır. En mukaddes hak ve hürriyetlerinden olan seçme hakkına ve hürriyetine saldırıdır. Onun için bu saldırılar karşılıksız kalmaz, devlet bunun karşılığını verir. Vatandaşlarımız emniyet içerisinde sandığa giderek, mutlaka oylarını kullansınlar, haklarını savunsunlar. Kendi iradelerini, haklarını gizli oy kullanarak deklare etme haklarına sahiptirler."

Seçim günü sandık başında vatandaştan daha yetkili kimsenin olmadığını vurgulayan Ala, kimsenin açık oy kullandırma ya da tehditle oyunu değiştirme yetkisinde bulunmadığını, bunun çok ağır suç olduğunu bildirdi.

- "Demokratik anlayış bir bütündür"

Ala, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye bu badireleri atlatacaktır. Bu tehditler de karşılıksız kalmaz. Onun için tehditler demokrasiye, 78 milyonun iradesine açık bir saldırıdır. Bunu yapanlar millete karşı büyük suç işlemiş oluyorlar. Batı'da demokrat, Doğu'da tehditkar bir tavır hiç kimseye hiçbir şey kazandırmaz, herkese kaybettirir. En çok da bunu yapanlara kaybettirir. Demokratik anlayış bir bütündür, 78 milyona hangi metrekaresinde olursa olsun aynı şekilde davranmanın adıdır. O bakımdan vatandaşlarımızın bu tehditlere boyun eğmemesini, devletin gereğini yapmasını ki yapacaktır. Bu tehditleri yapanlar da derhal bu tehditlerden vazgeçsinler, yoksa kendi hatalarının bedelini yine kurallar içerisinde devlet kendilerine ödetir."

- İçişleri Bakanlığı döneminde yaptıkları çalışmalar

İçişleri Bakanlığı döneminde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Ala, şöyle konuştu:

"Devlete ve millete karşı yapılan bir paralel devlet saldırısı vardı. Bu Türkiye'yi, bir üst akılla birlikte bin üst aklın enstrümanı olarak, aleti olarak Irak'a, Suriye'ye ve Ukrayna'ya çevirme projesiydi. Madem ki Türkiye güçlendikçe, Türkiye'yi de istikrarı güçlendiriyor. Güçlendikçe de mazlumların hakkını BM, AB, AB Parlamentosun'da, Amerika'da, çeşitli uluslararası kuruluşlarda dile getiriyor. Uluslararası çıkar örgütlerinin ve örgütlenmelerinin karşısında, Ortadoğu'nun halklarının, Orta Asya'nın, Balkanların halklarının ve bizim kültürel coğrafyamızın halklarının haklarını dile getiriyor, isteklerini, onlara yapılan zulümleri dile getiriliyor. O zaman bir yerde durdurulmalı diye karar verenlerin Türkiye içerisinde ayarladıkları aletlerle, enstrümanlarla onların oyuncağı olmuş yapılarla Türkiye'de kaotik bir ortam oluşturma saldırısıydı, açık darbe girişimiydi. O zaten yargı kararlarıyla da tescil edildi. Bu bertaraf edildi, tabii bu bir süreçti."

Ala, vatandaşların huzur ve güvenini sağlamak ve günlük hayatlarını idame ettirebilmek için birtakım yasal düzenlemeler gerçekleştirdiklerini ve onları meclise götürerek, yasalaştırdıklarını anlattı.

Molotof atarak, vatandaşların yakıp, yıkıldığını, gençlerin öldürüldüğünü anımsatan Bakan Ala, "Bunun kati bir şekilde önlenmesi için yasa tasarısı hazırladık, onu götürdük ve meclisten çıkardık, şu anda yürürlükte" dedi.

Ala, bu yasa tasarısı içerisinde, vatandaşlara uyuşturucu satan, gençleri bonzai ile zehirlemeye çalışan, okulların, camilerin, yurtların etrafında çocukları zehirlemeye çalışan uyuşturucu satıcılarına ağır cezalar getiren ve onları polisin gözaltına almasını sağlayan bir düzenleme olduğunun ve bunun da meclisten çıktığını kaydetti.

Toplantı, gösteri yürüyüşlerine demir bilyelerle katılan, yüzlerini, gözlerini örterek, kimliklerini gizleyip molotof atan, polise saldıran vandalların da kolaylıkla gözaltına alınmalarını sağlayan, cezalarını artıran onları önlemeye yönelik düzenlemelerin de çıkarıldığını ifade eden Ala, "Bir de zarar veriyorlardı zararı devlet ödüyordu. O zararı, bu tür vandalizmle milletin malına, canına zarar veren kimselerde bunların zararının tanzim edilmesini sağlayan düzenleme de çıktı. Bu paketti ve ne hazindir ki biz bu paketi götürdüğümüzde MHP, HDP ve CHP tam bir işbirliği içerisindeydi" diye konuştu.

- "Millete hizmet edecek bir yapı oluşturduk"

Bakan Ala, emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatında da bazı düzenlemeler yaptıklarına vurgu yaparak, şöyle dedi:

"Vatandaşlarımızın hizmetini sağlayacak, onlara sokakta asayiş hizmeti verecek olan polisimizin gidip odalarda zaten başka memurların da yapabileceği işlere zaman ayırmasın, onlarla uğraşmasın, normal sivil memurların yapacağı işi sivil memurlar yapsın, sokakta polisin yapacağı işi de polis yapsın diye bunun düzenlemelerini yaptık. Polis teşkilatında tamamen piramit tersine dönmüştü. Bin 50 civarında başkomiser varken, bin 850 birinci sınıf yani il emniyet müdürlüğü statüsünde emniyet müdürü vardı. Toplama bakınca birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf emniyet müdürü sayısı, başkomiser ve yardımcı başkomiser toplamının iki, üç katıydı. Yani inanılmaz bir çarpıklık vardı. Yani sokakta vatandaşın hizmetini görecek, gerçekten sokakta hizmet yapacak başkomiser, komiser sayısı müdür sayısının üçte birine tekabül ediyordu neredeyse. Bunları değiştirdik ve piramidi düzelttik. Gerçekten memlekete, millete hizmet edecek bir yapı oluşturduk."

Ala, söz konusu paket içerisinde nüfus hizmetlerinin de düzenlendiğini ancak aşırı dirençten dolayı, bunu çıkartmamayı göze alan muhalefet işbirliği koalisyonunun aşırı direnciyle bu kısmını geri çektiklerini hatırlatarak, oysa bu düzenlemede bir dilekçe ile isim, soyad ve adres değişikliğine ilişkin vatandaşın işinin çok daha kolay duruma geleceğini ifade etti.

Oluşturdukları Narkotimlerin de çok etkili görevler yaptığını, bir ilde önce 3 kişi yakalanmışken bir ayda, Narkotimler oluşturulmasının ardından, bu rakamın 103 kişiye yükseldiği bilgisini paylaştı.

Paralel Devlet Yapılanması ile mücadeleye ilişkin de Ala, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Görevde değilim ama izlediğimiz kadarıyla devlet mekanizmaları gereğini yapıyor. Çünkü bu memlekette kim suç işlemişse devlet o suçun ortaya çıkarılmasını, suç faillerinin yakalanmasını ve cezalandırmak için vardır. Bu da yapılmaktadır. Önemli olan vatandaşların herkese karşı her yapıya karşı haklarını, hukuklarını korumaktır. Yani sınava giriliyorsa sınav sorularını teminat altına alınması, sınav sorularını çalanlar varsa onların yakalanması, cezalandırılması çünkü bu milletin çocuklarının geleceğini çalmaktır. Milletin ve devletin güvenliğine karşı bir saldırı varsa, devletin itibarına karşı bir saldırı varsa onları yapan kim olursa olsun onların yakalanması ve cezalandırılması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti'ni uluslararası alanlarda, platformlarda zora düşürmeye çalışan kim varsa, bunu neyle yapmışsa, hangi suçu işlemişse bunu yaparken onların cezalandırılması ve takip edilmesi gerekiyor."

 

Son Güncelleme: 05.06.2015 17:19
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.