MALATYA - AK Parti Malatya milletvekili adayı Taha Özhan, "Baraj sorunu, HDP'nin kendi sorunu. Kürtlerin sorunu değil. Onu düzeltmek lazım. Hal böyle olunca da bu baraj altında, üstünde kalır tartışmasının ne Kürtler ne Türkiye için, aslında öyle çok fazla bir anlamı yok" dedi.
Özhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "zor ve ilginç bir seçim süreci geçirdiklerini" belirterek, yaklaşık 1,5 aylık kampanya döneminin ardından, sürecin sonuna gelindiğini bildirdi.
Bu süreçte özellikle AK Parti dışındaki partilerde ciddi hareketlilikler yaşandığını anlatan Özhan, "Bu seçimde, daha önce şahit olmadığımız kadar, Meclis aritmetiği üzerinden tartışmalar yaşanıyor. Dolayısıyla son 13 yıldır ilk kez bir seçimde 'seçimleri kim kazanacak?' sorusu sorulmaya başlandı" diye konuştu.
Bu sorunun bir meraktan sorulmadığını vurgulayan Taha Özhan, şunları söyledi:
"Son 13 yıldır seçimlerin yapıldığı bir ülkede en anlamsız soruların başında bu gelir. 'Seçimleri kim kazanacak' sorusu en fazla merak edilirken Türkiye'de bu soru anlamsızlaştı çünkü seçimleri kazanacak parti, 13 yıldır iktidarda ve güçlü bir şekilde seçimleri kazanmaya devam ediyor. Bu seçimleri de yine AK Parti'nin kazanması, bütün piyasalar tarafından, millet tarafından tahmin edilen, beklenilen bir fenomene dönüşmüş durumda. İlginç kılan şey; olur da Meclis aritmetiği üzerinden 'Türkiye ilginç bir sabaha, 13 yıldır hiç uyanmadığı bir sabaha uyanır mı?' sorusu. Aslında bunda da çok ilginçlik bir durum yok çünkü AK Parti, birinci parti olarak bu seçimlerden çıkacak, güçlü bir şekilde çıkacak, kendisinden sonraki partiye kuvvetle muhtemel en az artı 15, ondan sonraki partiye de en az artı 25 fark atacak."
Özhan, şöyle devam etti:
"Manzara bu olmasına rağmen maalesef bizim parlamenter sistemimizden kaynaklı bir sıkıntı var. Kazananın cezalandırıldığı, kaybedenin de ödüllendirildiği bir sistem. Bu hayata geçtiğinde de zaten bizim vesayet rejimi dediğimiz rejim, yıllarca bu memleketi yönetme imkanına kavuştu. Türkiye de koalisyonlara sürüklendi. Ben böyle bir ihtimalin zor olduğunu düşünüyorum. AK Parti'nin olmadığı hiçbir senaryoda Türkiye'de herhangi bir şekilde bir hükümet etme iradesinin ortaya çıkması en azından şu an için mümkün değil. Dolayısıyla yine AK Partili bir senaryonun, AK Parti'nin tek başına hükümet kurduğu bir senaryonun hayata geçeceğini düşünüyorum."
- "HDP, bir projedir"
1,5 aydır seçim kampanyalarında yaşanan gerilimin merkezinde HDP'nin bulunduğunu anlatan Özhan, "HDP, normal şartlar altında yan yana gelmeyecek onlarca farklı aktörü, onlarca farklı adayı yan yana getirmiş bir projeden ibaret" dedi.
Özhan, değerlendirmede bulunduğu kayısı dükkanındaki ürünleri göstererek, "Burası Malatya'nın her şeyi olan kayısının satıldığı bir dükkanımız. Buradaki ürünlerin hepsi birbiriyle alakalı, yan yana gelebilir şeyler ama bunları bir ağaca koymanız mümkün değil. Yani siz kayısıyı, şeftaliyi, armudu, elmayı yan yana koyarsanız onun adı meyve ağacı olmaz, meyve ağacı projesi olur. Şimdi HDP de böyle bir proje" diye konuştu.
Bir eşcinsel aday ile Diyarbakır'da camiden çıkan ve HDP'ye oy verecek ismi yan yana getirmenin mümkün olmadığına dikkati çeken Özhan, şöyle devam etti:
"Getirebildiklerini de göremedik bütün seçim kampanyası boyunca ya da Van'daki ortalama bir HDP seçmeninin din, Diyanet, din dersi ve imam hatiplerle ilgili kanaatleriyle, İstanbul'da HDP Alevi beyannamesi diye yayınlanan beyannamede dile getirilen şeylerin yan yana gelmesi mümkün değildir. Bütün bunlara bakınca, destek veren aktörlere bakınca, oradaki çarpık yapıya bakınca bu proje ortaya çıkıyor. Bu proje de bütün siyasal partileri ciddi anlamda gerdi, seçimi germiş oldu. Ciddi baskılar da yapıldı. Bundan kaynaklı bir ilginç manzara var ama bu ilginçliğin de öyle çok da ileri gidecek bir tarafı yok. Biz 8 Haziran sabahı zaten manzarayı göreceğiz. O manzarada da kuvvetle muhtemel yine AK Parti'yi göreceğiz. AK Parti'nin karar vereceği senaryoyu göreceğiz ya da hiç karar verme ihtiyacı duymayacağı, çok rahatlıkla tek başına iktidar olduğu senaryoyu göreceğiz. İşte HDP dediğimiz parti hata marjında kaldı. Bütün kampanya boyunca ne güçlü bir şekilde barajı aştı, ne de çok barajın altında kaldı. Bundan kaynaklı işte bütün anketler de anlamsız hale gelmeye başladı. Hatta Sayın Erdoğan 'sürprizlere açık olun' gibi cümleler kullanmak durumunda kaldı bunlara bakarak."
- "Baraj sorunu, HDP'nin sorunu"
Kürtlerin, AK Parti'yle senelerdir barajı aştıklarını ifade eden Özhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçmişte rahmetli Erbakan'la aştılar, Özal'la aştılar ama AK Parti'yle sadece seçim barajını değil, vesayet rejiminin önlerine koyduğu bütün barajları da aştılar. Dolayısıyla baraj sorunu, HDP'nin kendi sorunu. Kürtlerin sorunu değil. Onu düzeltmek lazım. Hal böyle olunca da bu baraj altında, üstünde kalır tartışmasının ne Kürtler ne Türkiye için, aslında öyle çok fazla bir anlamı yok. Bunun olacağı tek şey riski almış olanların maalesef ödeyecekleri bir fatura. Bizim demokratik temsilimize de vuracakları darbedir çünkü bizim 2011 seçimlerinde oluşan şu anki Meclisimiz de temsilimiz 95,4 oranında. Yani 96'lara giden bir temsil gücü var. Neredeyse oy vermiş her vatandaş kendi vekilini orada görüyor. Bunlar bu temsili bozmuş olacaklar. Hiç de iyi bir şey yapmış olmayacaklar ama yapacak fazla da bir şey yok. Türkiye kendi yolunda yürüyüp gidip devam edecek."