Efsaneler ve hayallerle birlikte dolaştığım Ağrı’da yeniden gerçek dünyaya dönüyor ve merkezdeki, trafiğe kapalı Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyüş yapıyorum. Ağrılılar tespih, tuhafiye, züccaciye dükkânlarına girip çıkıyor; kıraathanelerde sohbetler iyice koyulaşıyor. Eline listesini almış hanımlar pazarın yolunu tutuyor. Vitrinden beni gören, üzerlik otundan yapılan üçgen nazarlıklar ise arkamdan sesleniyor: “Maşallah, maşallah! Güzel gezdin.” “Güzel gezdim ya…” diyorum içimden. “Hem de yüce bir dağdan derin bir meteor çukuruna kadar… Ağrı, adım adım gezilmesi gereken bir yer bence!”