AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Recep Akdağ, "Özellikle son 6 aydır çok başarılı bir mücadele sürdürülüyor. Birçok yerde terör örgütünün nefesi kesildi. Güneydoğu'daki bazı kasabalarda, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki faaliyetleri karşısında güvenlik güçlerimiz çok başarılı bir biçimde operasyonlarını devam ettiriyorlar. Sivillere zarar verilmemesi için de büyük bir dikkat içinde davranılıyor" dedi.
Akdağ, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de terör örgütlerinin ülke huzurunu bozmak için faaliyet yürüttüğünü, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde bir polisin şehit edildiğini ve biri 5 aylık bebek olmak üzere 5 kişinin hayatını kaybettiğini, Sultanahmet'te de 10 turistin öldüğünü anımsatarak, "Hem Türkiye'de hem dünyada teröre karşı sağduyunun ön plana çıktığını gördük" diye konuştu.
Bazı akademisyenlerin dolaylı olarak şiddeti ve terör örgütünü destekler anlamda olan bir bildiriye imza attığını vurgulayan Akdağ, imza atan isimlerin aslında akademinin icap ettirdiği bilimsel gerçeklikten uzak bir tarafgirlik içinde olduklarını ifade etti.
Bölücü terör örgütünün Kürtlerin bulunduğu her yerde vatandaşın hayatını çekilmez hale getirmek için her türlü faaliyeti yürüttüğünü anlatan Akdağ, şunları kaydetti:
"İktidarımız bununla ciddi şekilde mücadele etmeye devam edecektir. Özellikle son 6 aydır çok başarılı bir mücadele sürdürülüyor. Birçok yerde terör örgütünün nefesi kesildi. Güneydoğu'daki bazı kasabalarda, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki faaliyetleri karşısında güvenlik güçlerimiz çok başarılı bir biçimde operasyonlarını devam ettiriyorlar. Sivillere zarar verilmemesi için de büyük bir dikkat içinde davranılıyor. Bölücü terör örgütü PKK'ya doğrudan ya da dolaylı olarak destek veren siyasi taraflar ve kişisel destek verenler halk nazarında mahkum ediliyor.Kürt kardeşlerimiz PKK'nın hain, zalim yüzünü çok daha iyi görüyorlar. Son zamanlarda PKK ve HDP vatandaş nezdindeki desteklerini giderek kaybediyor. Bunu gördükçe de şiddetin dozunu artırarak, baskıyla işlerini halletmeye çalışıyorlar."
Erzurum'da da PKK'nın ve destekçilerinin nefes almasına müsaade etmeyeceklerini, vatandaşın üzerindeki baskıların tamamen kalkması için çalıştıklarını açıklayan Akdağ, "Masum insanlara, sivillere, bebeklere saldırmaktan, şiddet uygulamaktan çekinmeyen, okul yakan, öğretmenlerin derslere girmesine izin vermeyen, ambulansa bile kurşun sıkan bir zihniyet artık milletin nazarında mahkum olmuş durumdadır" değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütünün başarılı olma şansı ve ihtimalinin olmadığını da kaydeden Recep Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de Erzurum'da huzur içinde güven içinde yaşamaya devam edeceğiz. Kürt kardeşlerimizin yoğun yaşadığı ilçelerde herhangi bir kişi ya da kişiler bir baskı ya da tehdit unsuru olmaya teşebbüs ederse, vatandaşlarımız bunu güvenlik güçlerimize bildirsin. Hiç endişe etmesinler devletimizin gücü, Türkiye Cumhuriyetinin gücü 3-5 çapulcu PKK yandaşının gücünden kat kat fazladır. Yeterki vatandaşımız çekinmesin, endişe etmesin. Kim bu işlere tevessül ettiyse, gereken cevabı alacaktır, cezası kesilecektir."
Terör örgütüne bir şekilde doğrudan ve dolaylı yoldan destek veren kişiler arasında kamu görevlilerinin de olabileceğini ifade eden Akdağ, "Kim böyle bir yanlışın içine düşerse hukuki anlamda ne yapılması gerekiyorsa onlar için de yapılıyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 'ne ilişkin iddialara dair üniversite yönetiminin konuyu takip ettiğini biliyorum. Dicle Üniversitesi'nin adını bir bütün olarak alıp, oradaki herkesi töhmet altında bırakmak olmaz. Suçun bireyselliği ilkesinden hareket ekmeliyiz. Türkiye bir hukuk devletidir" diye konuştu.
- Akademisyenlerin bildirisi
Bir soru üzerine, akademisyenlerden sonra bazı sanatçıların da bir bildiri imzaladığını aktaran Akdağ, şunları söyledi:
"Türkiye'de on binlerce akademisyen ve sanatçı var. Bunların içinden çok küçük bir grubun bir yanlış bildiriye, yapılmaması gereken bir biçimde imza koyması, kendilerince bir algı oluşturmaya çalışmaları yanlıştır. Türkiye'deki akademisyen ve sanatçıları bu bağlamaz. Çok daha büyük sayıda bir akademisyen de karşı bildiri hazırlıyor. Savcıların da harekete geçtiğini görüyoruz. Meseleyi küçük bir grubun şahsi bir tasarrufu olarak görmek ve bunu bütün akademisyenlere asla mal etmemek lazım."
Akdağ, 1001 hatim duasına katılmak için Erzurum'a geldiklerini belirterek, "Erzurum'da yaklaşık 500 yıldır devam eden bu gelenek, büyük bir canlılıkla devam ediyor. Bu sene 25 bine yakın hatim okunmuş durumda" dedi.