Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanık hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumlarındaki duruşma salonunda görülen davada, sanık Kobra helikopter pilotu eski Yarbay İlkay Ateş itiraflarda bulundu.
Ateş, yaşanan darbe girişiminin daha önce "cemaat" olarak bildiği FETÖ/PDY tarafından yapıldığını belirtti.
Darbe girişimi öncesi 16-30 Haziran'da Hakkari'de görev yaptığını ve 1 Temmuz'da Ankara'ya geldiğini ifade eden Ateş, ardından da bayram dolayısıyla memleketine gittiğini anlattı.
"Ben de cemaattenim, birbirimizi test etmeyelim"
Ateş, eski Yarbay Özcan Karacan'ın 9 Temmuz'da kendisini arayıp hafta içinde dönüp dönmeyeceğini sorduğunu, "hayırdır" dediğinde ise "hayır" cevabı aldığını söyledi. Temmuz'un 11'inde Ankara'ya gelip mesaiye başladığını aktaran Ateş, öğleden sonra odasına gittiği Özcan Karacan ile görüştüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Genelkurmay Başkanı'nın emriyle bir faaliyet icra edileceğini, süper Kobra pilotu olarak 8 kişilik bir ekip hazırlayacağını, görevin çok önemli olduğunu ve tecrübeli ekipten kuracağını, benim de bu ekipte olup olamayacağımı sordu. Ben de kendisine 'Sınır ötesi bir faaliyet mi var?' diye sordum.
İçinde bulunduğumuz dönemde sıkıntılı bir süreç yaşıyorduk. 'Evet, onun gibi bir şey' dedi. Ben de o zaman kontrol pilotuydum, bu helikopterlerle uçabilecek en tecrübeli iki üç kişiden birisiydim, benim de görevde yer almamın devlet ve millet açısından iyi olacağını düşünerek görevi kabul ettim. Detayların daha sonra geleceğini söyledi. Bu gizli bir görev olduğu için kimseye bahsetmememi söyledi. Ekibi kendisinin hazırlayacağını söyledi.
Biz de askerlikte bilinmesi gereken prensip olduğu için üzerine fazla gitmedik. Bununla ilgili bilgi alabileceğimizi düşündük, değerlendirdik. Daha sonra odasından ayrıldım. Aşağıda kamelya var, çay içiyordum. Yaklaşık yarım saat sonra filandı. Tekrar 'Odama gelir misin?' dedi. Gittim. Bana kendisinin cemaatten olduğunu söyledi. Dedim ki 'Hangi cemaat, ne cemaati?', 'Fetullah Gülen cemaati' dedi. Dedim ne alaka. 'Yok, bilmeni istedim.' Böyle bir usül yoktur çünkü. 'Bilmiyorum, siz olabilirsiniz, benimle ilgisi ne, niye bana soruyorsunuz?' dedim. 'Yok. Sadece bilmeni istedim. Ben de cemaattenim, birbirimizi test etmeyelim' şeklinde şeyler söyledi. Ben bunu kabul etmedim tabi."
Ateş, bu sırada odaya Sadullah Abra'nın girdiğini ve konunun kapandığını belirterek, ardından odadan çıktığını bildirdi.
Ateş, çarşamba günü alayda birkaç işi bulunduğunu ve detaylarla ilgili bir gelişme olup olmadığını öğrenmek için Özcan Karacan'a gözüktüğünü, onun da odasında kimse olmadığı sırada faaliyetin Ankara'da olacağını söylediğini aktardı. Ateş, Karacan'ın emrin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanından geldiğini söylediğini öne sürdü.
Karacan'ın, polis ve jandarmanın da bu faaliyete katılacağını söylediğini belirten Ateş, Karacan'ın, faaliyetin ne olacağını ve detaylarını ise yine anlatmadığını iddia etti. Ateş, Özcan Karacan'ın faaliyetle ilgili bilgi almak için Yüzbaşı Talha Çelik de dahil akşam bir yere gideceklerini ve sivil olacaklarını ifade ettiğini belirterek, akşam bir marketin önünde buluştuklarına değindi.
Cemaat evinde talimat vermişler
Özcan Karacan’ın yanında Yarbay Erdal Başlar'ın da olduğunu gördüğünü ifade eden Ateş, bir eve girdiklerini anlattı. Ateş, akşam namazı vakti olunca Karacan'ın "Namaz kılalım" dediğini ve ısrar ettiğini belirterek, şu iddiaları dile getirdi:
"Kıldık namazı ama Özcan Karacan'ın namaz kılmayı bildiğini düşünmüyorum. Namazı kıldıktan bir on dakika sonra birisi geldi. Başka, salon tarzı bir yere geçtik. Orada oturduk. Gelen kişinin kendisini Ramazan olarak tanıttığını hatırlıyorum. 40 yaşlarında asker kılıklı, pantolon gömlek, tıraşlı ve askeri jargonu kullanıyordu.
Orada söylediği şey 'Genelkurmay Başkanımızın emriyle bir faaliyet icra edeceğiz, komutanlarınızın verdiği emirlere uyun.' Kim olduğunu bilmiyorum. Sonra Erdal Başlar 'Amerika ve diğer partiler bu işe nasıl bakıyor?' diye sordu. 'Bunları zaten kimse sevmiyor, sıkıntı yok.' dedi. Sonra Özcan Karacan müdahale etme gereği hissetti galiba. Fazla konuşturmadı o kişiyi. Geçen tek konuşma bu oldu."
Perşembe günü tekrar Özcan Karacan'ın odasına gittiğini, niye buraya götürdüğünü, gelen kişinin kim olduğunu sorduğunu anlatan Ateş, onun da bu kişiyle görüşmesi gerektiğini ve kim olduğunu bilmemesinin şu an için daha iyi olacağını söylediğini öne sürdü.
"Cemaat evi olduğunu anlamadın mı?" diye kendisine de sorulduğunu dile getiren Ateş, cemaatle cemaat olarak görüştüğünü, terörist, vatan haini olmadığını bildirdi. Ateş, "Benim cemaat olarak bildiğim, dini inanç ve duygularımı bir şekilde tatmin ettim." diye konuştu.
Karacan’ın detayları yine söylemediğini öne süren Ateş, diğer birliklerin ise kendi güvenliklerini alacağını ifade ettiğini bildirdi.
"HDP'lileri alacağımızı düşündüm"
Ateş, terör bölgesinde görev yaptığı ve kafasında terörle ilgili şeyler olduğu için daha önce fezlekeleri kaldırılan HDP'lilerin alınacağını düşündüğünü iddia ederek, kimle uçuş yapacağını dahi henüz öğrenemediğini ileri sürdü.
"Özcan Karacan tarafından ciddi anlamda kandırıldığımızı düşünüyorum, yani ben kandırıldığımı düşünüyorum da diğerleri için bilmiyorum." diyen Ateş, cuma günü gelmesine rağmen hala detay verilmediğini savundu.
Ateş, Karacan'ın en son Çankaya Köşkü, TÜRKSAT gibi stratejik hedefleri sayıp haritadan yerlerine bakmalarını istediğini belirterek, sonra da sabaha doğru 03.00'te yapılacak faaliyet için 20.30 gibi gelmelerini söylediğini aktardı.
Sadullah Abra'nın arayıp Karacan'ın gecikeceğini söylediğini dile getiren Ateş, bunun üzerine İstanbul’da kayınbiraderinin nişanına gideceği için bir alışveriş merkezine hediye almak için gittiğini anlattı. Abra’nın tekrar arayıp çağırdığına işaret eden Ateş, 22.00 civarında birliğe girdiğini belirtti.
Ateş, birliğe girerken kapıda gördüğü askerin Kara Kuvvetleri Komutanı'nın geldiğini söylediğini belirterek, daha sonra odasına geçip üstünü değiştirdiğini ifade etti. Ardından Yüzbaşı Talha Çelik’in odasına geçtiğini ve Özcan Karacan'ın biraz sonra gelip sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini anlatan Ateş, hemen uçuş hattına gitmeleri gerektiğini, Genelkurmaya, diğer birliklere hatta Güvercinliğe de saldırı olabileceğini bildirdiğini aktardı.
"Tek motor dahi olsa uçma emri verildiğini" de söylediğini belirten Ateş, Karacan'ın Kara Kuvvetleri Komutanının, Kurmay Başkanının, Garnizon Komutanının birliğe gelmesini de kullandığını iddia etti.
Ateş, Özcan Karacan'a "Biz atış yapacak mıyız?" diye özellikle sorduğunu ve onun da gece 03.00’teki faaliyet için kesinlikle atış yapmayacaklarını söylediğini bildirdi.
S70 helikopterlere eskortluk yapacakları söylendiği için kalkıp onları takip ederek Akıncı Üssü'ne uçtuklarını ancak Akıncı kuleyle telsizden irtibat kurduklarında malumatlarının olmadığı bilgisinin verildiğini anlatan Ateş, bunun üzerine Güvercinlik'e dönüşe geçtiklerini kaydetti.
Genelkurmayda "Polis araçlarını vurun" talimatı
Ateş, Güvercinlik kuleden Genelkurmay Başkanlığında alçak uçuş yapmalarının istendiğini, oraya gittiklerinde yerdeki helikopterde bulunan Yarbay Halil Gül'ün Genelkurmay Başkanı'nı beklediğini söylediğini aktardı. Genelkurmay Başkanlığı üzerinde dönerken içeride ya da dışarıda çatışma olduğuna dair telsizden bilgi verildiğini ancak böyle bir çatışma görmediklerini karşı tarafa aktardıklarını belirten Ateş, "Devam ederken 'polis araçlarını' vurun talimatı geldi telsizden. 'Polisleri vurun' talimatı verince ve böyle bir şey beklemediğimiz için, böyle bir şey söylenince, 'silah sistemleri arızalı' dedim. 'Top dönmüyor, hareket etmiyor' diye birkaç sefer bu ifadeyi kullandım. Bunun üzerine Özcan Karacan tarafından helikopter değiştirilmesi talimatı verildi." dedi.
Dönüp başka bir helikoptere geçtiklerini belirten Ateş, tekrar Genelkurmay Başkanlığına yönlendirildiklerini, bir iki dakika kaldıktan sonra telsizle Beytepe ya da Beştepe’ye saldırı olduğunun söylendiğini ifade etti. Ateş, Beytepe'ye geçtiklerini ancak bir hareket olmadığı için Özcan Karacan tarafından "Çok çirkin şeyler oluyor. İçeriye ateş ediliyor" şeklinde ifadeler kullanılarak Beştepe Jandarma Karargahına yönlendirildiklerini, burada da nizamiye önünde askeriyeye ait zırhlı araçlar gördüklerini dile getirdi.
Beştepe ve TRT'de "atış emri" verilmiş
Polis araçlarının uzakta bulunduğunu, nizamiyeden girmeye çalışan olmadığını, bunu da telsizden bildirdiğini anlatan Ateş, Karacan tarafından zorla "atış yapın" emri verildiğini bildirdi. Ateş, birlikte uçtuğu Talha Yüzbaşı ile konuşup, binanın yan tarafında, insanların olmadığı ağaçlık bir bölgeye atış yaptıklarını öne sürdü.
Telsizden de atış yaptıklarını söylediğini, ardından da TRT’ye gönderildiklerini belirten Ateş, yine Karacan tarafından "TRT'nin önünde TOMA var onu vurun" emri verildiğini ve Karacan'ın bu emri 3-4 kez tekrarladığını ifade etti.
Ateş, "O gece bütün talimatları veren, elinde el telsiziyle karargahtan Özcan Karacan'dı." dedi.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, darbeyi kimin yaptığını sorduğu Ateş, "FETÖ" cevabını verdi.