Antalya’nın Manavgat ilçesinde Hüseyin (34) ve Ayşegül Sarı (28) çiftinin 2 çocuğundan en küçüğü Eylül Hasel Sarı’nın karaciğer ve böbreğinde doğum sonrası sorunlar olduğu anlaşıldı.tedavi altına alındı. Karaciğerinde yerleşen genetik bir hastalık yüzünden böbreklerindeki taşlar hızla artan Eylül için 1 yaşına gelince ise nakil kararı alındı. 8 kilo olarak ameliyata alınan minik çocuğun 2 böbreği birden alındı ve babanın tek böbreği, babasının arkadaşı İbrahim Halil Sökmen’in (26) ise karaciğerinden bir kısım nakledildi.
Basın karşısına geçen Eylül’ün şuanda ise 9 kilo olduğu ve sağlığının son derece yerinde olduğu belirtildi.
"Her iki vericinin de canlı olması çok nadir"
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Bülent Aydınlı, üniversite için bugünün önemli ve gururlu bir gün olduğunu dile getirdi. Dünya üzerinde bu yaş ve kiloda hem karaciğer hem de böbreğin, iki canlı vericiden nakil yapılmasının çok nadir olduğuna dikkat çeken Aydınlı, "Bu zamana kadar dünya üzerinde böyle nakiller, genellikle 200 civarında yapılmış fakat hem bu kadar küçük çocuğa her iki vericinin de canlı olması çok nadir. Zannedersem ülkemizde de ilktir diye düşünüyorum" dedi.
"2 küçük böbrek çıktı, babasının böbreği girdi"
Naklin detaylarıyla ilgili bilgiler de paylaşan Aydınlı, "Eylül’ün karaciğerini çıkardık, arkadaşımızdan aldığımız karaciğerin küçük tarafını sol tarafa ağırlıklı taktık, sağ tarafı bir miktar boşalttık. Kendisinin her iki böbreğini de çıkardık. Çünkü o kötü madde böbreklerde birikmiş durumdaydı. Bir miktar boşluk oluşturduk ama buna rağmen bir yüktü. 2 küçük böbrek çıktı, babasının böbreği girdi. BU çocuklarda en önemli şey karnın kapatılması, onun için sadece cildini kapattık. Şuan karın kaslarını kapatmadık, daha sonra küçük ameliyatlarla karın kaslarını kapatacağız" dedi.
"Bizim literatürde bulabildiğimiz bu grupta bir hasta yok"
Eylül’ün operasyonunda cerrahi destek sağlayan ve Türkiye'nin ilk yüz naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan, operasyonun organ nakli camiası tarafından önemli bir ameliyat olduğuna dikkat çekerek, "Bülent hocamız biraz mütevazi davranıyor ama kilo olarak bizim literatürde bulabildiğimiz bu grupta bir hasta yok ama derin araştırılması gerekiyor. O açıdan bu ilkti, o açıdan bunu sunmak bize gurur veriyor" ifadelerini kullandı.
"Çok şükür hayatta"
Bebeğinin sağlığına kavuştuğu için oldukça mutlu olduğunu ifade eden anne Ayşegül Sarı, "3 aylıkken idrar enfeksiyonu geçirdi, böbreğinde taş olduğu ortaya çıktı, 1 ay içerisinde taşlaşma böbrek yetmezliğine çevirdi. Sonra testler sonucunda ortaya çıktı. Sürekli burundan hortumla besliyordum. Çok şükür nakilde sonra yavaş yavaş yemeye başladı. Kaybedebilirdik bebeğimizi ama çok şükür ki hayatta. Allah binlerce kez razı olsun herkesten" diye konuştu.
Baba Hüseyin Sarı da bebeğinin hastalık sürecinde iradesinin kuvvetli olduğunu ve sağlığına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu dile getirdi.
"Babası abim, annesi yengem oldu"
Karaciğer bağışlayan babanın arkadaşı İbrahim Halil Sökmen ise duygularını şu cümlelerle anlattı:
"Ben bu zamana kadar hep dışlanarak büyüdüm. Önemli olan insanın dış görünüşü değil. Kalbindeki güzellik. Ben ablamı kanserden kaybettim, bu acıyı çeken bilir diye düşünerek ve örnek olması için yaptım. Dışlandım, önem görmedim. Ablam öldü belki bir kardeşim olur diye böyle bir şeye karar verdim. Mutluyum, onu her gördükçe ağlıyorum. Benim bir çocuğum olmadı, ama onu bir kardeşim olarak, ailem olarak görüyorum, babası abim oldu, annesi yengem oldu."