Medicana International Ankara Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Cemal Yüce, kanser tedavisinde kullanılan kemoembolizasyon yönteminin en ileri tekniklerden biri olarak kabul edildiğini belirterek, özellikle karaciğer kanserinde uygulanan bu işlemle tümör yükünün azaltılabildiği gibi tamamen ortadan kaldırılabildiğini ifade etti.
Yüce, yaptığı yazılı açıklamada, kanser tedavisinde tümörü besleyen damarlara doğrudan kemoterapi ilacı verilmesi işlemini içeren kemoembolizasyon yöntemine ilişkin bilgi verdi.
Söz konusu işlemin en ileri tekniklerden biri olarak kabul edildiğini belirten Yüce, ayrıca hastalara daha az yan etkiyle daha fazla etkinlik sunduğunu aktardı.
Yüce, az sayıda merkezde, ancak deneyimli ekiplerce yapılabilen ve özellikle karaciğer kanserinde uygulanan kemoembolizasyon işlemiyle tümör yükünün azaltılabildiği gibi tamamen ortadan kaldırılabildiğini dile getirdi.
Deneyimli girişimsel radyoloji ekiplerince uygulanabilen ve hastanın yaşam süresini uzatan bu yöntemde tüm vücudun etkilenmediğini, bu nedenle yan etkilerin çok daha az olduğunu vurgulayan Yüce, "Tümör yükünün kemoembolizasyon işlemiyle azaltılması, belki önceden uygulanması mümkün olmayan cerrahiyi tekrar gündeme getirebilmekte. Hatta kemoembolizasyon, sistemik kemoterapiyle beraber uygulanabilmekte." ifadelerini kullandı.
Yüce, işlem sırasında özel anjiografi cihazıyla karaciğerin atardamarları ile bunların hangilerinin tümörü beslediğinin tespit edildiği bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Sonrasında yalnızca tümörü besleyen en ince uç atardamar dallarına, uygun ve damarlardan daha ince 'kateter' denen tüpler ve kılavuz teller aracılığıyla ulaşılarak, direkt olarak ilacın doğrudan karaciğer içindeki tümöre verilmesi sağlanıyor. Son olarak 64 yaşında kronik hepatit-B virüs enfeksiyonu teşhisi olan erkek hastada, biyopsiyle oldukça ender rastlanan bir kanser türünü teşhis ettik. Cerrahi tedavi şansı olmayan bu vakada kemoembolizasyon yöntemiyle karaciğerin tamamına yakınını tümörden arındırdık."
