Dernek olarak, Türkiye çapında daha önce 6 bine yakın kişi üzerinde yaptıkları araştırma sonuçlarını da paylaşan hekimler, insan yaşamının üçte birinin geçtiği uykunun öneminin ne derece arka plana itildiği ve buna karşılık faturasının ne boyutlara ulaştığını ortaya koydu.
TUTD Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, uyku bozukluğu nedeniyle kendilerine gelen hastalarda çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Bu sorunların en ciddi olanı, genel olarak hepimizin yaşamında var olan bir olgu. O da az uyumak, yani yetersiz uyumak. Bu yetersiz uyku nedeniyle yaşanan sağlık sorunları “İnsomnia” dediğimiz tabloyu ortaya çıkarıyor. Peki bizi yetersiz uykuya kim zorluyor? Neden biz 50 yıl öncesine göre, en az 1 saat daha az uyuyoruz? İşte bunun sorumlusunun ‘endüstri toplumu’ olduğunu söyleyebiliriz.
YAŞAMIMIZIN ÜÇTE BİRİ UYKUDA GEÇİYOR
Erişkin sağlıklı bir kişinin yaşamının üçte birinin uykuda geçtiğini kaydeden Aksu, “Bu derece önemli bir zaman diliminde, insan bedeni yalnızca dinleniyor mu? Bu söylem eksik. Uykuda ve uyanıklıkta bedenimiz farklı şekilde çalışır. İnsan bedeni uykuda aynı zamanda yenilenir, uyanıklıkta yapamadığımız bazı işlevleri yerine getirir. Oysa sanayileşmiş toplum, bize uykudan feragat edin; ‘uyku yerine çalışın’, ‘uyku yerine eğlenin’ şartlanmalarını getiriyor. Bunun sonucunda da biz hep uykudan çalıyoruz. Ama uykudan çaldığımız zaman dilimi ise bize, birçok sağlık problemi ve bu yüzden ortaya çıkan öfke ve dikkat kontrolü sorunuyla, toplum sağlığını tehdit eden bir fatura ile geri dönüyor” diye konuştu.
Bugün bütün dünyada, iş yaşamında uyku bozukluklarının yarattığı faturanın ne boyutlarda olduğunun tartışıldığını kaydeden Aksu, şöyle devam etti:
“Tarih yetersiz uyku nedeniyle oluşan büyük kazaların örnekleriyle dolu. Bunlardan en büyüğü, Çernobil faciası. Sivil havacılık, karayolu ve denizyollarında da kayda nedeni “uykusuzluk” olarak geçen onlarca kaza sayılıyor. Gelecekte bu konu çok daha önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak ortaya çıkacak. İşte bu yüzden, şimdiden sağlık politikalarımızı, ‘toplumsal uyku sağlığı’ politikaları üzerine belirlemeliyiz.”
“TÜRKİYE’NİN UYKU HASTALIKLARI HARİTASINI ÇIKARTTIK”
TUTD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Özgen ise derneğin, 2010 yılında, ülkenin tüm bölgelerini örneklem içine alarak bir anlamda “Türkiye uyku hastalıkları haritası” çıkarttıklarını belirterek, 6000’e yakın kişi üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmaya ilişkin şunları söyledi:
“Derneğimizin bu araştırması dünyada uyku üzerine yapılan en büyük epidemolojik araştırmaların başında geliyor. Burada ortaya çıkan sonuçların en çarpıcısı, toplumda uykusuzluk yaşayanların oranının, yüzde 10’larda bulunması oldu. Yani aramızda 10 kişiden biri, toplumda bu sorunla çalışıyor veya trafikte araç kullanıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Peki uykusuzluk nereden kaynaklanıyor sorusunun arkasında biz önce ‘neden uyuyoruz’ sorusunu yanıtlıyoruz. Yanıt çok basit olarak ortaya çıkıyor. Ölmemek için uyuyoruz… Yani gereğinden az uyuyan, erken ölecek demektir…”
etersiz uyumanın insan hayatını ileri derecede etkileyen, gündüz semptomları yaratan bir hastalığa dönüştüğünü belirten Özgen, şöyle devam etti:
“Uykusuzluk, tahminlerin ötesinde günümüzde çocuklarda çok ciddi boyutta görülmekte. Çünkü çalışan aileleriyle olmak isteyen çocuklar, akşam 9’da zorla uyutulmak istemiyor. Dolayısıyla çocuk, ertesi güne sağlıklı bir uyku ile başlamıyor. Biraz büyüdüklerinde ise bütün gece bilgisayar oyunlarında veya sosyal medyada sabahlayan gençler oluyorlar. Dünya trafik kazalarında, uykusuz kalan gençlerin sorumluğunun ağırlığını konuşuyor.”
UYUYAMAYANLARA TAVSİYE
Uyuyamayanlara çeşitli önerilerde de bulunan Özcan, “Uyuyamadığınız süreyi, yatakta geçirmeyin. bizim toplumumuz, yataktan çıkarsa, uykusu kaçar sanıyor. Oysa uyku çağırdıkça kaçan bir şeydir. İlle yatakta kalmak, sonuçta ‘yatakta dönüp durmak’tan başka bir işe yaramaz. Uyumak için alkol veya sedatif etkili ilaçlar almak da büyük hatalardan biridir. Bunlar sizi ertesi gün ‘akşamdan kalma’ ya benzer bir yorgunluk içinde uyandırır. Çünkü alkolle uyumak, bir yandan uyuşmaya benzer bir uyku yaratırken, vücudun uykuda gerçekleştirmesi gereken işlevleri yapmasını engeller. Dolayısıyla uykusuzluğun kronikleşmesine katkıdan başka bir şey yapmamış olursunuz. Bütün uyku hastalıklarının tedavisinin ilk kuralı uyku hijyenidir. Uyku hijyeni için en basit kural, sabah erken kalkmak ve gece uykumuz geldiğinde yatmaktır. Bilinenin aksine aynı saatte yatmak değil, aynı saatte kalkmak önemlidir. Eğer atalarımızın sözünü tutar isek, güneşi üzerimize doğurmayacağız. Çünkü vücudun biyolojik ritmi için güneş ışığına ihtiyacı vardır.”
“1306 UYKU UZMANIYLA ALMANYA’DAN SONRA AVRUPA İKİNCİSİYİZ”
Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oya İtil ise kuruluşu 92 yılına kadar uzanan ve 2007’den bu yana TUTD adıyla faaliyetine devam eden derneklerinin, bugün Avrupa’da üye sayısı bakımından Almanya’dan sonra ikinci dernek olduğunu kaydetti.
Türkiye çapında 539’u hekim ve 767’i teknisyen olmak üzere, toplam 1306 uyku tıbbı uzmanını temsil eden derneklerinin, geçen Mart ayında, üyesi oldukları Avrupa Uyku araştırmaları Derneği (European Sleep Research Society (ESRS) tarafından da “en çok aktivite gösteren dernek” seçildiğini belirtti.
Bunun yanısıra Asya Uyku Araştırmaları Derneği (World Association of Sleep Medicine (WASM), Türk Japon Uyku Forumu (Turkish-Japan Joint Sleep Forum)’nun da üyesi olduklarını kaydeden İtil, şöyle konuştu:
“Dernek olarak, bugüne kadar amacımız, uyku tıbbı eğitiminin ve uygulamalarının uluslararası standartlara uygun olarak geliştirilmesidir. Bu çerçevede 2000 yılından beri, ESRS akreditasyon kriterlerine uyan 32 uyku tıbbı merkezinin akredite edilmesini ve 5 yılda bir yapılan re-akreditasyon kriterlerinde ise 17 uyku merkezinin re-akredite edilmesini sağladık. TUTD Yeterlik Kurulu oluşturduk ve 2010’dan bu yana uyku tıbbı eğitim programlarını ve sertifikasyonlarını organize ettik. Bu çerçevede bir uyku tıbbı uzmanı olabilmeleri için, nöroloji; göğüs hastalıkları; kulak burun boğaz uzmanları ve psikiyatristlerimizin, 5 gün teorik ve 6 ay da akredite merkezlerde pratik eğitim almalarını sağladık. Bunların sonucunda, 1998 yılından beri yeterlilik sınavını kazanan 457 uzman hekim ve 2010 yılından bu yana da 106 teknisyeni, bu uzmanlığa kazandırdık.”
“UYKU HUKUKU” TÜRKİYE’DE DE UYGULAMAYA GEÇTİ
Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hikmet Fırat da dünyada uyku hastalıklarının yarattığı iş gücü kaybı ve maluliyet hukukunun, üç yıl önce, Türk hukukuna da yansıdığını belirtti. Ancak uygulamada, özellikle uykuda solunum bozukluğu hastalarına verilen erken emeklilik; fatura ödemelerinde indirim gibi bir takım yasal hakların, bir kesim tarafından kötüye kullanılmaya çalışıldığını ifade eden Fırat, “Bu da uyku tıbbı uzmanları olarak bizleri gerek tıp etiği gerekse hasta iletişiminde zora sokan bir süreçle karşı karşıya bırakmakta” şeklinde konuştu.
Türk Uyku Tıbbı Derneği hekimlerinin araştırmalarından çıkan çarpıcı sonuçlar…
• Her 10 kişiden biri, yani toplumun yüzde 10’u, kronik uykusuzluk içinde aramızda yaşıyor; çalışıyor ve trafikte dolaşıyor.
• 50 yıl öncesine göre tüm insanlık, en az bir saat daha az uyuyor.
• “İnsanları yetersiz uykuya zorlayan, uyku yerine çalışmayı; uyku yerine eğlenmeyi öğreten kimdir” sorusunun yanıtı, “endüstri toplumu”nda.
• Vardiyalı çalışanlar arasında, kanser ve sayıları 85’i bulan uyku hastalıklarının tümünün görülme oranı, daha yüksek.
• Toplumun en uykusuzları, gençler… Bilgisayar çağı, gençleri uykusuz bırakıyor. Dünya istatistikleri, trafik kazalarında da gençlerin rolünün, daha büyük olduğunu gösteriyor.
• Erkekler, çalışma yaşamında daha çok bulunmalarından dolayı kadınlara göre daha az uyuyor. Fakat çalışma yaşamı istatistiklerinde böyle bir fark yok. Buna rağmen insomnia denilen yetersiz uyku hastalığı yaşayanlar erkeklerden daha çok kadınlar...
• Dünya, uyku hastalıklarının yarattığı iş gücü ve dikkat kaybının faturasının boyutlarını tartışıyor. Fatura ölçülemeyecek kadar büyük. Tarih yetersiz uyku nedeniyle oluşan büyük kazaların örnekleriyle dolu. Bunlardan en büyüğü, Çernobil faciası. Sivil havacılık, karayolu ve denizyollarında da kayda nedeni “uykusuzluk” olarak geçen onlarca kaza sayılıyor.
• Uykusuzluk yaşayanların uyumak için alkol almaları, en büyük hatalardan biri. Çünkü alkol hem solunum yollarında bir kasın doğru çalışmasını engellediği için, hem de vücudun uykuda gerekli yenilenmeyi yapmasına engel olduğu için, ihtiyaç duyulan gerçek uyumaya engel oluyor. Hatta uykusuzluğu kronikleşmesine yardımcı oluyor. Çünkü alkol tüketimi ve uyku hastalıkları arasında doğru orantılı bir paralellik saptandı.
• Eğer sağlık politikaları, “uyku sağlığı” üzerine kurulmazsa; gelecekte uykusuzluk, çok daha büyük bir “toplum sağlığı” sorunu olarak karşımıza çıkacak.