ERZURUM - Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, cephede yaralanan askerlere yapılan müdahalelerin tıp alanında gelişmelere zemin hazırladığını ifade ederek, "Künçer çivileri, 2. Dünya Savaşı'nın ortopedik travmalarının bir armağanıdır." dedi.
Sönmez, Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği Atatürk Üniversitesi Şubesince Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda düzenlenen "Tıbbın Arkasındaki Savaş Teknolojisi" konferansına katıldı.
Sönmez, 1. ve 2. dünya savaşları ile Vietnam, Kore, Körfez, Balkan savaşlarında cephede yaralanan askerlere yapılan müdahalenin tıp alanında gelişmelere zemin hazırladığını söyledi.
Sönmez, 2. Dünya Savaşı'nda kolu, bacağı kırılan askerlerin aylarca cepheye dönememesi üzerine Adolf Hitler'in talimatıyla araştırma yapıldığını dile getirerek, "Yapılan çalışmalar sonunda künçer çivileri ortaya çıkıyor. Künçer çivileri, 2. Dünya Savaşı'nın ortopedik travmalarının bir armağanıdır. Bacağına künçer çivisi çakılan bir hasta 3 hafta sonra tekrar harbe dönebiliyor." diye konuştu.
- "Patlayan uçak camlarından göz içi lensler geliştirildi"
1. Dünya Savaşı'nda pilotların basit uçakların camlarının patlaması sonucu gözlerinden yaralandığını belirten Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ön cam patladığı zaman küçük cam parçaları göz içine girdiğinde yıllar sonra bu cam parçalarının reaksiyon vermediği tespit edilmiştir. Buradan yola çıkarak göz içi lensler geliştirilmiştir. Benim öğrencilik yıllarımda katarakt ameliyatı olan bir tonton amca, şişe dibi gibi mercekli gözlükler kullanırdı. Bugün katarakt ameliyatı olduğunu dahi fark etmediğimiz hastalarımızın bu pilotların gözüne kaçan ön cam parçalarından kaynaklanan göz içi mercek teknolojisiyle yapıldığını biliniz. Irak Savaşı'nda çok ciddi parça tesirli bombalar kullanıldı. Bu ortez protez cerrahisine çok büyük yararlar getirdi. Irak Savaşı sayesinde protez cerrahisinde çok ciddi gelişmeler oldu. Yine Körfez Savaşı damar cerrahisinin de gelişmesine vesile oldu. Sahra hastanelerinde başlanan kateter işlemi bugün açık kalp ameliyatlarında da kullanılıyor."
Sönmez, askeriyenin çok sıklıkla kullandığı termal kameraların da tıp teknolojisinde kullanılmaya başlandığını dile getirerek, şunları ifade etti:
"Termal kamera iki cisim arasındaki ısı farkından görüntü elde ediyor. Termal kamera, tüm Phantom uçaklarında, helikopterlerde, tanklarda kullanılan bir harp silahı aslında. Harp silahı olarak kullanılan termal kameralar biraz değişiklikle ameliyathaneler için anjiyografi cihazına dönüştürülebiliyor. Termal kamera kalbi görecek şekilde konumlandırılıyor, cerrah da monitörden kalp ve damar arasındaki ısı farkıyla ameliyatını daha rahat tamamlayabiliyor."
Sönmez, savaş teknolojisi gibi uzay teknolojisinin de tıbbın gelişmesine katkı sağladığını örneklerle anlattı.
Artık robotların cerrahların elleri gibi hareket edebildiğini anlatan Sönmez, "Uzay savaşlarının olmayacağını anlayan NASA tıbbi teknolojiye yöneldi ve bu tür kompleks aletler üretmeye başladı." sözlerine yer verdi.